Kudüs
Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören "yargı reformu", ülke genelinde 12 haftadır protestolara neden olurken, düzenlemenin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Gallant'ın pazar akşamı görevden alınması bardağı taşıran son damla oldu. Gallant'ı görevden alması üzerine yüz binlerce İsrailli sokaklara döküldü.
İsrail eski Başbakanı Bennett, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, tartışmalı yargı düzenlemesinin yarattığı siyasi kriz için "İsrail, Yom Kippur Savaşı'ndan bu yana hiç olmadığı kadar büyük bir tehlike altında." yorumunu yaptı.
Başbakan Netanyahu’ya, Gallant'ı görevden alma kararını geri çekmesi için çağrıda bulunan Bennett, hükümetin "yargı reformunu askıya almasını ve müzakerelere gitmesini" istedi.
Bennett, "Kimin haklı kimin haksız olduğu önemli değil. Tüm göstericileri ve İsrail vatandaşlarını, protestoları şiddete başvurmadan ve kan dökmeden yapmaya davet ediyorum. Biz kardeşiz." ifadelerini kullandı.
"Yom Kippur Savaşı" veya "1973 Arap-İsrail Savaşı" olarak adlandırılan ve 6-25 Ekim 1973 tarihleri arasında yaşanan savaşta, Mısır ve Suriye liderliğindeki Arap devletleri İsrail'e karşı savaş başlatmıştı.
Netanyahu hükümetinin tartışmalı "yargı reformu"
Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir "yargı reformu" planladıklarını duyurmuştu.
Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.
Ülkedeki en yüksek yargı makamı olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclisin çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.
Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin büyük ölçüde elinden alınacağını belirtmişti.
Hükümetin yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören yargı düzenlemesi, İsrail içinde ve uluslararası alanda yoğun şekilde eleştirilmişti.
Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un, taraflara "iç savaş" uyarısı yaparak sunduğu alternatif tasarı da iktidar tarafından reddedilmişti.
İsrail ordusunda savaş pilotları, denizaltı subayları, siber güvenlik uzmanları, özel kuvvetler gibi birimlere bağlı binlerce yedek asker, hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesini uygulaması durumunda görevlerine devam etmeyeceklerini veya eğitimlere katılmayacaklarını açıklamıştı.
İsrail'de iç ve dış istihbarat teşkilatları, diğer güvenlik kurumlarının çalışanları da yaptıkları açıklamalarla hükümetin yargı düzenlemelerine karşı itirazlarını duyurmuştu.
Devam eden tartışma ve tepkilere rağmen "yargı reformu" kapsamındaki "başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran" yasa tasarısı 23 Mart'ta Meclisten geçmişti.
Bugün Meclise getirilmesi planlanan diğer yasa tasarısı, hükümetin, Yüksek Mahkeme üyelerinin belirlenmesinde öncelikli söz sahibi olmasını ve böylelikle Yüksek Mahkeme başkanını belirleyebilmesini öngörüyor.
Netanyahu öncülüğündeki koalisyon, yargı düzenlemesine karşı çağrı yapan Gallant ve diğer Likud milletvekillerinin hükümetten desteğini çekmesi durumunda tartışmalı yargı paketini geçirmekte Meclis çoğunluğunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.