USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Erdoğan'dan İsrail'e sert tepki

Meclis Genel Kurulu toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Yeni Yasama Yılı Açılış Töreni'nde konuştu önemli mesajlar verdi.

Erdoğan'dan İsrail'e sert tepki
01-10-2015 19:50
Google News

Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Sayın Başkan değerli milletvekilleri TBMM'nin 25. Dönem 2. Yasama yılının açılışında sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. 23 Nisan 1920 de TBMM'nin açılışını gerçekleştiren o ilk Meclis'ten 25. döneme kadar bu aziz çatı altında görev yapan tüm milletvekillerine şükranlarımı sunuyorum.

Bilindiği gibi 7 Haziran seçimleri hiç bir siyasi partinin tek başına iktidarı sağlayamadığı bir tablo ile sonuçlandı. TBMM'nin 25 dönemi kısa sürmüş olabilir. Ama milli iradenin üstünlüğünü koyması bakımından büyük anlama sahiptir. Yaşadığımız süreç ilk kez şahit olduğumuz bir süreçtir. Bir hükümet kurulmamasına rağmen Türkiye çok büyük demokratik olgunluk sergilemiştir. Türkiye'de ekonomi ve siyasetin karşı karşıya kaldığı dönemler hepimizin malumudur. Bu tür durumlarda eskiden Türkiye krizlerle kıvranmış demokrasi dahi askıya alınmıştır. Bu bahaneye sarılan müdahaleciler vesayetçiler siyaset kurumunu zayıflatmakla kalmamış demokraside de derin yaralar açmışlardır. Bugün bu dönemde Türkiye'nin demokrasinin hukukun siyasetin milli iradenin gereklerine uygun yaşanmış olması hepimiz adına büyük bir kazançtır. Bu dönem bunu test ettik ve ulaştığımız düzeyi gördük. Siyasi partiler kendi varlıklarını inkar ediyor demektir. Kimse siyasal alanda ortaya çıkartılan boşluğun faturasını Cumhurbaşkanlığı olmak üzere başka yerlere çekerek sorumluluktan kurtulamaz. Milletimizin basireti her türlü kilidi açacak marifete sahiptir. Milli irade tek ve yegane çıkış yoludur. Türkiye 1 Kasım'da bir daha seçimini yapacak ve milli iradeyi tecelli ettirecektir. Terörün çirkin yüzünün sandıkları tehdit etmesini engellemek için tüm siyasi partilerin insani ve vicdani tavır sergileyeceklerini kolaylaştırıcı bir tavır alacaklarını umuyorum. Hep birlikte üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz. Milletimizin birliğini, ülkemizin bütünlüğünün, bayrağımızın resmi dilimizin hepsinin asgari ortak noktamız olduğunu özellikle belirtmek isterim.

TÜRKİYE HER ANLAMDA EMİN ELLERDEDİR

Milletin dışında güç odaklarına paralel yapı ve teröre sırt dayayanlar millete ve hukuka hesap vermekten kurtulamaycaklardır. Milletizini feraset ve basireti yerli olanla yabancı olanı ayıracaktır. Bu 1 Kasım'da son derece önemli bir sınavdır, Türkiye'nin de bu sınavı başarıyla atlatacağına inanıyorum. Türkiye her anlamda emin ellerdedir. Tarih hiç şüpheniz olmasın Türkiye'nin önlenemez büyümesine şahitlik etmeyi sürdürecektir. Türkiye'ye yönelen tüm saldırılar bu ülke karşısında erimeye mahkumdur. Türkiye atılım dönemindedir ve mutlaka 2023 hedeflerine ulaşılacaktır.

TÜRKİYE DÜNYA YILDIZI OLDU

Güçlü kararlı, dürüst ve şeffaf bir yönetim altında geçtiğimiz 13 yılda Türkiye ekonomisi yıllık 5 oranında büyüme katetti. Milli gelirimiz 800 milyon dolara çıktı. Enflasyon ve faizler bu istikrar ve güven ortamında tarihi seviyelere geriledi. Türkiye okulları hastaneleri yolları köprüleri tünelleri ve tüm havalimanlarının 25'ten 59'a çıkması ile dünyanın parlayan yıldızı oldu. Sadece YHT'lerde hat uzunluğu bin 213 km'yi buldu. Hedefimiz 2023'e kadar YHT'lerin uzunluğunu 13 bin kilometreye ulaştırmaktır. Hava taşımacılığında büyük bir atılım gerçekleştirdik. Havayolunu halkın yolu yaptık.

TÜRKİYE EKONOMİSİ ŞOKA MARUZ KALMADI

13 Yıl boyunca gerçekleştirilen yapısal reformlar ekonomide ciddi yatırımları engelledi. Aylardır yaşananlara rağmen Türkiye ekonomisi bir şoka maruz kalmadı. Bankacılık sistemimiz dünyanın en güvenli ve sağlam sistemlerinden biridir. Kısmi durgunluk geçicidir. 1 Kasım sonrası kurulacak hükümet ekonomik göstergelerin yeniden yukarı olmasının da miladı olacaktır. Finans sektörünün reel sektörü zor durumda bırakacak şekilde davranmasını da asla kabul etmeyiz. Tüm saldırılara rağmen Türkiye ekonomide de 2023 hedeflerine ulaşacak dünyanın parlayan yıldızı olacaktır.

O SÖZLERİM ÇARPITILDI

Önceki dönemin son haftalarında görüşülen iç güvenlik paketinin güvenlik güçlerimize ve adli birimlerimize büyük katkı sağladığına inanıyorum. Yanı başımızdaki Suriye ve Irak'ta yaşanan hadiseler giderek tırmanırken ülkemize de farklı yansımaları oldu. Bir siyasi parti başkanının çağrısıyla başlayan 6-8 ekim olaylarında 50 vatandaşımız hayatını kaybetti. Daha önce Obama'nın bir sözünü aktarmıştım. Peşmerge ve Özgür Suriye Ordusunun geçişine biz izin verdik. Bölge düşüyor demiştim. Sözümü çarpıtan o partinin lideri ve arkadaşları ülkeyi ateşe sokacak adımlar attılar. Bölgeden gelenlere biz kapımızı açarak kabul ettik. Bölgeye yüzlerce kamyon insani yardım gönderen de bizdik. Yalan ve fitne çarkını işleten bu kesimler gerçek tüm açıklığıyla ortada olmasına rağmen hala aynı şeyleri iftiraları yapmaktan geri durmuyorlar.

İMKANIMIZ OLMAYABİLİR AMA GÖNLÜMÜZ ZENGİN

Bugün Suriye ve Irak dediğimiz yerler 1 asır önce Mardin'den Hatay dan farkı olmayan coğrafyalardı. Onları kendi vatandaşlarımızdan ayrı görmek tarihte bizi mahçup eder. Orada yaşayanlara bakışımız asla Avrupa ülkeleri ile aynı olamaz. Kobani'de veya başka şehirde yaşayanların sıkıntıya düşmesi en az onlar kadar bizi de üzer ve harekete geçirir. O yüzden tüm kardeşlerimize kapılarımızı açtık ve açmaya devam ediyoruz. Hala elimizden gelen yardımı da yapmayı sürdürüyoruz. Bizim kimi Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi Akdeniz'de ölüme terk etme, zulme maruz bırakma hakkımız asla yoktur. Kardeş sözümüz bin yıllık bir duygunun ifadesi olarak çıkıyor. İmkanlarımız sınırlı olabilir ama hamdolsun gönlümüz zengin. Gönül zenginliğimizin bereketini de 5 yıldır görüyor bundan sonra da görmeye devam edeceğiz.

TÜRKİYE YARDIMA DEVAM EDECEKTİR

Her şeye rağmen Türkiye istikrarsızlık çatışma ve kaosun giderek arttığı bir bölgede güven ve istikrar adası olarak varlığını sürdürüyor. Türkiye bölge ülkelerine hiç bir zaman çıkar penceresinden bakmamıştır. Bölgedeki olaylara mezhep veya etnik sebeple yaklaşmıyoruz. Günü kurtarmanın değil ortak bir geleceği bölgedeki kardeşlerimizle inşaa etme çabası içindeyiz.

UMARIZ SON YAŞANANLAR ÇÖZÜM OLUR

Türkiye 4 yıldır 2 milyon kardeşine sahip çıkarak komşuluk görevinin yanında tüm insanlığın onurunu kurtarmıştır. Türkiye bir insanlık dersi vermiştir. Bu vesile ile buradan tüm vatandaşlarıma gösterdikleri insani duruş için teşekkürlerimi sunuyorum. 4 Yıldır görmezden gelinen bu sorunla artık Avrupa ülkeleri de yüzleşmeye başladı. Duvarlar yükselterek sınırlara tel örgü yaparak çözüm bulunamaz. Suriye halkı kendini katleden rejim ile terör örgütü arasında bir tercih yapmaya zorlanamaz. Terör örgütlerinin ülkemizde ve bölgemizde etkinlik kurmasına rıza göstermeyeceğiz. Son yaşananların 5 yıldır yaşananlara çözüm olmasını diliyorum. Türkiye bundan sonra da elinden gelen çabayı gösterecektir. Bölgemizdeki sournlara çözüm bulunması için mücadele ederken AB'ye üyeliğimiz konusundaki kararlılığımızı da sürdürüyoruz. Türkiye AB ilişkilerini kazan kazan stratejisine dayandırarak buraya kadar getirdik ve aynı anlayışla devam ettirmek istiyoruz. Müzakere sürecimizde uzunca süredir kayda değer bir ilerleme olmadı.

İSRAİL'E SERT TEPKİ

İsrail'in baskısı tüm şiddetli farklı yöne sürüklüyor. Türkiye olarak bu konuda diğer ülke liderleri ile görüşüp tepkimizi ortaya koyarak meselenin çözümüne katkı sağlıyoruz. Kudüs'te huzurun ve güvenliğin sağlanmasını temenni ediyorum.

O SÖZLERİ AYAKTA ALKIŞLANDI

Gerek bu aziz kürsüde gerek diğer platformlarda ısrarla vurguladığım bir husus var. 95 Yıl önce bu aziz Meclis Türkiye'nin tüm renklerini kucaklayan bir anlayışla kurulmuştur. Bugün de 78 milyon vatandaşlarımızın tamamı bu meclisin sahibidir. Biz ilk gençlik yıllarımızdan itibaren bazı haksızlıkları yaşamış ve bizzat şahit olmuş kişileriz. Bu haksızlıkları inkar etmediğimiz tam aksine sesimizi yükselttimiz kayıtlarda mevcuttur. Bunu söyleyerek de hiç bir payenin peşinde değilim. Milletim beni dünyada rütbelerin en büyüğüne Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı'na layik gördü.Ben büyük Türkiye yeni Türkiye güçlü Türkiye mücadelesi veriyorum. Buradan Kürt kardeşlerime özellikle seslenmek isterim. Biz Kürt kardeşlerimizle her zaman gönül diliyle konuştum. Burada kürt kardeşlerim var ama siz tanımıyorsunuz. Bilemediğiniz bir şey var Kürt kardeşlerimi onlar temsil etmiyor. Bir şeyi birbirinden iyi ayırmak lazım. Kürt sorunu ile terör sorunu farklıdır siz bunu ayırt edemediniz. Bugün de gönül diliyle konuşuyor istiyoruz ki yarın da öbür gün de aramızdaki gönül köprüsü sapa sağlam muhafaza edilsin. Bizleri birbirimizden koparma çabası birbirimize düşman etme oyunu ikimizi de hedef alıyor aslında. Onun için diyorum ki kürt ayrıdır terörist ayrıdır.

KÜRT VE TERÖRİST AYNI DEĞİLDİR OLAMAZ

Kürt kardeşimin inancı değerleri ahlakı onuru böyle bir örgütle yol yürümeye zaten uygun değildir. Mücadelemiz etnik kökenle değil terörledir terör örgütü iledir teröristledir. Terörle en büyük zararı gören Kürt kardeşimdir. Cansız çocuk bedenleri üzerinden alçakça algı operasyonu yürütenlerin kürt kardeşlerimle hiç bir ortak noktası olamaz. Biz kürt kardeşlerimizle yine gönül diliyle konuşacağız. Bugün teröre karşı amansız mücadele veriyoruz. Dağ taş demeden şu anda her yerde operasyonlar süreklilik arz ederek devam edecektir bundan taviz veremeyiz. Çözüm süreci bir son aşamaydı biz bunun zor olduğunu biliylorduk ama başarmak için denemek mücadele etmek zorundaydık. Bu sürede kardeşlik huzur adına silahların bırakılması gerekiyordu. türkiye düşmanı odaklara taşeronluk yapan örgüt bunu yapmadı. Canice saldırılarına yeniden girişti. Türkiye de onların diliyle cevap veriyor ve vermeye devam edecek. Bu örgüt ülkemiz için tehdit olmaktan çıkartılana, silahlar gömülüp üzerine beton dökülünceye kadar mücadelemiz sürecektir. Silahların susması demiyorum üzerine betonların dökülmesinden bahsediyorum. Kimi siyasiler, kimi medya kuruluşları terör örgütünü desteklese de Türkiye istiklal ve istikbal mücadelesinden taviz vermeyecektir.

O MAŞA BİR GÜN SİZİN DE ELİNİZİ YAKACAK

Teröristler her gün güvenlik güçlerimize saldırırken bunlarla mücadele edenleri itham etmek teröre destek vermektir. Siyasi partiler terör karşısında tek yürek yek vücud olmadıkları sürece şehitlerimizin aziz hatırası millet önünde mahçup olacaklardır. Burada terörü ve terör örgütünü destekleyen ülkelere de sesleniyorum. Ne yaptığınızı biliyor ve yakından takip ediyoruz. Tuttuğunuz maşalar gün gelecek sizin de elinizi yakacaktır. DEEŞ, PKK, DHKPc adı ne olursa olsun sırf Türkiye'ye zarar veriyor diye bunları destekleyenler gün gelecek onlara bulaşacak. Terörün karakteri böyledir akrep gibi eninde sonunda kendisini taşıyanı da sokar. Bunun için terörü terör örgütlerini dolaylı veya doğrudan olarak destekleyen tüm ülkelerin bu tavırlarından vazgeçmelerini bekliyoruz. Biz bu anlayışla bölgenin geri kalmışlığı sorunları için adımlar atarken reformları hayata geçerken demokratik açılım ile milli birlik kardeşlik projesine dönüştürdük ve nihai çözüm için çözüm sürecini başlattık. Amaç terörü ortadan kaldırmaktı. Tek bir askerimizin polisimizin, vatandaşımızın korucumuzun canı yanmasın evlerine ateş düşmesin, çocuklar yetim kalmasın anneler ağlamasın eşler ağlamasın diye gereğini yaptık. 6-7-8 Ekim olayları terörün yeni yüzünde ilk önemli tecrübemiz oldu. Geçmişteki yapının hala aynı yöntemlerde ısrar ettiğini gördük. Biz akan kanı durdurmak isterken birilerinin kan akıtmak için sabırsızlandığına şahit olduk. 7 Haziran öncesinde milletimize tehditle şiddetle ipotek koymak isteyenleri ziyaret ettiğim illerde bizzat tespit ettim.

YERLİ VE MİLLİ DURUŞA EN ÇOK İHTİYACIMIZIN OLDUĞU DÖNEMDEYİZ

Terör örgütü ilk fırsatta tuzaklarını bombalarını harekete geçirmekten geri durmadı. Hadiseleri şahsım ve hükümet propagandaları yaparak gerçeki örtme hedef şaşırtma girişimine girdiler. Aynı propagandaya medya başta olmak üzere çeşitli yerlerden de destek olduğunu görüyoruz. Biz bu toprakları kendimize vatan yapmak için mücadele ediyoruz. Eğer bu coğrafyada yaşamaya devam edeceksek ki gidecek başka yerimiz olmadığına göre bunu yapmak zorundayız. Amacımız arkadaşlar bakın bizde şehitliğin ne anlamana geldiğini biliyorsan bu ifadeyi kullanmazsın. Kıyamete kadar şehitlik devam edecektir. Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz onlar diridir ama siz bilemezsiniz. Fark bu. Amacımız bu mücadeleyi mutlaka başarıya ulaştırarak şehitlerimizin dökülen tek bir damla kanının dahi boşuna gitmemesini sağlamaktır. Hükümetle devletin ilgili kurummları ile birlikte Meclis'in siyasi partilerimizin tamamının ortak görevidir. Yerli ve milli duruşa en çok ihtiyacımızın olduğu konu bu meseledir. Çelik gibi bir iradeyle tek yürek tek vücut olarak hareket etmek mecburiyetindeyiz. Çocuklarımıza güvenli huzurlu ve müreffeh bir gelcek için başka çaremiz yok. Bunun için tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz. Türkiye'nin gelecğini bu 4 sütun üzerinde inşaa etmek zorundayız. Bu 4 sütun 78 milyonu aynı çatı altında buluşturan sütunlardır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ