Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Başkan Obama'ya Müslüman Topluluklar konusunda danışmanlık yapan Zafer ve beraberindeki heyeti kabulünde, İslam coğrafyasının zor bir dönemden geçtiğini ve bu dönemde Zafer’in yaptığı işin önemine ve zorluğuna dikkat çekti. Bölgede yaşanan sorunların belirli bir dinin değil, bütün insanlığın bir meselesi olduğuna da vurgu yapan Görmez, "Coğrafyamız, bölgemiz çok zor bir süreçten geçiyor. Yaşanan sorunların belirli bir dinin meselesi değil, bütün insanlığın meselesi ve sorunu olarak okunması gerekir. Dünya kuruldu kurulalı bütün insanları yaşatacak zenginlikte olduğu halde maalesef insanlar kendi hırs ve öfkeleriyle dünyayı birbirlerine dar ediyorlar" dedi.
İlahi dinlerin merhamet ve adaleti egemen kılmak için geldiğini, ancak insanların dinleri bile şiddetin ve vahşetin aracı haline getirdiğini kaydeden Başkan Görmez, şöyle konuştu;
'İLAHİ DİNLER, ŞİDDETİN VE VAHŞETİN ARACI HALİNE GETİRİLDİ'
"İlahi dinler, insanoğluna dünyayı daha güzel yönetmesi, barış içerisinde birlikte yaşasınlar, rahmeti, şefkati, adaleti egemen kılsınlar diye geldi. Ama insanlar dinleri de kendilerine dönüştürebiliyorlar. Mahza rahmeti yeryüzüne getiren dinler, şiddetin, vahşetin aracı haline getirilebiliyorlar."
'HZ. MUSA'NIN MESAJLARI, SİYONİZM ELİYLE BİR İDEOLOJİYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ'
"Hz. İsa'nın getirdiği rahmet mesajlarından tarihte onlarca defa Haçlı Seferleri çıkarılabildi ve savaşların en büyük motivasyonu haline getirilmesi yine insanların eliyle gerçekleşti. Hz. Musa'nın mesajlarının bu coğrafyada hala Siyonizm eliyle nasıl bir ideolojiye dönüştürüldüğünü hala acı acı görüyoruz"
'İSLAM'IN RAHMET MESAJLARI ÇARPITILDI'
"Son yıllarda DAİŞ, Boko Haram, El-Kâide gibi bir takım örgütler marifetiyle İslam’ın rahmet mesajlarının nasıl çarpıtıldığını ve ilahi kitabın, Peygamberin mesajlarını nasıl insanların kendi ideolojilerine alet edebildiğine hep birlikte şahit oluyoruz."
'SEKÜLERİZM, DÜNYAYI SAVAŞA SOKTU'
"Fransız ihtilâliyle birlikte insanlık başka bir arayış içine girdi. Dinlerin dışında daha seküler bir dünya kurmayı tasarladı. Fakat sekülerizm dinlerden kaynaklanan şiddeti de geride bırakarak dünyayı topyekûn bir savaşın içine soktu. İnsanlar da bilimsel keşiflerle atom bombasını düşünebildi. Kimyasal silahları üretti ve tarihteki savaşlarda ölen bütün insanların birkaç katını modern zamanlardaki savaşlarda kaybettik. İki büyük dünya savaşı yaşandı ve şimdi üçüncü dünya savaşından söz ediliyor ve sayın Papa'nın ağzından bile böyle bir cümle dökülebiliyor."
TRUMP'IN SÖZLERİNE TEPKİ
"Amerika gibi bir ülkede seçimden önce adaylar ‘Müslümanları Amerika'ya alacağız, almayacağız’ tartışması yapabiliyor. Burada hiç bir milletin, din mensubunun suçu birbirine atması doğru değildir. Bu coğrafyada biz çok büyük acılar çekiyoruz. Ama biz bu acıları sadece DAİŞ gibi yahut sonradan ortaya çıkan terör örgütlerinin yaptıklarından çekmiyoruz. Bunların her birisi birer sonuçtur, sebep değildir. Bilhassa coğrafyanın küresel güçlerin çatışma alanı haline gelmesi bütün bunların birinci sebebi olmuştur. Önce Afganistan sonra Irak sonra bütün bu dünyalarda Bosna, Çeçenistan gibi bölgelerde yapılan savaşların sonunda eğitimden yoksun, şiddetin ve vahşetin gölgesinde yetişen çok sayıda nesiller ortaya çıktı. Yaralı bilinçler ve ölümcül kimlikler çoğaldı. Bir taraftan da büyük göçler başladı. Bu göçmenler gittikleri ülkelerde o ülkelere entegre olamadılar ve oralarda kendi gettolarını kurdular. Ötekileştirildiler. Dinlerini öğrenecek imkân bulamadılar. Hatta yanlış yorumlara saptılar. Göçmen nesillerin dini yanlış öğrenen çocuklarıyla, coğrafyada şiddetin gölgesinde yetişen gençler arasında bir yakınlık oluştu. Dolayısıyla bu nesiller dine bir ideoloji olarak sarılmayı tercih ettiler. Uzun süre dini kurumlar ve bilim müesseseleri soruna ciddi olarak el atma imkânını bulamadılar. Şimdi topyekûn insanlık olarak bütün bu yaşadığımız sorunların acılarını çekiyoruz. Ben çok umutsuz değilim hep birlikte konuşarak ve değerlendirerek yeni bir dünyayı kurabiliriz."
ZAFER: BÜYÜK MİSAFİRPERVERLİK GÖRDÜM
Özel temsilci Şerik Zafer ise Görmez'e kabulünden dolayı teşekkür ederek, "Sayın Başkan, bizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Bu benim için büyük bir onurdur" dedi. Diyanet İşleri Başkanlığının kurumsallaştığı pek çok ülkeye gittiğinin altını çizen Zafer, gördüğü misafirperverlik karşısında etkilendiğini kaydetti. Görmez'in liderliğinin bölgedeki önemine dikkat çeken Zafer, şunları söyledi; "Avrupa da dahil olmak üzere pek çok yerde Diyanet’in kurumsallaştığı ülkeleri gezme şansım oldu. Bu ziyaret ettiğim camilerde ve burada çok büyük bir misafirperverlik ve hoşgörü gördüm. Sizin Başkanlığınızda Diyanet’i tebrik ediyorum. Müslüman toplumlarla ilişkiyi sağlamak üzere Başkan Obama tarafından görevlendirildim. Görev tanımım, Müslüman ülkeler ya da nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olduğu ülkelerle ilişkilerimizi geliştirmek ve ortak yapabileceğimiz çalışmalar üzerinde konuşmak."
'LİDERLİĞİNİZ OLDUKÇA ÖNEM ARZ EDİYOR'
"Ben şuna inanıyorum ki, ortaklık yapabileceğimiz pek çok alan var. Temiz bir çevreye sahip olmak, büyüyen bir ekonomiye sahip olmak, barış ve güvenliği sağlamak bu konulardan bazılarıdır. Ama sizin de söylediğiniz gibi pek çok zorluklarla karşı karşıyayız. IŞİD, El-Kaide gibi gruplar maalesef bizim dinimizi yanlış bir şekilde kullanıp anlatıyorlar. Bu bağlamda elbette sizin Başkanlığınız ve yapmış olduğunuz liderlik çok büyük önem arz ediyor. Çünkü bu şekilde ancak bu grupların yaptıklarının İslam ile uzaktan yakından ilişkisi olmadığının anlatılması açısından önemli ve gençlerle bağlantının sağlanması açısından sizin yaptığınız çalışmalar son derece önemlidir. İslamofobi, Müslüman karşıtlığı bir dil kullanılması ve bunun pek çok ülkede kullanılması da bir diğer karşılaştığımız zorluk."