Bölgede yapılan arkeolojik kazılar ve restorasyon çalışmaları nedeniyle 5 yıldır ziyarete kapalı olan Rumkale’deki çalışmalar tamamlandı. Türkiye’nin gündemini uzun süre meşgul eden Birecik Barajının yapımı ve Halfeti’nin bir bölümünün sular altında kalmasının ardından, yükselen Fırat Nehri sebebiyle restorasyon çalışmaları tekne ve teleferik sistemiyle yapılmıştı.
Dünyanın en sessiz ilçeleri arasında yer alan Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesi ile Gaziantep’in Yavuzeli ilçesi sınırlarında bulunan Rumkale tarihi ve doğa güzellikleri ile yeniden ziyaretçilerine kapılarını açıyor. Urartu, Babil, Sümer, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetlerin izlerini taşıyan Rumkale, bölgede yapılan tarihi kazı ve restorasyon çalışmaları nedeniyle 5 yıldır ziyaretçiye kapalı bulunuyordu. Bölgede bulunan kale, tarihi evler ve mağaralardaki restorasyon çalışmaları tamamlanarak kale çevresine güvenlik kamerası ve aydınlatma sistemleri kuruldu.
Restorasyonu tamamlanan Rumkale’nin Gaziantep ve bölge turizmine hareket getirmesi beklenirken, 2000 yılında büyük bir bölümü sular altında kalan Halfeti ile bölge turizminin bütünleşmesi bekleniyor.
Tekne turu
Gaziantep’in Yavuzeli ilçesinde bulunan ve Fırat Nehri kıyısında tarihi ve doğal güzellikleri buluşturan Rumkale’ye 2000 yılında büyük bir bölümü Birecik Barajı’ndan dolayı sular altında kalan Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinden de ulaşılabiliyor. Rumkale ve Halfeti ilçesinde tekne ile gezebilen ziyaretçiler, bölge doğa ve tarih güzelliklerinin yanı sıra su altında kalan batık kenti de 1.5 saat süren tekne turu ile görebiliyor.
Rumkale’nin restorasyonunun tamamlanmasının ardından ise ziyaretçilere, tarihi kale, taş evler ve mağaraları da gezme fırsatı sunulacak. Ayrıca bölgede kurulacak su altı müzesi ve teleferik sistemi ile bölge turizminin en hareketli yerlerinden biri haline getirilmesi hedefleniyor.
İncil’in çoğaltıldığı yer olduğuna inanılıyor
Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Rumkale, tarihi ve doğa güzelliklerinin yanı sıra İncil’in bir nüshasının çoğaltıldığı yer olduğuna inanılması nedeniyle Hristiyanlar tarafından kutsal bir mekan olarak görülüyor. Hristiyanlar tarafından Rumkale, Hazreti İsa’nın havarilerinden Yuhanna’nın Roma döneminde mesken tuttuğu ve kayadan oyma bir odada İncil nüshalarını çoğalttığı rivayet ediliyor. Merzimen Çayının Fırat Nehri’ne döküldüğü yerde, sarp kayalıklarla çevrili yüksek bir tepede bulunan Rumkale, Halfeti kadar çok bilinmemesine rağmen muhteşem güzellikleri, medeniyetlerin üzerinde bıraktığı iz ve İncil’in bir nüshasının çoğaltıldığı yer olması inancı gibi sebeplerden ziyaretçi sayısı her geçen gün katlanıyor.
Rumkale’de ilk kez su sporları yapıldı
Gaziantep Büyükşehir Belediyesince, Rumkale’de ilk kez Su Sporları Festivali düzenlenerek, Fırat Nehri’nde ’dragon bot’ yarışı yapıldı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in başlama komutuyla, 26 takımdan 520 sporcu dragon bot yarışında start almıştı. Yarış öncesinde ise milli yüzücü Şahika Ercümen, Fırat’ın serin sularında dalış yapmıştı.
Dünyanın gözbebeği
Evliye Çelebi’nin ’dünyanın gözbebeği’ olarak ifade ettiği Gaziantep, hayvanat bahçesi, tarihi kalesi, antik kent, tarihi çarsısı gibi değerlerinin yanında son dönemlerdeki zengin mutfağı ile birlikte turizmin önemli bir adresi olmaya devam edecek. Rumkale’nin ardından Gaziantep, yeniden tüm dünyanın dikkatini çekmeyi hedefliyor. Doğası, tarihi, kültürel güzellikleri ile turizmin vazgeçilmez bölgeleri arasında yer alan kentte, önümüzdeki yıllarda turizm patlamasının yaşanması öngörülüyor.
Halfeti ve Rumkale’nin tarihi
Şanlıurfa’nın bir ilçesi olan Halfeti, Fırat Nehri kıyısında sarp kayalıkların eteğine kurulmuş. Halfeti’nin mimari dokusunu kesme taştan, iki katlı ve bahçeli, yüzünü Fırat’a dönmüş evler oluşturur. Ancak Halfeti’nin yapılarının bir kısmı Birecik Baraj Gölü’nün suları altında kaldı. Kent, pek çok medeniyete ev sahipliği yaptı. Halfeti’nin bilinen tarihi, Romalılar tarafından Ekamia adı ile kurulduğu dönemle başladı. Roma’nın ikiye ayrılmasından sonra da Bizanslılarla Sasaniler arasında sık sık el değiştirdi. Daha sonra İS 661 yılında Emevilerin, 750’de Abbasilerin hakimiyeti altına girdi. Ardından Eyyubiler ve Selçuklular arasında el değiştirdi. Yavuz Sultan Selim’in 1517’deki Mısır Seferi sırasında Osmanlı topraklarına katıldı.
Rumkale, Halfeti’nin en önemli tarihsel varlığı. Asur kralı III. Salmanassar tarafından İÖ. 855 yılında zapt edildiği zaman Şitamrat adını taşıyordu. Antik Grekçede Urima adını aldı. Süryaniler ise Kal’a Rhomeyta ve Hesna d’Romaye adlarını kullandı. Şehir Arapların eline geçtikten sonra Kal’at-ül Rum adını, II. yüzyılda Bizanslıların eline geçince ise Romaion Koyla adını aldı. Bir yarımada üzerine kurulmuş olan Rumkale, 1293’te Memlukların eline geçene kadar, 90 yıl boyunca Birleşik Ermeni Kilisesinin merkeziydi. Rumkale’de, Ermeniler açısından kutsal sayılan Aziz Nerses Kilisesi, Süryaniler açısından kutsal sayılan bir manastır bulunuyor. Ermeni tarihine ait pek çok dini eser bu kalede kaleme alınıp resimlendi. Ortaçağ Ermeni dini resminin ustalarından kabul edilen Toros Roslin bunlardan biri oldu. Ressam, Bugün Erivan Müzesinde bulunan 1256 tarihli “Zeytun İncili” ile ABD’de Walters Art Museum’da sergilenen "Sebastia İncili"ni 13. yüzyılda bu kalede yaşarken resimledi. Savaşan, Halfeti’nin terk edilmiş köylerinden biri. Etekleri suyun altına gömülmüş, sadece minaresi görünen camisiyle Halfeti’nin bir simgesi. Eski Memluk yerleşimi Çekem Mahallesi, Norhut Kilisesi, Kanterma Mezrası Hanı, Kanneci Konağı Halfeti’nin kültürel varlıkları arasında. Değirmendere kanyonu ve kanyon girişindeki "Halfeti’nin gerdanı" denilen asma köprü de Halfeti’nin kültürel ve doğal değerleri arasında yer alıyor.
Şehir ayrıca siyah gülün yetiştiği tek yer olarak kabul edilir. Söylentiye göre birbirlerine kavuşamayan iki aşık kendilerini Fırat’ın sularına bırakır ve bunun üzerine Halfeti’deki bütün kırmızı güller siyah açar. Kendini sulara atan bu iki aşık gibi, bir kısmını sulara bırakan şehir, bir ayağı su altında hikayeleriyle yaşamaya devam ediyor.
(İHA)