Omurga ağrılarının sırt, bel ve pelvik bölgede görüldüğüne dikkat çeken Uz. Dr. Ali Şahabettinoğlu, “Birçok annede ağrılar doğumdan sonraki birkaç hafta içinde geçerken, bazılarında aylarca sürebilir. Gebelikte omurga ağrısı genellikle vücudun fizyolojik ve metabolik değişikliklere verdiği normal bir cevap olarak kabul edilse de hasta için ciddi durumlarla karşılaşılan sıkıntıları da ortaya çıkarabiliyor. Bilhassa uzun süren ağrın sebebi çok iyi araştırılmalı ve anne adayı ilgili doktora yönlendirilmelidir” dedi.
Gebelikle beraber pelvis çemberinin genişlemesi, hormonal değişiklikler, omurlar arası disk patolojilerinin, duruş bozukluklarının ve sakroiliak sendromun da bu ağrıların sorumlusu olabileceğini belirten Dr. Ali Şahabettinoğlu, “Sakroiliak eklem, leğen ve kuyruk sokumu kemikleri arasındadır. Bel ve kalça ağrısının sıklıkla ihmal edilen ama önemli bir sebebidir. Görüntüleme tetkiklerinde eklemde herhangi bir patoloji tespit edilemez. Hastanın şikayetleri ve muayene bulgularına göre teşhis konur. Genelde küçük bir travmatik vak'adan sonra ortaya çıkar. Her iki kalça üzerine düşme, aniden ağır bir cismi kaldırma, çok merdiven inip-çıkma, uzun süre bacak bacak üzerinde oturma gibi pozisyonlar başlatabilir. Ağrı kalça, kasık ve bütün alt ekstremiteye yayılabilir. Fiziki muayenede hasta ağrılı tarafa yük vermekte zorlanabilir. Ağrı sebebiyle yürüyüş bozukluğu görülebilir. Hatta zaman zaman yürüme güçlüğü ortaya çıkabilir. Hasta yalpalayarak yürümeye başlar. Bacak uzunlukları arasında fark oluşabilir” diye konuştu.
Sakroiliak sendromda manipülasyon tedavisiyle hastaların yüzde 90’ının iyileşebildiğini belirten Şahabettinoğlu, tedavinin haftada 2 kez yapıldığını ve 1 ile 4 seans arasında sürebildiğini söyledi. Şahabettinoğlu, “Özellikle bacak boylarının eşitlenmesi önemli. Tedavi sonrası hastalara günlük faaliyet yapmaları gerekiyor. Fiziki formun rahatsızlığın tekrarını önlemede bilinen en iyi yöntemdir” şeklinde konuştu.
İHA