Bakü'de düzenlenen "Yeni Sömürgecilik: İnsan Hakları İhlali ve Adaletsizlik" başlıklı konferansa Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev, Azerbaycan Ombudsmanı Sebine Aliyeva, milletvekilleri ve Fransız sömürgelerinin temsilcileri katıldı.
Cumhurbaşkanı Müşaviri Hacıyev, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in konferans katılımcılarına gönderdiği mesajı okudu.
Hacıyev, Azerbaycan olarak sömürgeciliğe karşı mücadele eden ve özgür olmaya çalışan halkları desteklediklerini bildirdi.
Azerbaycan Ombudsmanı Aliyeva, kendisini demokrat gibi gösteren Fransa'nın hala sömürgeciliği sürdürerek, insan haklarını kabaca ihlal ettiğini belirtti.
Aliyeva, yaptığı soykırımlarla Cezayir'de deniz ötesi sömürgelerinde ciddi sorunlara neden olan Fransa'nın bugün uluslararası hukuk savunuculuğuna soyunduğunu ve saldırgan ülke olan Ermenistan'ı desteklediğini kaydetti.
Guadeloupe'nin Kurtuluşu İçin Halk Birliği üyesi, Avrupa Parlamentosu eski Milletvekili Jean-Jacob Bicep, ülkesinin 4 yüzyıldır Fransa'nın baskısı altında yaşadığını ve artık bağımsızlığını kazanmak istediğini söyledi.
Bicep, "Ülkemiz ve halkımız her türlü haksızlıkla karşı karşıya kalıyor. Biz bağımsızlığımız için mücadele ediyoruz. Guadeloupe gençleri Fransa'nın gönderdiği öğretmenler tarafından eğitiliyor. Protesto gösterisi yapanlar hapse atılıyor. Fransız adaleti işte budur. Irkçı ve sömürgeci politika yürütüyorlar." dedi.
Her türlü sömürgecilik ve baskılara karşı olduklarını vurgulayan Bicep, " Filistin'deki durumdan da rahatsızız. İsrail'in yaptığı hak ihlalleri ve şiddeti kınıyoruz. Filistin halkının da bağımsızlık ve devlet kurma hakkı var." diye konuştu.
Martinik Özgürlük Partisi Başkanı Luc Francis Carole, "Fransa sömürgeciliği hala devam ediyor. Sömürgeciliği sistematik şekilde sürdürüyorlar. Dilimizin resmi dil olmasına karşı çıkıyorlar. Biz tam bağımsızlık talep ediyoruz ve sömürgeciliğin sona ermesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Fransız Guyanası'nı temsilen konferansta yer alan Maurice Pindard da ülkesine sözde özerklik verildiğini fakat sömürgeciliğin hala devam ettiğini kaydetti.
Ülkesinde her şeyin Fransa'nın kontrolünde olduğunu söyleyen Pindard, "Doğal servetlerimiz, özellikle de altın madenlerimizi işletip Fransa'ya taşıyorlar. Doğayı kirletiyorlar. Ormanlarımızı yok ediyorlar. Tüm zenginliğimiz Fransa'ya götürülüyor. Halkımıza bir şey kalmıyor. Kültürel olarak asimilasyon politikası uyguluyorlar. Fransa bizim varlığımızı kabul etmiyor. Kendi mukadderatımızı belirleme hakkımızı tanımıyorlar. Temel hak ve hürriyetlerden mahrumuz. Halkımızın yarıdan fazlası fakirlik düzeyinin de altında yaşıyor." değerlendirmesinde bulundu.