Eski Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, modern sulamaya geçilmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye’nin içme suyunda sıkıntısı yok, sulama suyunda var. Suyun, yüzde 76’sını sulamada kullanıyoruz. Bütün sulamaların mutlaka vahşi sulamadan modern damlamalı veya yağmurlama sulamalarına geçmesi gerekiyor, böyle büyük tasarruf olacak” dedi. Eski Orman ve Su İşleri Bakanı ve AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bir dizi ziyarette bulunmak üzere Kastamonu’ya geldi. İlk olarak Kastamonu’da Valiliği ziyaret eden eski Bakan Eroğlu, Kastamonu Valisi Avni Çakır ile görüştü. Vali Çakır’dan şehirde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi alan Eroğlu, Kastamonu’da yapılan yatırımlar hakkında bilgiler verdi. "Devletimiz, Kastamonu’ya son 20 yılda takriben 37 milyar liralık yatırım yapmıştır"
Kastamonu’da inşa edilen Kırık Barajı ile ilgili konuşan Eroğlu, "Bunun için çok mücadele ettik. Yatırım programına alınması, ekonomik problemler, yol sorun gibi çok mücadele ettik. Allah’a şükür orada çalışmalar ilerliyor. Devletimiz, Kastamonu’ya son 20 yılda takriben 37 milyar liralık yatırım yapmıştır. Bu yatırımların 7 milyar 250 milyon lirası benim bakanlığım döneminde yapılmıştır. Bu dönemde 8 baraj ve 2 gölet inşa ettik. 6 baraj ve gölet inşaat safhasındadır. 205 bin 930 dekar araziyi sulamaya açtık ve çiftçilerimize yıllık 321 milyon TL zirai gelir artışı sağladık. 68 dere ıslahını tamamladık. 107,2 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Kastamonu Şehir Ormanı, 8 bal ormanı ve 14 mesire yeri tesis ettik. Orman köylerinde yaşayan 8 bin 131 aileye 124,3 milyon TL ferdi proje kredisi ve desteği sağladık. Orman köylülerimiz için yeni gelir kapıları açtık, 128 köyde gelir getirici orman kurduk. 30 adet otomatik meteoroloji gözlem istasyonu, 2 adet deniz otomatik meteoroloji gözlem istasyonu ve 1 adet havaalanı otomatik meteoroloji gözlem istasyonu kurduk” dedi. “Birinci arzum Kırık Barajı’nı bitirip bölgenin gelecekteki su ihtiyacını tamamen karşılamak”
Baraj ve göletlerin inşaatlarını takip ettiğini ifade eden eski Bakan Eroğlu, “Kastamonu, İstiklal Harbinde önemli bir rol oynamıştır. Biz de İstiklal Yolu üzerinde bir planlama yaptık. Tünelin de adına bu yüzden İstiklal Tüneli denildi. Havaalanı yoktu, havaalanı açıldı. Tünel de muhteşem oldu. Ilgaz Dağı’nı aşmak kolay değildi. Burada havaalanı açılınca burada muhteşem bir turizm potansiyeli oluştu. Bunu da değerlendirmek gerekiyordu. Ben, Kastamonu’yu bahtı çok açık bir il olarak görüyorum. Yollarda açılınca artık burası Ankara’nın hem yaylası hem denizi hem de dağı olacak. Hatta İstanbul’dan gelen çok kişi var. Buraya yapılması gereken ne ise onları takip ediyoruz. Birinci arzum Kırık Barajı’nı biran önce bitirip, bu bölgenin gelecekteki su ihtiyacını tamamen karşılamak. Barajın projeleri bitti, şu anda inşaatı devam ediyor” şeklinde konuştu. “Suyu iyi işletemezseniz İstanbul’a su veremezsiniz”
İstanbul’da içme suyuyla ilgili bütün altyapı çalışmalarını tamamladıklarını vurgulayan Eroğlu, “Ben İstanbul’da İSKİ Genel Müdürlüğü yaptım. Ben genel müdürken Sayın Cumhurbaşkanımızda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydı. Su diye bir şey yoktu. İstanbul’un bırakın uç kısımlarını merkezinde, Fatih’te, Beşiktaş’ta, Kadıköy’de bile su yoktu. Haftada bir su akardı. O zaman İstanbul’un nüfusu 6.5 milyonken şimdi 18 milyon. Şu anda su akıyor. Kuraklık zaman zaman olabiliyor. Ama bunu ilgililer, ilgili belediyeler bunu planlaması lazım. Çünkü biz her şeyi yapmışız, altyapıyı, arıtma tesislerini, göletleri ve barajları, sel hatları, şebekeyi yeniledik, hepsini yapmışız. Şimdilik tek sorun optimum işletme. Bunları iyi işletemezseniz İstanbul’a da su veremezsiniz” ifadelerini kullandı. “76 şehirde su yoktu, bu şehirlerin su sorununu çözdük”
Göreve geldiklerinde 76 şehirde su olmadığını ve bu şehirlerin hepsinde şu anda su sorununu çözdüklerini belirten Eroğlu, “Ben sanmıştım ki sadece susuzluk İstanbul’da. Sonradan Cumhurbaşkanımız bana dedi ki, ’Veysel Hoca DSİ’ye geleceksin. İstanbul’da işler tamamlandı. Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs’ın su sorunu ve bir de Afrika’da bir takım ülkelere destek vermek için.’ Beni DSİ’ye çağırdığı zaman ben de zannettim ki her yerde su akıyor. 76 şehirde su yoktu. Kars’tan tutunda Edirne’ye kadar, Çankırı’dan Mardin’e, Ankara’ya, Şanlıurfa’ya, İzmir’e kadar su yoktu. Ama biz hepsini çok iyi planladık. Allah’a şükür tecrübemiz var, 76 şehrin su meselesini kökünden çözdük. Tabi zaman zaman büyük kuraklıklar olabiliyor. Mesela en büyük kuraklık 2007 yılında oldu. Oda Ankara’da su kesintisi başladı. Biz, orada B planıyla bir hafta sonra ben devreye girdim ve Ankara’daki su kesintilerini ortadan kaldırdık. İstanbul’da 2007 yılında büyük bir su sıkıntısı oldu. Onu da aştık. Yani bizim her zaman A, B, C planlarımız var. Eğer iş takibi yapılırsa susuz hiçbir şehir kalmaz” dedi. “Vahşi sulamadan modern damlamalı veya yağmurlama sulamalarına geçerse büyük tasarruf olacak”
Vahşi sulamadan modern damlamalı veya yağmurlama sulamalarına geçildiği taktirde büyük tasarruf sağlanacağına işaret eden Eroğlu, “Esasında içme suyunda sıkıntı yok, bizim ülkemizde sulama suyu, yüzde 75-76’sını sulamada kullanıyoruz. Bizler bunu başlattık, bütün sulamaların mutlaka vahşi sulamadan modern damlamalı veya yağmurlama sulamalarına geçerse büyük tasarruf olacak. Türkiye su zengini değil, fakirde değil, o yüzden suyun tek elden akıllı bir şekilde sürekli takibi gerekiyor. Bu taktirde susuz yer kalmaz. Biz aşağı yukarı bütün illerde uzun vadede planlama yaptık. Su sıkıntısı yok ama belediyelerin bunu işletmesi gerekiyor. Kurak dönemlerin dikkate alınması lazım, Kıbrıs ile alakalı bilindiği üzere asrın projesiyle buraya su verdik” diye konuştu. “Türkiye, Afrika’da 2,5 milyon insana su götürdü”
Türkiye’nin Afrika’da hem DSİ hem de TİKA eliyle 2.5 milyon insana su götürdüğünü anlatan Eroğlu, “Orada susuzluk var. Hatta biz Türkiye olarak, Cibuti’de çok büyük taşkınlar oluyordu. Cumhurbaşkanımız ile biz, Cibuti’ye gittiğimizde bende o dönemde bakanım. Cibuti’de devlet başkanı dedi ki; ’taşkın olduğu zaman şuradaki dere var, çok büyük hasar veriyor.’ Hakikaten arazi çok düz, dağlardan gelen su mahvediyor. Siz, çok baraj yapmışsınız duymuş bir yerden. 600 tane baraj yapmışsınız. Bize de buraya bir baraj yapın, dedi. Bunun üzerine Sayın Cumhurbaşkanımız, Veysel hoca dedi ben de emredersiniz efendim, dedim. Biz, hemen oraya barajı 1,5 yıl içerisinde yaptık, bitirdik ama Fransızlar gelmiş, yapamamışlar. Fransızlar parasıyla yapamamış barajı ama biz, parasız yaptık barajı ve hibe olarak verdik. Bir süre sonra Meclis Başkanımız Mustafa Şentop ile birlikte Cibuti’ye yolumuz düştü. Baktık ki Cibuti’deki bütün insanlar Türkiye, Türkiye diye bayraklarla bizi karşılıyor. Tercüman anlatıyor bize, bu barajı Türkiye yaptı, Recep Tayyip Erdoğan yaptı, diyor. Ondan sonra taşkın olmadı ya da bize zararı olmadı, diyor. Bizim hakikaten bütün dünyaya yardımlarda şu anda gayrisafi milli hasılat açısından Türkiye, fakir fukara, garip gureba ülkelere yardımlarda bulunuyor. Her zaman birinci sırada, en büyük yatırım yapan durumunda Türkiye” ifadelerini kullandı.