Geçmişte; Demokrat Parti Bursaİl ve İlçe Başkanlıkları ile parti genel merkez yönetiminde önemli görevlerde bulunan, Bursa’nın birçok STK’sında aktif görev alan ve halen DP GİK Üyesi olan İnşaat Mühendisi Ali Kamil Goral’ deprem sonrası yapılacak kentleşmeye yönelik açıklamada bulundu.
İnşaat Mühendisi A. Kamil Goral; “Yaşanan bu deprem hepimizin yüreğini dağladı. 85 milyonda geriye kalan 71,5 milyon insanımız depremzedelere yardım için çarpındı. Belediyelerimiz, siyasi partilerimiz, STK’larımız elinden gelen çabanın kat ve kat üstünde çalıştı. Etkilenen 13,5 milyon vatandaşın şimdi farklı illere nakli gündemde. Burada dikkat çekmek istediğim bir husus var, tahliye edilen vatandaşlarımız taşındıkları illerde yeni bir hayata başladıklarında bir daha deprem yaşanan bölgeye geri dönmek istemeyecektir, tıpkı ülkemizde geçici olarak barınan ikinci ülke vatandaşları gibi. O nedenle devletin yeni bir yerleşim birimi yapmadan önce o bölgelere kışı atlatabilecekleri konteynır kentler inşaa edilmesini hızlandırması gerekmektedir. Ayrıca; 'Yer Bilimci' ve 'Deprem Uzmanları' tarafından açıklanan kriterleri dikkate almaları en önemli isteğimizdir. Deprem bölgelerinde TOKİ tarafından yapılan yapıların zarar görmediği ama serbest müteahhitlerin yaptığı yüksek katlı binaların tuzla buz oldukları görüyoruz. Buna şöyle bir açıklama getirmemiz gerekiyor. TOKİ tarafından yaptırılan müteahhitlerde iş akti karşılığı yapıyorlar ve 1 yıllık ödeme takvimi üzerinden gereken sözleşmeyi yapıyorlar. 2020 yılına kadar devletle iş yapan müteahhitlerin ekonomik anlamda zarar etmediğini biliyoruz, pandemi ile birlikte değişen bir ekosisteminde özelikle inşaat maliyetlerini de katladığını belirtmek isterim. Özel iş yapan müteahhitlerde de aynı stres daha fazla olmuştur.” dedi.
“Depremde Hayatını Kaybedenler Deprem Şehidi Sayılsın.”
Ali Kamil Goral sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bursa ölçeğine baktığımızda kaçak yapı stoku yüzde 60’lara varmış durumda. Bunun başlıca sebebi teknik insanları inşaat yaptırmak isteyenler sadece proje çizdirmek amacı ile görmek istemeleri. 3 ve 4 katlı binalara imza atan mühendis arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu çizdiği projedeki inşaatların yerini bile bilmiyor. Belediyeler bile bizi 5 katlı binalarda asansör zorunluluğu olduğunda hatırlıyor. Teknik anlamda salınımları düşünülerek imal edilen hiçbir yüksek katlı bina depremde çökmez. Çünkü; o binalarda mühendis sadece projesinin başında değil inşaatının da başındadır. Deprem bölgesine baktığınızda 2/3/4 katlı binalarında un ufak olmasının sebeplerinden biri budur. Biliyorsunuz ki; kaçak yapılaşmalarda da proje istenilmiyor, işini bilen inşaat kalfası varsa inşaatınızı ona yaptırıyorsunuz. Belediyeler artık kaçak binalara göz yummamalı, modern bir şehircilik anlayışının fitilini ateşlemelidir. Yaklaşmakta olan bir İstanbul depremi var. Vakit geçmeden Bursa tekrar planlanmalı şehir merkezindeki yoğunluk azaltılmalıdır. Umarım bu yaşanan deprem iktidarın Kanal İstanbul ısrarından vazgeçmesini sağlar. Zira ada şeklini alacak ve bir İstanbul ve çevresinde çok fazla ölüme sebebiyet verecektir. Deprem bölgesine vatandaşlarımızın kıt kanaat imkanları ile 13,5 milyon insanımızı o bölgede tutamazsınız. Depremde hayatını kaybetmiş vatandaşlarımız Deprem Şehidi”olarak ilan edilmelidir. Vatandaşlarımızın yaşadığı herşeyi unuttuğunu düşünürsek bu kavramla bir deprem ülkesinde yaşadığımız gerçeğini de unutmamış oluruz.”