Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) Genel Müdürü Ali Kırali, Tahıl Koridoru’nun üçüncü kez uzatılmasının hem Türkiye’deki hem de dünyada tahıl fiyatlarında aşağı yönlü baskı oluşturduğunu ve gıda enflasyonunu ciddi şekilde önleyici etkisi olduğunu ifade ederek, “Arz güvenliği, Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde çok ciddi gıda sorunu oluşturabilecek bir noktaya gelmişti. Bu nedenle Birleşmiş Milletlerin de Türkiye’nin arabuluculuğu ile bu anlaşmaya varıldı. En büyük faydayı da az gelişmiş ülkeler gördü” dedi.
Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) Genel Müdürü Ali Kırali, üçüncü kez uzatılan Tahıl Koridoru’nun buğday, arpa, çavdar, yulaf, pirinç ve mısırı kapsayan tahıl fiyatlarını nasıl etkileyeceğini, global kuraklığın sürdüğü bu dönemde arz güvenliği sağlamak için atılacak adımları, bu dönemde lisanslı depoların nasıl bir rol oynayacağını İHA muhabirine değerlendirdi.
“(Tahıl Koridoru’nun) Hem Türkiye’deki hem de globaldeki ürün fiyatlarında aşağı yönlü baskısı var”
TÜRİB Genel Müdürü Ali Kırali, tahıl fiyatlarında meydana gelen bütün sorunların, ‘dünyanın tahıl ambarı’ olarak adlandırılan Ukrayna’da çıkan savaş ile meydana geldiğini belirterek, “Tahıl koridoru anlaşmasının bu üçüncü uzatımı. 8 aydır devam ediyor anlaşma. Biz etkisini ilk olarak savaştan sonra çok ciddi şekilde yükselen ürün fiyatlarında geçen sene Temmuz ayından sonra yapılan anlaşma ile ciddi bir şekilde geri gelişle yaşadık. Şu anda hemen hemen savaş öncesi seviyelere dönmüş durumda. Her anlaşmanın sonuna doğru bir spekülasyon oluyordu, ‘acaba uzatılmayacak mı?’ diye. Bu sefer de aynı şey oldu. İlk savaş çıktığındaki gibi vahim bir durum olmasa da yukarı yönlü bir baskı vardı fiyatlarda. Anlaşmanın açıklanması ile beraber ciddi bir gevşeme görüyoruz özellikle tahıl, buğday, mısır, arpa, ayçiçeği fiyatlarında. Hem Türkiye’deki hem de globaldeki ürün fiyatlarında aşağı yönlü baskısı var” dedi.
“Savaş öncesi dönemde 4 lira civarında işlem ekmeklik buğday şu anda 7 liralara varmış durumda”
Tahıl koridoru anlaşmasının hangi konularda fayda sağladığını ele alan Kırali, “Ukrayna ve Rusya hem bölgemizin hem de dünyanın tahıl ambarı. Ciddi şekilde ihracatçı ülkeler bunlar. Kapasitenin çok üzerinde üretim yapıyorlar. O nedenle savaş ilk patladığında aslında çok bereketli bir sezon geçiriyor olmamıza rağmen -hem ülkemizde hem dünyada iyi bir arka plan olmasına rağmen- bir süre ambargolar nedeniyle ürün çıkmayacağı belli olduktan sonra ürün fiyatlarında çok ciddi yukarı yönlü baskı oldu. Kıyaslayacak olursak, o dönemde ekmeklik buğday bizim borsamızda 4 lira civarında işlem görüyordu. Şu anda ise 7 liralara varmış durumda bu anlaşmalara rağmen” diye konuştu.
“En büyük faydayı az gelişmiş ülkeler gördü”
Türkiye’nin kendi kendine yetebilen bir ülke olduğunu savunan Kırali, “Sadece fiyatlardaki yukarı yönlü baskı ile atlatabilirdik bunu ama tamamen ürünü ithal eden, Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde çok ciddi gıda sorunu oluşturabilecek bir noktaya gelmişti. Bu nedenle Birleşmiş Milletlerin de Türkiye’nin arabuluculuğu ile bu anlaşmaya varıldı. En büyük faydayı da az gelişmiş ülkeler gördü. Bu koridordan geçen ürünler, daha çok gelişmiş veya orta gelir seviyesine sahip ülkeler tarafından alınmış gibi çok yanlış bir algı var. Yüzde olarak az gelişmiş ülkelerin yüzdesi bu ürünlerde daha az olduğu doğru. Ama o ülkeler için tüketimini buradan karşıladığını göz önünde bulundurursak onlar için marjinal faydası çok daha fazla oldu. Ülkemizde de Avrupa’da da gelişmiş ülkelerde de fiyatların yukarı gitmesini, gıda enflasyonunu ciddi şekilde önleyici bir etkisi oldu tahıl koridoru anlaşmasının” ifadelerini kullandı.
“Sadece Türkiye’de yok kuraklık ama bu bölgelerde çok fazla var kuraklık, ayrıca savaş nedeniyle üretim kaybı var”
Koridor olmasına rağmen savaşın çıktığı dönemin tam tersine geri planda şiddetli global kuraklık olduğunu hatırlatan TÜRİB Genel Müdürü Kırali, “Sadece Türkiye’de yok kuraklık ama bu bölgelerde çok fazla var kuraklık. Ayrıca savaş nedeniyle üretim kaybı var. Alanlar ekilemiyor. Ayrıca gübrenin Rusya’dan çıkması nedeniyle gübreleme yapılamaması nedeniyle verim kaybı var. Koridor nedeniyle satış ve ihracat açık bölgeden dışarıya ama savaş senesine göre daha kötü bir arka planla hasada giriyoruz” diye konuştu.
“Buğdayda ve mısırda şiddetli rekolte kaybı öngörüyoruz”
2023 hasadında buğday ve mısırda şiddetli rekolte kaybı olma ihtimalinin yüksek olabileceğini dile getiren Kırali, “Nisan yağışlarına çok bağlı ama ekiliş döneminde çok az yağış oldu. Son 60 yılın en kurak yılını geçiriyoruz. Geçen seneye göre yüzde 35 daha az yağış aldı toprak. Maalesef bu nedenle ciddi şekilde risk öngörüyoruz. Tahıl grubunda, buğdayda ve mısırda özellikle” ifadelerini kullandı.
“Depolarımızın dolu olması fiyatları dizginliyor”
Kırali, gıda güvenliğinin sağlanması için yapılabilecekleri ve Türkiye’nin bu duruma karşı aldığı aksiyonu şu şekilde anlattı:
“Geçen seneki o verimli hasattan sonra Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) de ciddi şekilde alımları ile depolar dolu giriyoruz. Bu birinci avantajımız. TMO gibi güçlü bir regülatör var piyasada. Geçen sene ciddi alımlar yapıldı iyi bir destekleme fiyatı ile çiftçiye. Dolayısıyla depoların dolu olması fiyatları dizginliyor. En büyük güvencemiz yine bu olacak. İkinci olarak ürünlerin lisanlı depolarda depolanması bence çok önemli. Üretmesi bu kadar zorlaşan ürünleri gözümüzün önünde gıda güvenliği sağlayan, son teknoloji, firenin çok az olduğu depolarda depolanması bence çok önemli. Bu nedenle bütün çiftçilerimizi, tüccarlarımızı, sanayicilerimizi, ürünleri lisanslı depolarda tutmaya davet ediyoruz. Bu zorlukta üretilen ürünlerde bir de fire derdi ile uğraşmayalım.”
“Ürünlerin lisanlı depolarda tutulması ve borsamızda işlem görmesi böyle zor bir senede bence çok önemli”
Lisanslı depoların önemini ele alan Kırali, “Arzın düşük olduğu dönemlerde piyasa bozucu eylemler ciddi şekilde görülebiliyor. Bunu da ancak bizim borsamız gibi bunu sürekli gözetim altında tutulduğu, şeffaf bir şekilde ürün ticaretinin yürütülmesi de çok önemli. Ürünlerin lisanlı depolarda tutulması ve borsamızda işlem görmesi böyle zor bir senede bence çok önemli” diye konuştu.
“Bu diplomatik çabanın devam etmesi çok önemli”
Tahıl koridorunun açık kalmaya devam etmesinin önemli olduğuna vurgu yapan Kırali,”Bu diplomatik çabanın devam etmesi çok önemli. Umuyorum bu şekilde devam eder. Dünyada, özellikle az gelişmiş ülkelerdeki insanların gıdaya erişimi risk altına girmeden 2023 sezonunu çıkarır” dedi.