Suriye’de Esad rejiminin devam eden yoğun saldırılar nedeniyle her geçen gün hayatını kaybeden sivil sayısı artıyor. Rejimin bombalı saldırıları ve Esad’ın yakın geçmişte gerçekleştirdiği saldırılarda kullandığı kimyasal saldırılar Beşar Esad’ın babası Hafız Esad’ın 1982’de tarihin en büyük katliamlarından sayılabilecek Büyük Hama Katliamını hatırlatıyor.
Esad rejiminin İdlib çevresinde saldırılarının yoğun bir şekilde sürmesi Suriye tarihindeki toplu katliamları hatırlattı. Yıllardır Beşar Esad zulmüyle yaşamaya mahkum edilen Suriye halkı, 1971 yılında iktidarı ele geçiren baba Hafız Esad döneminde de benzer zulüm ve katliamlarla karşılaştı.
Baba Esad, ilk katliamını 1979 yılında Halep’te Topçu Okulu’nda gerçekleştirdi ve 83 kişinin ölümüne, 54 kişinin de yaralanmasına neden oldu. Hafız Esad’ın ikinci katliamı 9 Mart 1980 tarihinde İdlib’teki Jisr al-Shughour adlı bölgede yaşandı. Bölge halkı Esad rejimini protesto edince katliama uğradı. Bu katliamda ise füze ve havan topu kullanıldı. 1980 yılında Esad ard arda Suriye’nin 4 farklı bölgesinde de ne yazık ki bu katliamlarını sürdürdü. Souk al-Ahad bölgesinde 192 kişi, Al-Masharqah’da en az 100 kişi, Bustan Al-Qasr’da 35 kişi katledildi. Daha sonra Aqyol bölgesinde bulunan El-Almagly meydanında ise 2 binden fazla genç katledildi. Ardından 1980 tarihinde Tadmor Hapishanesinde bin tutukluyu öldürdü.
Katliamlarını sürdüren Hafız Esad, bir alevi köyüne yapılan terör saldırısını bahane ederek 1981’de Hama’da 14 yaş üzeri 400 Sünni kökenli erkeği katletti.
Baba Esad’dan oğul Esad’a değişmeyen yöntem: zehirli gaz
2 Şubat 1982’de tarihin en büyük katliamlarından sayılabilecek Büyük Hama Katliamını gerçekleştirdi. Bu katliamda ölenlerin sayısı İngiliz kaynaklarına göre 40 bin civarında. Hafız Esad’ın küçük kardeşi Rıfat Esad komutasındaki 12 bin Suriye askerinin müdahil olduğu vahşette tıpkı İdlib’de olduğu gibi zehirli gaz kullandığı ispat edildi.
6 Mayıs 2011’de ise oğul Esad’ın katliamları başladı. Humus’ta rejime destek vermeyen yüzlerce masum Mayıs 2014’te imzalanan ateşkese kadar katledildi. Cesetlerin çoğu toplu mezarlarda bulundu. Dünya kamuoyu Suriye ordusunun adeta haritadan sildiği kasabaları, köyleri burada yaşayan sivillerin katledilmesini BM’ye taşıdı, ancak burada Çin ve Rusya’nın veto engeline takıldı.
21 Ağustos 2013 tarihinde ise Şam’ın doğusundaki Guta bölgesine yapılan sarin gazı saldırısında 1729 kişi vahşice katledildi. Muhaliflerin iddiasına göre saldırıyı Suriye Ordusu gerçekleştirdi. Ancak Şam bu iddiayı reddetti ve saldırıdan ABD destekli muhalifleri sorumlu tuttu.
Dünya hala sessiz
Esad’ın, 2017 yılının Nisan ayında da İdlib’de gerçekleştirdiği saldırılarda da zehirli gazdan onlarca masum hayatını kaybetti. Konu tekrar BM gündemine taşındı. Dünyadan infial uyandıran saldırı sonrası Suriye sessizliğini koruyor.
Esad’ın saldırıları bugün de devam ediyor. Babasını örnek aldığı görülen Esad, saldırılarıyla masum insanların ölümüne neden olurken bir yandan da binlerce insanın evlerini terk etmesinin asıl nedeni. Saldırılarda evleri yok alan siviller ellerinde kalan eşyaları ile bir kamyon kasasında hayata tutunmaya çalışıyor. Türkiye sınırına akın eden siviller güvenli bölgelerde yaşamaya çalışıyor. Bazı siviller ise farklı köylere sığınarak çadırlarda yaşamaya çalışıyor. Suriye’de yaşanan bu drama ise tüm dünya sessiz kalıyor.
Esad rejiminin İdlib çevresinde saldırılarının yoğun bir şekilde sürmesi Suriye tarihindeki toplu katliamları hatırlattı. Yıllardır Beşar Esad zulmüyle yaşamaya mahkum edilen Suriye halkı, 1971 yılında iktidarı ele geçiren baba Hafız Esad döneminde de benzer zulüm ve katliamlarla karşılaştı.
Baba Esad, ilk katliamını 1979 yılında Halep’te Topçu Okulu’nda gerçekleştirdi ve 83 kişinin ölümüne, 54 kişinin de yaralanmasına neden oldu. Hafız Esad’ın ikinci katliamı 9 Mart 1980 tarihinde İdlib’teki Jisr al-Shughour adlı bölgede yaşandı. Bölge halkı Esad rejimini protesto edince katliama uğradı. Bu katliamda ise füze ve havan topu kullanıldı. 1980 yılında Esad ard arda Suriye’nin 4 farklı bölgesinde de ne yazık ki bu katliamlarını sürdürdü. Souk al-Ahad bölgesinde 192 kişi, Al-Masharqah’da en az 100 kişi, Bustan Al-Qasr’da 35 kişi katledildi. Daha sonra Aqyol bölgesinde bulunan El-Almagly meydanında ise 2 binden fazla genç katledildi. Ardından 1980 tarihinde Tadmor Hapishanesinde bin tutukluyu öldürdü.
Katliamlarını sürdüren Hafız Esad, bir alevi köyüne yapılan terör saldırısını bahane ederek 1981’de Hama’da 14 yaş üzeri 400 Sünni kökenli erkeği katletti.
Baba Esad’dan oğul Esad’a değişmeyen yöntem: zehirli gaz
2 Şubat 1982’de tarihin en büyük katliamlarından sayılabilecek Büyük Hama Katliamını gerçekleştirdi. Bu katliamda ölenlerin sayısı İngiliz kaynaklarına göre 40 bin civarında. Hafız Esad’ın küçük kardeşi Rıfat Esad komutasındaki 12 bin Suriye askerinin müdahil olduğu vahşette tıpkı İdlib’de olduğu gibi zehirli gaz kullandığı ispat edildi.
6 Mayıs 2011’de ise oğul Esad’ın katliamları başladı. Humus’ta rejime destek vermeyen yüzlerce masum Mayıs 2014’te imzalanan ateşkese kadar katledildi. Cesetlerin çoğu toplu mezarlarda bulundu. Dünya kamuoyu Suriye ordusunun adeta haritadan sildiği kasabaları, köyleri burada yaşayan sivillerin katledilmesini BM’ye taşıdı, ancak burada Çin ve Rusya’nın veto engeline takıldı.
21 Ağustos 2013 tarihinde ise Şam’ın doğusundaki Guta bölgesine yapılan sarin gazı saldırısında 1729 kişi vahşice katledildi. Muhaliflerin iddiasına göre saldırıyı Suriye Ordusu gerçekleştirdi. Ancak Şam bu iddiayı reddetti ve saldırıdan ABD destekli muhalifleri sorumlu tuttu.
Dünya hala sessiz
Esad’ın, 2017 yılının Nisan ayında da İdlib’de gerçekleştirdiği saldırılarda da zehirli gazdan onlarca masum hayatını kaybetti. Konu tekrar BM gündemine taşındı. Dünyadan infial uyandıran saldırı sonrası Suriye sessizliğini koruyor.
Esad’ın saldırıları bugün de devam ediyor. Babasını örnek aldığı görülen Esad, saldırılarıyla masum insanların ölümüne neden olurken bir yandan da binlerce insanın evlerini terk etmesinin asıl nedeni. Saldırılarda evleri yok alan siviller ellerinde kalan eşyaları ile bir kamyon kasasında hayata tutunmaya çalışıyor. Türkiye sınırına akın eden siviller güvenli bölgelerde yaşamaya çalışıyor. Bazı siviller ise farklı köylere sığınarak çadırlarda yaşamaya çalışıyor. Suriye’de yaşanan bu drama ise tüm dünya sessiz kalıyor.