BGC Başkanı Nuri Kolaylı ile Basın Kültür Sarayı’ndaki BGC merkezinde görüşen Alman gazeteci Petra Maria Bornhöft ile Çek gazeteci Roman Stanek, Türkiye genelinde görev yapan 18 uzun dönem gözlemci arasında yer alıyor.
Seçimleri, AGIT taahhütleri ve demokratik secimler için gerekli olan diğer uluslararası standartlar ve iç hukuk açısından gözlemleyen konuk gazeteciler, BGC Başkanı Nuri Kolaylı’dan Bursa basınına ve yaşanan sorunlara ilişkin bilgi aldılar.
Günümüz Türkiye’sinde basın sektöründe yaşanan sorunların en büyük nedeninin kuralsızlık olduğunu ifade eden BGC Başkanı Kolaylı, “Türkiye’de, sadece okuma yazma bilmeniz, gazetecilik yapmanız için yeterlidir. Gerçek gazetecilik eğitim ve bilgi gerektirmesine karşın, gazetecilik, isteyen herkesin kuralsızca yapabileceği bir iş durumundadır. Oysa Türkiye’de, pek çok ülkede olduğu gibi, mesleklerle ilgili yasal düzenlemeler vardır. Herkes avukatlık ya da doktorluk yapamaz. Eczacılık, mühendislik, mimarlık, öğretmenlik, muhasebecilik eğitim gerektiren mesleklerdir. Bu eğitimi veren fakültelerin diplomasına sahip olmak ve çeşitli yükümlülükleri yerine getirmek gerekir” dedi.
Bir mesleği meslek yapan en önemli özelliğin “kurallar” olduğuna dikkat çeken BGC Başkanı Kolaylı, şöyle devam etti:
“Herhangi bir konuda kural koymak demek, o kurallara aykırı davrananlara müeyyideler getirmek demektir. Gazeteciliğin hiçbir kuralı, buna bağlı olarak da müeyyidesi yok. Gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini ve sınırlarını belirleyen yasalar yok. 1953 yılında kabul edilen Türk Tabipleri Birliği Yasası veya1969 yılında yürürlüğe giren Avukatlık Kanunu gibi gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen özel bir yasaya ihtiyaç var. İnternet haberciliğinin de hızla geliştiği göz önüne alınırsa, Basın Yasası’na acil ihtiyaç olduğu açıkça görülmektedir. Çıkarılacak bu yasa kapsamında meslek örgütlerinde de düzenlemeye gidilmeli ve Baro gibi, Tabipler Odası gibi gazetecilik veya medya meslek örgütü oluşturulmalıdır.”
Çözüm bekleyen öncelikli sorunların bir diğerinin de basın özgürlüğü olduğuna dikkat çeken Nuri Kolaylı, “Basın özgürlüğü ve basın özgürlüğünü de kapsayan ifade özgürlüğü, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi açısından temel haklardan biridir ve demokratik hukuk devletinin en temel kilit taşlarındadır. Basın özgürlüğünün, en gelişmiş demokratik hukuk devletlerinde bile zaman zaman problem olarak gündeme geldiğini görmekteyiz” diye konuştu.
BGC Başkanı Nuri Kolaylı, açıklamalarını şöyle tamamladı: “Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’nun bazı maddeleri ifade özgürlüğünü kısıtlayan hükümler içermektedir. Meslektaşlarımız yazdıkları yazılar, yorumlar ve haberler nedeniyle yargılanmaktadır. Bu durumun sona erdirilmesi ve basın özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanması gerekmektedir. Türkiye’de insanımıza herhangi bir baskı ve müdahaleye maruz kalmadan, kendini meşru bir şekilde ifade edebilme hakkının evrensel ölçülerde tanınması ve sorunsuz bir şekilde uygulanması, sağlıklı bir birey ve toplumun varlığı, gelişmesi ve devamlılığı için önemlidir.
Ortaya konulan düşüncelerin gelişmesi, çeşitlenmesi, yenilenmesi ve düşünce dünyasının bu suretle elde edeceği zenginlik özellikle bugünlerde ve her zaman ihtiyaç duyduğumuz toplumsal barış, hoşgörü ve uzlaşı ve ifade ve basın özgürlüğünün sorun olmaktan çıkması bakımından son derece önemlidir.”
Seçim öncesi siyasi partilerin çalışmalarına ilişkin haberlerin özellikle yerel medyada eşit yer alıp almadığına önem verdiklerini ve bu amaçla Marmara Bölgesi’nde incelemelerde bulunduklarını ifade eden AGIT gözlemcileri de, Nuri Kolaylı'ya teşekkür ettiler. BGC Genel Sayman'ı İhsan Bölük ile BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç'un da yer aldığı ziyaret, BGC Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi ile Bursa Basın Tarihi Müzesi'nin gezilmesiyle son buldu.
Gözlemci gazeteciler, bursa.com ofisini de ziyaret ettiler.