Bingöl
Yedisu'nun Güzgülü köyünde ikamet eden, 11 çocuğu, 23 torunu bulunan Caz, 10 yaşındayken gördüğü, "yaşlı ve sakallı bir kişinin ölene kadar kırmızı kıyafet giymesini söylediği" rüyanın etkisiyle 68 yıldır tüm giysilerinde kırmızıyı tercih ediyor.
Kazağından çorabına, hırkasından başörtüsüne, eteğinden ayakkabısına kadar giysilerinde kırmızıdan vazgeçmeyen ve yörede " kırmızılı kadın" olarak bilinen Caz, geçen yıl evinin balkonunda oturduğu sırada rahatsızlandı.
Kaldırıldığı Bingöl Devlet Hastanesi'nde yapılan tetkiklerde felç geçirdiği tespit edilen ve 15 gün yoğun bakımda kalan Caz'ın belden aşağısında ve sol kolunda his kaybı oluştu.
Bir süre de konuşamayan Caz, eşi Celal Naz ve İzmir'den gelen kızı Gülhan Caz Ber'in desteğiyle yaşamını sürdürüyor.
Halen konuşma güçlüğü yaşayan Caz, yaşadığı tüm sağlık sorunlarına rağmen yüzünden tebessümü eksik etmiyor, kırmızı kıyafetler giymeyi sürdürüyor.
Yedisu Kaymakamı Furkan Başar da Nafiye Caz'ı evinde ziyaret etti, geçmiş olsun dileklerini iletti.
"Hem elbiseleri renkli hem de kendisi çok renkli bir kişiliğe sahip"
Kaymakam Başar, "Giysilerine rüya vesilesiyle sirayet etmiş. Hem elbiseleri renkli hem de kendisi çok renkli bir kişiliğe sahip. Duasını almak için yanındayız. Allah sağlıklı uzun ömürler versin." ifadelerini kullandı.
Nafiye Caz da rahatsızlığına ilişkin, balkonda yere düştüğünü, sonrasını hatırlamadığını belirtti.
Sesinin halen zor çıktığını anlatan Caz, "Ayaklarım, belim hiç kalkmıyor. Kızım İzmir'den çoluk çocuğunu bırakıp yanıma geldi, o bana bakıyor." dedi.
Nafiye Caz'ın eşi Celal Caz da eşinin balkonda oturduğu sırada adeta dilinin tutulduğunu, yoğun bakımın ardından Erzincan ve İstanbul'da fizik tedavi gördüğünü belirtti.
Caz, "Eşimin belden aşağısı ve sol kolu tutmuyor. Bazen sağ kolu da tutmuyor. Biz ona sahip çıkmazsak kim bakacak. Bazen gece 3-4 sefer kalkıp onunla ilgileniyorum." diye konuştu.
"Anneme baktığım için vicdanım huzurlu"
Nafiye Caz'ın kızı Gülhan Caz Ber (40) de İzmir'den annesiyle ilgilenmek için köye geldiğini anlatarak, şunları söyledi:
"Annemin bütün ihtiyaçlarını karşılıyorum. Anne ve baba bulunmaz. Onlara bakacak kimse yok, çaresizler. Bu nedenle 20 sene sonra köyüme geldim. Anneme ve babama baktığım için vicdanım çok rahat."