Eskişehir’in Seyitgazi ilçesine bağlı Karaören Köyü’nde yaşayan Eyüp Demir, iş bulabilmek için yıllar önce Marmaris’e gitti. Bir süre çalışan Demir, 1995 yılında askerden döndükten sonra yeniden bu tatil beldesinde çalışmaya başladı. Bu sırada İngiltere’den Marmaris’e tatile gelen 53 yaşındaki Carole Dobinson ile tanışan Eyüp Demir, aşkının karşılıksız olmadığını öğrenince evlenme teklifinde bulundu. 1999 yılında evlenen çift, Karaören Köyü’ne gelerek yerleşti. Aradan geçen zamanda Dobinson’un akciğer kanserine yakalandığı tespit edildi. Bunun üzerine köyden ayrılan çift, hastaneye daha yakın olabilmek için Eskişehir’e yerleşti. Hastalığın iyice etkisini gösterdiği günlerde 2016 yılında 72 yaşında hayata gözlerini yuman Dobinson, arkasında gözü yaşlı Eyüp Demir’i bıraktı.
"İNSANLARA DAVRANMASINI BİLE ONDAN ÖĞRENDİM"
44 yaşındaki Eyüp Demir’in hikayesi aslında bunlarla da sınırlı kalmadı. Eşi ölmeden İslamiyet’i seçerken, Carole isminin yerine Fatma adını aldı. Hayatını kaybeden eşi ile yaşadıklarını anlatan Demir, "1995’te askerden geldim. Tekrar Marmaris’e gittim. 1996 yılında rahmetli eşim ile tanıştım. 1999’a kadar beraber yaşadık. 1999’da evlendik ve 2000 yılında köye yerleştik. Bu sırada güç ve denge kaybı yaşıyordu. Doktor bizi temiz havaya gönderdi. Biz köye mecburen geldik. Buraya gelip muayene ettirince kanser meydana çıktı. 2006’da daha zorladı. 10 yıl hastalığıyla mücadele ettim. 2016 mayıs ayında vefat etti. Hayatımda görmediğim şeyleri ondan öğrendim. Her şeyi; saygıyı, sevgiyi, yemek yapmasını bile, çamaşır ütülemesini bile, insanlara davranmasını bile ondan öğrendim" dedi.
"HİÇ DEĞİLSE HABERLERİ OLSA GELSELER, MEZARINI ZİYARET ETSELER, GÖRSELER"
Carole Dobinson’un İngiltere Newcastle’de önceki evliliğinden olan çocukları yaşarken, Eyüp Demir henüz üvey evlatlarına ulaşamadı. İngiltere’de yaşayan Dobinson’un çocuklarına acı haberi halen veremediğini kaydeden Demir, "Şu anda vefatından ailesinin haberi yok. Konsolosluklara da bildirdim, ama ulaşamadım. Cevap bekliyorum ama şu anda bir gelişme yok. Hiç değilse haberleri olsa. Gelseler, mezarını ziyaret etseler, görseler. Bir tane kızı var o da doktor Amerika’da yaşıyor. Diğer kardeşleri de İngiltere’de. Hiçbir şekilde ulaşamadım onlara. Normalde köydeyken telefonla görüşüyorlardı. 6 ayda mı yoksa senede bir mi bilmiyorum, orada nasılsa telefon numaraları değişiyormuş. Bende ki numaraları arıyorum çıkmıyorlar. Kullanım dışı diyor" diye konuştu.
“NAMAZLARINI KILARDI”
Eşinin kendi isteğiyle İslamiyet’i seçtiğini ve Fatma ismini aldığını ifade eden Demir, "Ben teklif ettim, ’dinde bizim zorlama yok’ dedim. Düşünmem lazım’ dedi ve düşündü. Televizyonlara bakardı. Kâbe’nin resmi televizyonda sabaha kadar açık kalırdı. Oradan etkilenmiş galiba ve Kur’an-ı Kerim dinlerdi. Ondan sonra bir akşam yemek yerken, ’Sana bir şey söyleyeceğim’ dedi. ’Söyle’ dedim. ’Ben Müslüman olacağım.’ dedi. Fatma ismini ben verdim ona. Peygamberimizin kızının ismi olduğu için. Köyde de çoğu kişi yabancı ismini bilmezdi, hep Fatma diye çağırırlardı. Buraya taşındık herkes Fatma derdi. Oruç tutmaya başladı. Vakit namazlarını da kılardı. Mevlitlere giderdi burada ev sahibinin hanımıyla. Dinimize göre de defnettim işte. Allah rahmet eylesin, yerini cennet etsin inşallah" şeklinde konuştu.
(İHA)