"BİZİM İÇİN TEK BİR ÇAKIL TAŞIMIZ NE KADAR KIYMETLİ VE VAZGEÇİLMEZ İSE, BİR DAMLA DENİZ SUYUMUZ DA O KADAR KIYMETLİ VE VAZGEÇİLMEZDİR"
Yeşil Liman Sertifika töreninde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı M. Cahit Turhan,” Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeleri, egemenlik haklarımıza rağmen kopartılan fırtınaları görüyorsunuz. Altıyla üstüyle, Akdeniz birilerinin ne arka bahçesidir ne ön bahçesi Ülkelerin sınırları, egemenlik hakları ve uluslararası çerçeveler belli. Buna rağmen bize, “Orada ne işiniz var” deme cüretinde bulananlara, tek kelimeyle “Hadi oradan” deriz, diyoruz da. Bizim için tek bir çakıl taşımız ne kadar kıymetli ve vazgeçilmez ise, bir damla deniz suyumuz da o kadar kıymetli ve vazgeçilmezdir. Denizlerimizde liman yapmak ne kadar hakkımız ise, egemenlik haklarımızdan kaynaklı kıta sahanlığımızda sondaj faaliyetleri yürütmek de o kadar hakkımızdır. Hükumet olarak bu konudaki haklılığımızı ve kararlılığımızı Sayın Cumhurbaşkanımız her fırsatta dile getirmektedir. Konunun ülkemiz ve milletimiz için önemine binaen şahsen burada sizlerin huzurunda bir kez daha altını çizme gereği duydum" dedi.
"2017 YILINDA YÜZDE 4’LÜK BİR BÜYÜMEYLE SON BEŞ YILIN EN HIZLI BÜYÜMESİNİ YAKALAYARAK, 2018 YIL SONU İTİBARİYLE 11 MİLYAR TONA ULAŞMIŞTIR"
Denizciliğin daha da gelişmesi, denizlerde sağlanan imkanların artması, kaynakların ekonomiye kazandırılması ve en etkin şekilde kullanılması hususlarına, büyük önem verildiğini belirten Bakan Turhan denizcilik sektörünün ekonomiye önemli katkı sağladığını ifade ederek, "Bunu da sektör temsilcilerimizle birlikte yapmanın gayreti içinde olduk. Elbette denizlerimizin genişliği, zenginliği ve stratejik üstünlüğü bizim için önemlidir. Önemli olan, bu alanda üreten, işleyen, ışıldayan sektörümüzün de güçlü olmasıdır. Çünkü denizcilik sektörü ve ekonomisi, dünya ticaretinde önemli bir role sahiptir. Uluslararası deniz ticareti, 2017 yılında yüzde 4’lük bir büyümeyle son beş yılın en hızlı büyümesini yakalayarak, 2018 yıl sonu itibariyle 11 milyar tona ulaşmıştır. Yaklaşık 17 trilyon dolar olan dünya ticaretinin 10 trilyon dolarlık bölümü deniz yoluyla gerçekleşmektedir. Ülkemize baktığımızdaysa, denizciliğimizin ekonomik büyüklüğünün 18 milyar doları aştığını görüyoruz. Denizcilik sektörümüz, ilgili ve ilişkili alanlarla birlikte 1 milyona yakın istihdama sahiptir. Denizcilik sektörünün toplam GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) içindeki ekonomik payı yüzde 2,4’tür. 2018 yılında Türk limanlarının ekonomiye katkısı ise yaklaşık 4.5 milyar dolardır. Deniz yoluyla gerçekleştirilen dış ticaret taşımaları 2003 yılında 149 milyon ton iken, 2018 yılında 328 milyon tona ulaşmıştır. Ülkemizin toplam dış ticareti içerisindeki deniz yolunun parasal değer olarak payı, 238 milyar dolara yükselmiştir. 2003’te 57 milyar dolar idi. Artış 300 Limanlarımızda elleçlenen yük miktarı, 460 milyon tona ulaştı 2003’te 190 milyon ton. Bunlar önemli ancak potansiyelimizin büyüklüğü, hedeflerimizin yüksekliği karşısında yetersiz rakamlardır. Örneğin Ambarlı Limanı, 3,1 milyon TEU elleçleme değeriyle dünyada 51. sırada. Bu rakamın çok daha yukarılara çekilmesi gerekmektedir. Uzak doğu limanları elleçleme konusunda dünyada başı çekiyor. Altyapılarıyla, operasyonel verimlilikleriyle birden çok limanımızı, dünya sıralamasında üst sıralara taşımak temel hedeflerimiz arasında bulunuyor" şeklinde konuştu.
Türk Boğazlarından uğraksız geçiş yapan gemilerin zorunlu gereksinimlerini karşılamak üzere bekleme sürelerinin 2 günden 7 güne çıkaracak mevzuat değişikliğinde sona gelindiğini sözlerine ekleyen Turhan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi;
" İnşallah, bu sorunu da kısa sürede halledip, beklentilerinizi karşılamış olacağız. Denizlerin sınırları kaldıran medeniyetleri ve kültürleri yakınlaştıran, ticareti kolaylaştıran bir özelliği olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu anlamda, dünyadaki tüm deniz ülkeleri ile adeta sınır komşusu sayılabiliriz. Bu komşuluğun ve ticaretin çıkış kapılarını limanlar oluşturmaktadır. Özellikle ticari gelişmelere bağlı olarak limanlardaki trafik yoğunluğu yılda ortalama yüzde 3 artmaktadır. Bu artış oranı, lojistik zincirinin en önemli halkasını teşkil eden ve kent merkezlerinde veya yakınında hizmet veren limanların çevre kirliliği, iş sağlığı ve güvenliği ile yönetim sorunlarını da beraberinde getirmektedir.Bu noktada çevrenin korunması ve ülkelerin sürdürülebilir kalkınma kavramı çerçevesinde gelişimlerini sağlayabilmeleri için kamu kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, akademik çevreler ve özel sektör gibi toplumun tüm kesimlerinin katkı sağlaması büyük önem arz etmektedir. Biz, öncü olup Yeşil Liman projesini, bunun için hayata geçirdik. Amacımız; limanlarımızın çevre, iş sağlığı ve güvenliği konularında, etkin yönetim bilincinin oluşmasını sağlayarak uluslararası rekabet gücünü artırmaktır. Limanlarımızın altyapıları, bu noktada büyük ehemmiyet arz ediyor. Özelikle elleçleme ekipmanlarında, fosil yakıt yerine, elektrik tercih edildiğinde, hem operasyon maliyetleri yüzde 70-80 oranında azalıyor hem de çevreye verilen zarar en alt seviyelere indirgenmiş oluyor.
Bakan Mehmet Cahit Turhan,daha yeşil bir Türkiye’ye katkı sunmak için hayata geçirilen Yeşil Liman Projesi kapsamında, sertifika almaya hak kazanan limanlarımıza belgelerini takdim etti.
(Hülya Keklik - Nurullah Geylani/İHA)
