Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Akdemir, evcil hayvan sahibi olmanın kalp ve damar hastalıkları riski bulunanlarda, hastalığa yakalanma oranlarını azalttığını, hastalarda ise olumlu yönde etkiler yarattığını belirtiyor. Dr. Akdemir, bu hastalıklar açısından risk altındakileri evcil hayvan sahibi olmaya özendirmenin, koruyucu hekimlik çerçevesinde ele alınması gerektiğini söylüyor.
Konuyla ilgili uzun yıllardır çok sayıda araştırma yapıldığını dile getiren Akdemir, evcil hayvanların olumlu etkilerine dair hayli kabarık olan araştırma sonuçlarını şöyle anlatıyor:
“Evcil hayvanların insanlar üzerindeki etkilerinin test edilmesi 1980’li yıllara dayanıyor. İlk olarak, 1983 yılında bilim adamı Friedmann ve arkadaşları çocukların kitap okurken ya da istirahat ederken ölçülen tansiyonlarının, yanlarında bir köpek bulunduğu durumda daha düşük olduğunu bildirdi. 1985 yılında bu kez Grossberg ve Alf Üniversitesi, öğrencilerin bir köpeği okşarken ölçülen tansiyonlarının, sohbet ettikleri ya da kitap okudukları duruma göre daha düşük olduğunu gösterdi.
KÖPEKLERİ OKŞAYAN İNSANIN KAN BASINCI DÜŞÜYOR
1988’de Vormbrock ve Grossberg, öğrencilerin köpekle olan iletişimlerinde, özellikle de onu okşarken kan basınçlarının düştüğünü buldular. 1990’lı yıllarda yapılan çalışmalar 2-6 yaşlarındaki çocukların doktor muayenesi esnasında ortamda bir köpek bulunduğunda daha az strese girdiklerini kanıtladı. 1999’da bu kez erişkinler üzerinde yapılan araştırma, bir hayvanla göz teması kurmanın beklenen stres tepkisini hafiflettiğini ortaya koydu.
KÖPEK, DİŞ TEDAVİSİ YAPILACAK ÇOCUĞUN STRESİNİ AZALTIYOR
2001’de Hanever ve arkadaşlarının çalışması, 7-10 yaşlarındaki çocuklara yapılan diş tedavilerinin öncesinde bekleme odasında bir köpek bulunmasının stresi azalttığını ortaya koydu. Motooka ve arkadaşları 2006 yılında yayınladıkları makalede sağlıklı yaşlı bireylerin yalnız yürümekle kıyaslandığında, bir köpekle 30 dakika yürüdüklerinde kalp hızlarında daha olumlu değişimler gösterdiklerini kaydettiler. 2007 yılında yapılan bir çalışmada ise araştırmacılar kalp yetersizliği nedeniyle hastanede izlenen hastalarda bir köpeğin 12 dakika odada bulunması sonrasında akciğer atardamarı basıncında düşme olduğunu bildirdiler. Bir diğer çalışmada da köpek sahibi olan kadınların köpeklerini üç dakika süreyle okşadıktan sonraki 55 dakikalık sürede kalp hızlarının belirgin biçimde düştüğü bulgusu yer aldı.
EVCİL HAYVAN, STRESE YANITI EŞLERDEN DAHA ÇOK ETKİLİYOR
Allen ve arkadaşlarının yaptıkları ilginç çalışmalar, insanların evlerinde aritmetik problemleri çözerken ya da ellerini buzlu suya daldırdıklarında ortamda köpekleri varsa kalp hızı, tansiyon ve cilt ısılarındaki değişimin daha az olduğunu gösterdi. Hatta yanlarında eşleri bulunduğu durumla kıyaslandığında bile bu stres yanıtları, yanlarında köpekleri varsa daha iyiydi. Yüksek tansiyon hastalarının da bu biçimde besledikleri hayvanlardan yarar gördükleri anlaşılıyordu. Tansiyon düşürücü ilaçlara başlayanların 6 aylık takibinde, hayvan sahibi olanlarda gerek tansiyon düzeyi, gerekse bununla ilişkili hormon göstergeleri daha olumluydu.”
Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde yüzlerce olumlu etki tespit edildiğini vurgulayan Dr. Akdemir, özellikle köpek sahiplerinin daha hareketli bir yaşam sürdürdüklerini, tansiyonlarının, kolesterol ve trigliseritlerinin daha düşük olduğunu, deneysel olarak oluşturulmuş streslerden daha az etkilendiklerini, kalp krizi sonrasında kalp ve damar sağlığı yönünden daha iyi bir seyir izlediklerini dile getiriyor.
EVİNDE KEDİ BESLEYENDE KALP KRİZİ DAHA AZ
Bütün bu olumlu etkiler sadece köpeklerle sınırlı değil. 2009 yılında yayınlanan, 15 bine yakın katılımcıyı kapsayan ve 20 yıl süren bir çalışma, evlerinde kedi besleyenlerde de ölümcül kalp krizlerine anlamlı biçimde daha nadir rastlandığını gösteriyor.