Eski milli sporcu, milli takım antrenörü ve Türkiye Kürek Federasyonu Deniz Küreği Kurul Üyesi Ozan Yelaldı'nın öncülüğünde kurulan Bursa Kürek Kulübü'nde avukat, yazılımcı, mühendis, psikolog, kuaför, öğretmen gibi farklı meslek gruplarından 130 aktif sporcu yer alıyor.
Yoğun efor isteyen kürek sporu için her sabah, gün doğmadan hazırlanan amatör sporcular, Güzelyalı Marina'dan tekneleriyle Gemlik Körfezi'ne açılıyor.
Martı sesleri ve yunusların dansları eşliğinde güneşin doğuşunu karşılayan kulüp üyeleri, hem güne zinde başlıyor hem de katıldıkları şampiyonalarda derece elde etmeyi hedefliyor.
Bursa Kürek Kulübü kurucusu ve başantrenörü Ozan Yelaldı, AA muhabirine, kürek sporuyla 14 yaşında tanıştığını, Şişecam Çevre ve Spor Kulübünde spor hayatına devam ederken 15 yaşında ilk defa milli takımda yer aldığını söyledi.
Aktif sporculuk hayatının 18 yaşındayken sona erdiğini belirten Yelaldı, bu dönem içinde Türkiye şampiyonlukları, yurt dışında dereceler, Balkan üçüncülüğü gibi başarılar elde ettiğini kaydetti.
Yelaldı, Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Bölümünü tamamlayarak, 2 yıl Şişecam Çevre ve Spor Kulübünde, 5 yıl Fenerbahçe Spor Kulübünde ve iki kulüpte bulunduğu dönemlerde de milli takımlarda antrenörlük görevini yerine getirdiğini anlattı.
"Hedefimiz madalya kazanmak"
Milli sporcu yetiştirmek ve bu sporu daha çok kişiye sevdirmek amacıyla Ocak 2021'de Bursa Kürek Kulübü'nü kurduklarını dile getiren Yelaldı, "Eşim Gülşah Sezer Yelaldı ise kulübün başkanlık görevini üstlendi. Burada ilk etapta hobi amaçlı insanlar kulübe katılım sağladı. Suyun üstünde olmayı sevdiler. Biraz da suyun üzerinde olmanın meditatif bir kısmı vardır. Bunun yanı sıra da biz burada yunuslarla birlikte çok fazla antrenman yapabiliyoruz. En çok insanların ilgisini çeken kısım da o oldu ki bugün de bize aynı şekilde yunuslar eşlik etti." diye konuştu.
Yelaldı, sabahın ilk ışıklarıyla başladıkları antrenmanları saat 10.00 civarında bitirdiklerini anlatarak, şunları kaydetti:
"Kulüpte 130 sporcu var ama biz bugüne kadar hafta içi ve sonlarında ücretsiz deneme dersleri yapıyoruz. Bu zamana kadar yaklaşık bin 700 kişiyi Bursa'da kürek sporuyla tanıştırdık. Umarım önümüzdeki yıl katıldığımız her branşta, her kategoride madalyaya ulaşırız. Hedefimiz madalya kazanmak. Bizim buradaki öncelikli amacımız ve hedefimiz Türk gençliğini daha ileriye taşımak. Türk bayrağını her zaman uluslararası müsabakalarda göklerde dalgalandırmak. Türk kızlarını yüceltmek ve daha ileriye götürmek. Mesela milli takım sporcumuz Elis Özbay var. Dünya şampiyonluğu ve Avrupa şampiyonluğu mevcut. Biz de buradan neden yeni Elis'ler yetiştirmeyelim? Daha fazla Elis'ler yetiştirelim ve Elis'in izinden gidelim istiyoruz."
Yelaldı, kulübün veteran ekibinde ise 25 sporcunun bulunduğunu sözlerine ekledi.
Birçok meslekten sporcu var
Kulüpte spor yapan kuaför Aysun Moral da sosyal medyada gördüğü kürek sporuyla yaklaşık 1,5 yıl önce tanıştığını, sabahın ilk ışıklarını denizde karşılayarak güne enerjik başladığını dile getirdi.
Yazılımcı Şükrü Hacı ise güne denizde başlamanın mükemmel bir duygu olduğunu vurguladı.
Bursa'da bir kürek kulübü olduğunu duyunca çok heyecanlanarak bu spora başladığını anlatan Hacı, "Kulübün üyesi olmaktan çok mutluyum. Bizler her sabah gün doğumuyla kürek çekiyoruz. Kürek çektikten sonra da karşınıza gerçekten deniz kokusu, yasemin ve ıhlamur kokularıyla birlikte mükemmel bir ambiyans yakalıyoruz. Bunun yanında spor yapmanın verdiği haz alıyoruz. Bana göre dünyanın en adil sporlarından bir tanesi ve yarışlara hazırlanıyoruz. İnşallah çok iyi dereceleri alıp bu sporu geliştireceğiz." diye konuştu.
Makine mühendisi Serhat Işıkova da kulüp bünyesinde çeşitli yarışlara katıldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Adıyaman'da gerçekleştirilen Komagene Maratonu'na katıldım. Orada arkadaşlarımızla 21 kilometre kürek çektik. Antalya'da, Sapanca'da ve Kocaeli'de çeşitli yarışlara katıldık. Bu yarışlarda çeşitli dereceler elde ettik. Gemlik Körfezi'ne doğru Mudanya'dan hareket ediyoruz. Genelde bir saat civarında kürek çekiyoruz ve özellikle belli kısımlardan sonra evlerin kalmadığı, tamamen orman içinde, denizin kıyısında gerçekten huşu içerisinde bir spor yapma imkanı oluyor. Dünyada bunun sayıları azdır diye düşünüyorum. Çünkü hem doğanın içinde bu kadar olup hem de çok kolay ulaşımı olan nadir yerlerden bir tanesi."