Çanakkale'nin tarihi Gelibolu Yarımadası'nda 6 Temmuz saat 15.00 sıralarında başlayan orman yangını şiddetli poyrazın da etkisiyle kısa sürede büyüyerek geniş bir alana yayılmıştı. Yangına hava ve karadan müdahale edilmiş, çok sayıda orman işçisi de cansiperane bir şekilde çalışarak yangını söndürmeyi başarmıştı.
Soğutma çalışmalarının devam ettiği bölgede köylüler de bir yandan yaralarını sararken; bir yandan da kalan ürünlerinin hasadını yapıyor. Yangın nedeniyle büyük kayıplar veren çiftçinin şimdilerde en büyük korkusu ise kış aylarında bolca yağış alan bölgede, ağaçların ve bitki örtüsünün yanmasından dolayı aşağıda kalan köyleri su basması.
Kendilerini ikinci bir tehlikenin beklediğini belirten Yalova köyü sakinlerinden çiftçi Hüseyin Ercan “ Bizim çok fazla hasarımız yoktu. Hasar, rüzgarın yön değiştirmesiyle birlikte Kumköyde oldu. Fakat bizi ikinci bir tehlike bekliyor. İlk yağmur yağdığı zaman, bu derenin suyu almayacağından kaynaklı bir sorun olabileceğini söylüyorum. Bu dere açılmazsa ikinci bir felaketin gelebileceğini söylüyorum. Çünkü bu dağa yağan yağmurların buraya bir seferde suyun indirmesinden dolayı bu ovayı sel alacağını iddia ediyorum" dedi.
“GÜNEBAKAN TARLALARI OLMASA YANGIN İLERLERDİ”
Günebakan tarlalarının yangının ilerlemesini engellediğini de sözlerine ekleyen Ercan, “Bu günebakan tarlaları olmasaydı eğer, yangın Gaziler Dağı ve Kumköy'den denize doğru inerdi ve bunu hiç kimse durduramazdı” diye konuştu.
"EN UFAK YAĞMURDA OVAMIZI SEL BASAR"
Yangın sonra kalan mahsullerini toplayan çiftçi Mehmet Söyler de kendilerini bekleyen ikinci bir tehlike olarak sel felaketinden bahsetti. Dolan derelerin bir an önce temizlenmesi gerektiğini vurgulayan Söyler, “Şimdi ikinci büyük tehlike malum her taraf yandığı için derelerimiz dolmuş biçimde. En ufak yağmurda şimdi ovamızı sel basar. Bundan sonra bizi bekleyen felaket, sel felaketidir. Yani nasıl olur bilmiyorum ama çok kötü bir durumdayız. Suyu, yağmur damlalarını tutacak bitki örtüsü kalmadığından bu sel olarak inecek ovamıza. Bundan sonra kalan da ne varsa gidecek” diye konuştu.
“150 DÖNÜM TARLAM YANDI”
150 dönüm tarlasının yandığını da kaydeden Söyler, “Hem mahsul, hem ağaçlarımız hem de fidanlarımız bakımından büyük bir zarar söz konusu. Kalan birkaç mahsulümüz var onları biçtirmeye çalışıyoruz. Zararımız çok büyük. 150 dönüme yakın yerimiz yandı. Buğday ve zeytinliklerimiz yandı” şeklinde konuştu.
YANGININ ÇIKIŞ NEDENİ ARAŞTIRILIYOR
Soğutma çalışmaları aralıksız sürerken, bir yandan da yangının çıkış nedeni araştırılıyor. Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü ile jandarma ekipleri, Ilgardere mevkiinde çıkan yangının izlerini sürüyor.
450 HEKTARLIK ALAN HASAR GÖRDÜ
20 helikopter, 2 uçak, 118 arazöz ve 510 personelin söndürmeye çalıştığı orman yangınını gece boyu olay yerinde yöneten Tarım ve Orman Bakarı Bekir Pakdemirli, 450 hektarlık tarım ve orman arazisinin hasar gördüğünü belirtmişti.
1994'te 4 bin 49 hektar alan yanmış, Orman Bölge Müdürü Talat Göktepe şehit olmuştu
25 Temmuz 1994 yılında Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda çıkan yangında 4 bin 49 hektarlık orman arazisi ve şehitliklerin bulunduğu bölgedeki yeşil örtüde zarar görmüştü. Yangın çalışmalarını bizzat katılan dönemin
Çanakkale Orman Bölge Müdürü Talat Göktepe de dört bir yanı saran alevlerin arasında kalarak şehit olmuştu.