Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Mühendislik Fakültesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sinem Çevik tarafından yürütülen projeyle, F16 ve F4 gibi savaş uçaklarının motor parçalarının çok daha yüksek ısıya dayanıklı olması ve mukavemetinin artırılması amaçlanıyor. Havacılık ve uzay sanayisinin her geçen gün geliştiğini ve yeni teknolojilerin kullanıldığını belirten Çevik, savaş uçaklarının motorlarının daha mukavemetli olması için üniversite araştırma projesi kapsamında ''Uçak motorlarında kullanılan süper alaşımların lazerle kaynaklanabilirliği'' konusunda araştırma yaptığını belirtti.
Çevik, özellikle F16 ve F4 gibi savaş uçaklarının motor parçalarının çok yüksek derecede ısıya maruz kaldığına dikkati çekerek, ''Havacılık sektörü bazında uçak gaz türbin motorlarının güvenilirlik, mukavemet, ağırlık oranı, performans ve servis ömrü gibi en yüksek standartları karşılaması çok önemlidir. Bu nedenle özellikle gaz türbinli yaklaşık bin 300 ile bin 500 derecede sıcaklığa maruz kalan savaş uçaklarının motorlarının mukavemeti zamanla düşüyor,motor parçalarının kaynak yerleri yıpranmaya maruz kalabiliyor" dedi.
Lazer teknolojisiyle kaynak yaparak, yüksek ısıya dayanıklı alaşımların ömrünü uzatmayı amaçladığı proje çalışmalarını Eskişehir'de yürüttüğünü anlatan Çevik, çalışma kapsamında, işlenebilirliği iyi olan, yüksek servis sıcaklıklarına dayanabilen ve iyi sürünme özellikleri gösteren yeni teknoloji, nikel esaslı süper alaşımların ele alındığını belirtti.
Çevik, lazer kaynağı kullanılarak motorda ısı tesiri altındaki bölgede oluşan mikro çatlakların giderilmesi yönünde çalışma yaptıklarını kaydederek, ''Yeni teknoloji malzemelerin tamir ve kaynakta kullanılmasıyla çatlaklardan arınmış, kalitesi yüksek ve maliyeti düşük ürünlerin elde edilerek ülke ve bölge havacılık ile diğer ilgili endüstrilere katkı sağlamayı amaçlıyoruz" diye konuştu.
Çevik, çalışmanın başarılı olması halinde gelecekte gemi, lokomotif, petro kimya, nükleer reaktör sanayileri, uzay ve havacılık sektörü gibi alanlarda da kullanılabileceğini belirterek, projeyi iki yıl sonunda tamamlayacaklarını bildirdi.
