USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Magazin

Gülben Ergen 100'lükler köyünde

Kurucusu ve başkanı olduğum Çocuklar Gülsün Diye Derneği’nin 33. anaokulunu açmak için geçen hafta İzmir'deydim.

Gülben Ergen 100'lükler köyünde
27-04-2016 12:33
Google News

Oraya gitmeden önce Ece ile yeni haftanın röportajı için aranırken yine Erhan'dan bomba bir haber geldi: "Bu hafta Nazilli'ye gidip, 100 yaşının üzerinde sağlıkla, neşeyle yaşayan yaşlıları araştır bakalım.” İnsanın eşi haberci olunca pek güzel oluyor böyle tüyolar. Hem İzmir'e de gideceğiz, açılış sonrası iki saat karayolundan gideriz dedik ve başladık hazırlıklara. 

Yeşillikler içerisinden yolumuz önce Huriye Nine’nin evine... Sonra Alamut Köyü’nün kahvesine ve yatağında bizi bekleyen dünya tatlısı Ayşe Nine’yi ziyarete. Allahım bu nasıl mucizevi yaşlanmak? Bu ne neşe? Pastasının mumunu üflerken, sorularıma gülümserken, kızını, torununu, torununun çocuğunu benimle tanıştırırken ne gülmek... Yine derdime gülerek döndüm evime... Yine dua ederek, yine öğrenerek ve yine kalbimi koyarak...


 

106 YAŞINA NASIL GELDi?

NAZİLLİ’NİN EN YAŞLI KADINI: AYŞE ÇÖRTÜK  

'GÜLBEN KIZIM 106 DİYORLAR, NE TANSİYONUM VAR NE ŞEKERİM'

* Ayşe Teyze 106 yaşındaymışsın. Maşallah… Bu kadar uzun yaşayacağını söyleseler inanır mıydın?

- Valla kızım bilmem ki. Allah’ın takdiri. 106 oldun diyorlar şimdi. 

- Türlü (Kızı): Annemin doğduğu zamanlar kimsenin nüfus cüzdanı bile olmazmış. Annemin de çok sonradan olmuş. 1910 doğumlu. 

* Kaç çocuğun var?

- Altı tane var. 

- Türlü: En büyüğü 77 yaşında. Annemin annesi-babası erken yaşta ölmüş. Annem de erkek kardeşlerine hizmet etmek için geç evlenmiş. 25’indeymiş babamla evlendiğinde.

* Ayşe Teyze, gençlik yılların nasıl geçti? 

- Gençliğimiz zordu. Çok kıtlık çektik. Yörüktük. Dağlarda çalışırdık. Çam işi yapardık.

- Türlü: Annemin kökeni Madran yaylasına dayanıyor. O zamanlar geçim kaynağı tarım, hayvancılık ve kerestecilikmiş. Annem çok çalışırmış. Gece gündüz demezlermiş. Zeytin, incir, darı, buğday, pamuk her şeyi yetiştirmişler. Ben hatırlıyorum, çocukluğumuz yaylalarda geçerdi. Kadınlar çok çalışırdı.Ama çok da yokluk çekmişler. Biz de çocukluğumuzda yokluğu yaşadık.


EH 96’YA GELİNCE KIZIM TÜRLÜ BENİ EMEKLİYE AYIRDI

* Neler yer, içerdiniz?

- Tereyağı, süt, yoğurt, kaymak, et. Doğal yerdik.

- Türlü: Hep doğal şeyler yemişler. Et yiyecek olsalar hayvan keser öyle yerlermiş. Kendi hayvanlarını sağar süt alır, yoğurtlarını, peynirlerini, tereyağlarını yaparlarmış.

* Kaç yaşına kadar çalıştın?

- 10 seneden fazla oldu çalışmayalı.

- Türlü: Annem 85 yaşında inekten süt sağıyor, ekmek yapıyordu. Şimdi gücü olsa ayağa kalkar yine boş durmaz.

* Babanız kaç yaşında vefat etti?

- Türlü: Babam öldüğünde 83 yaşındaydı. Babamla iyi anlaşırlardı. Ölünce yalnız kaldı. 20 seneden fazladır benim yanımda kalıyor. Bana ‘çavuşum’ der.

106 YAŞINDA MAŞALLAH HAFIZA YERİNDE, İŞTAH DESEN ÇORBA ÜSTÜNE KURU FASULYE PİLAV

* Şimdi bir hastalığın var mı?

- Hiçbir şeyim yok. Bir iki ay öncesine kadar yürüyebiliyordum ama şimdi pek kalkamıyorum.

- Türlü: 106 yaşında olmasına rağmen hafızası çok iyi. İştahı yerinde. Benim bile hatırlamadığım şeyleri hatırlıyor. Geçenlerde mercimek çorbası yediriyordum. “Ben doymadım çorbayla” dedi. Üzerine kuru fasulye ile pilav yedi. En çok sevdiği şey sıcak ekmeğin üzerine sürülen tereyağıdır. Dün akşam iki dilim ekmekle tereyağı yedi. Sonra döndü “Başka yemek yok mu kim doyacak bununla” dedi. Ne tansiyonu var ne şekeri ne de kolesterolü. Doktorlar bile hayret ediyorlar. Uykusuna da çok düşkün, sabah 10’dan önce kalkmaz. 

* Gençlere vereceğin bir nasihatın var mı?

- Çalışsınlar, boş durmasınlar. 

- Türlü: Annem “Dert yapmayın, dertlerin üzerini biçin, geçin” der. Torunlarını yatarken görünce “Siz niye çalışmıyorsunuz da yatıyorsunuz” der ve kızar. Çalışan insan sever. “Ölünce gelin olacağım” diyor. Bazen ona ölümle ilgili şakalar yapıyoruz. O da bana “Sen bana bu kadar güzel bakarsan ben ölmem ki” diyor. 

BU YAŞINDA SAÇINA PEK DÜŞKÜN, KESİNCE BİZE KIZIYOR

* Size hiç kızdığı oluyor mu?

- Türlü: Havalar ısınınca rahat etsin diye saçını kestik. Çok sinirlendi. “Saçımı niye kesiyorsunuz” dedi.

* Peki, vasiyeti var mı?

- Türlü: Ölünce annesinin yanına gömülmek istiyor.

87 YAŞINDAKİ HÜSEYİN AMCA’NIN UZUN YAŞAMA SIRRI

'UZUN YAŞAMAK İSTİYORSAN GÖNÜL GEZDİRECEKSİN KİBİRLİ OLMAYACAKSIN'

* Hüseyin Amca, kaç senedir bu köyde yaşıyorsun?

-Buraya 19 yaşındayken Yatağan’dan geldim. 68 sene oldu.

* 87 yaşındasın. Bu yaşta ayakta kalmanın üç sırrını sorsam bana ne yanıt verirsin?

- Bunun birinci sırrı gönlünü gezdirmektir. Bunu deyişle de söylerim. “Kalktı deli gönlüm cevreyledi dünyayı/neler gelmiş neler geçmiş sor dedi/fesat, kin, kibir varsa gönül gözünde, götür de nar ocağına vur dedi.” Ömrü kısaltan şeyler bunlar. Kin ve kibirle bir menzile varılmaz. Gönülle yola çıkan yorulmaz. 80 beyit yazdım böyle.

* Mesleğin neydi?

- Dağda da çalıştım, makinecilik de yaptım. Çok gezdim. 

* Nerelere gittin?

- Akçay barajından İzmir’e, oradan da Beydağı’na kadar dolaştım.

* Çocukların ne iş yapıyor?

- Onlar da aynı işi yapıyor. Tarlada, dağda çalışıyorlar.

* Çocuklarına en çok neyi öğrettin?

- Önce dürüstlüğü öğrettim.

* Çok sağlıklı gözüküyorsun. Eşinin durumu nasıl? 

- Eşim de 87 yaşında. 10 sene önce ona bir çöküntü geldi. Evden pek çıkamaz oldu. Yemeğimizi oturduğu yerden yapıyor.

  GÖNÜL GEZDİRİP ŞAKA YAPTIĞIMIZ İÇİN UZUN YAŞARIZ

 * Eşini üzdün mü yoksa çok mutlu mu ettin?

- Elimden geldiği kadar kırmamaya çalıştım. 66 senelik evliyiz. Bu kadar uzun zaman evliliğin de ilk sırrı gönlünü gezdirmek, ikinci sırrı da dürüstlüğü takip etmek. Gönlünü gezdirmek özgür olmak da demek. Bunu yaparsan içinde fesat olmaz.

* Bu köyde gördüğüm herkes sağlıklı bir şekilde yaşlanmış. Herkes mutlu ve güler yüzlü…
- Bunun sebebi aralarındaki şaka seviyesinin yüksek olması. 

102. YAŞINI YENİ KUTLAYAN HURİYE GÜRBÜZ

ŞU EVLiLiK PROGRAMINDAKi HANİFE’YE BiR KOCA BULUVERSiNLER GARi

 * Huriye Teyze yeni yaşın kutlu olsun… Kaç yaşına girdin?

- 102 oldum.

* Bir asrı devirmişsin… Kendini nasıl hissediyorsun?

- İyiyim kızım da eskisi gibi değil tabii. 90 yaşıma kadar oruç tuttum. Beş sene öncesine kadar namaz kılardım.

* Kaç çocuğun var?

- Beş çocuğum vardı ama üçünü toprağa koydum. İki kızım vardı biri 6 aylıkken diğeri de 9 aylıkken öldü. Bir oğlum 42 yaşında öldü. Ben hâlâ yaşayıp duruyorum. 6 torunum var. Torunlarımın da torunu var.

* Gençliğinde çok çalıştın mı?

- Dağları devirir geçerdim. Yazları yaylada kışları köyde kalırdık. Arpa, buğday, çavdar, karpuz ekerdik. Tütün işinde bile çalıştım. Geceleri tütün kırmaya giderdik. Gençken çok cesurdum. Sırtımda az odun taşımadım. 

* Mutlu bir evlilik mi yaşadın? 

- Kocamla komşuyduk, tanışıyorduk. 23 yaşında severek evlendim. Ama o erken vefat etti. Çok iyi insandı. Beni hür bıraktı.

* Sana göre uzun yaşamanın en sırrı nedir? 

- Her şeyi doğal yedik. Ben hayatımda beklemiş et yemedim. Kalan etleri deli tulumun içinde kuruturduk. Ekmeğimizi, peynirimizi, yoğurdumuzu yapardık.

* Okumak ister miydin?

- Bizim zamanımızda okul ne gezsin. Kimse adını anmazdı. Ben saati bile bilmem.

* Evde günün nasıl geçiyor? Televizyon izler misin?

- Gelenler oluyor. Komşular geliyor. Zaten kızım yanımda. Evlenme programını çok seviyorum. Evlenenlere not veriyorum. Zuhal Topal’da bir Hanife var 3-4 aydır evlenemedi.

* Hanife’nin evlenmesini mi istiyorsun? 

- Evet. Kızıma “Hanife’yi aç da izleyelim” diyorum.

ÇOCUKLARIM BENDEN ÖNCE ÖLÜR DİYE KORKUYORUM ‘ALLAH BANA GECİNDEN VERMESİN’ DİYORUM 

 * Yemekle aran nasıl?

- Boğazım kuvvetli. Yemeği iyi yiyorum. Ayırt etmem önüme ne koysalar yerim. Ama eti çok severim bir de sütlacı. Eşim rahmetli olmadan önce hep o yapardı alışverişi. Ben çarşı-pazar hiç bilmedim. Hâlâ da bilmem. 

* Yaşlılığın getirdiği sorunlar dışında herhangi bir hastalığın var mı?

- Hiç yok. Sadece yürümem eskisi gibi değil o kadar.

* Kardeşlerinden şu anda hayatta olan var mı?

- Sekiz kardeştik. Bir tek ben kaldım hayatta. Bir kardeşim Çanakkale’de şehit düştü. Torunlar gitti mezarını buldu. Mıstanoğlu Ali yazmışlar mezar taşına. 

* Ölümden korkuyor musun?

- Korkmuyorum kızım. Çocuklarım benden önce ölürse diye korkuyorum sadece. Gayri Allah bana gecinden vermesin. 

* En çok neden şikayetçisin? 

- Yaşlılıktan. Eskiden çok hareketliydim. Şimdi o günlerimi, gençliğimi özlüyorum.

* Hayat sana 102 yılda ne öğretti? 

- Kimseye boğun eğmemeyi. Çalışın. Dürüst olun. 

 

 ALAMUT KÖYÜ SAKİNLERİNİN UZUN YAŞAM TAVSİYESİ

 İYİ BİR YAŞAM İÇİN MUTLU EVLİLİK DE ÖNEMLİ

 * Kaç yaşındasınız?

- Emine: 84 yaşındayım.
- Sultan: 80 yaşındayım.

* Çocuğunuz var mı?

- Emine: Benim üç çocuğum, beş torunum var.
- Sultan: Altı çocuğum dokuz torunum var.

* Bu kadar dinç olmayı nasıl başarıyorsunuz?

- Sultan: Burası öyledir. Bizim kökenimiz Madran’dan gelmedir. Doğal yemekler yeriz. Yeşilin içinde yaşıyoruz.
- Emine: İneklerimiz ve tavuklarımız var. Sadece zeytinyağı ve tereyağı kullanırız.

* Uzun yaşamak için sadece doğal beslenmek yeterli olur mu yoksa mutlu bir evlilik sürdürmek de önemli mi?

- Emine: Ben 65 senedir evliydim. 7 ay önce öldü eşim. Çok mutluyduk. Bence yaşam için bu da önemli.
- Sultan: Eşim erken öldü. 38 sene evli kaldık. Arada anlaşmazlıklar oluyordu ama iyiydi. 
- Hediye: Ben beyime bir vurduysam o bana 10 vurdu. Şimdi hasta oldu ben bakıyorum ona.
- Ayşe: Ben 63 senelik evliyim. Beyim sağ. Çok mutlu bir evliliğimiz var. Beni hiç üzmedi.

BİZDE YOK AMA ŞİMDİKİ GELİNLER KİLOLU

* Evlenenlere-boşananlara ne tavsiye edersiniz?

- Ayşe: Herkes iyi olsun, birbirlerinin laflarına aldırış etmesinler. Yalan dünya bu. Ne olacak. Saygılı olmak ve uyum sağlamak önemli. 

* Gençliğinizi düşündüğünüzde en çok neleri özlüyorsunuz?

- Sultan: Ah yavrum gençlik özlenmez mi? En çok dağlarda gezdiğim günleri özlüyorum. Allah şimdi gençlere sağlık versin, onlar gençliklerini yaşasın.
- Emine: Yaylalara gider oyunlar oynardık. Şenliklerimiz vardı. Şimdi eskisi gibi gidemiyoruz.

* Türkiye’de çok şeye şahit olmuşsunuzdur. Memleketin halini nasıl buluyorsunuz?

- Sultan: Kimisi beğeniyor kimisi beğenmiyor. Ne edelim dünya bu.
- Emine: Bize bir zararı yok. Belediye köyümüze çok yardım ediyor.

* Büyük şehirlerde örneğin İstanbul’da insanlar sizce neden çok uzun yaşamıyor?

- Sultan: Çok kalabalık orası. Kötü, bizim burası gibi serbest değil. Burada her şey bol, doğa var. İstanbul’dakiler gelse ömürleri uzar.

* Hiç kilonuz da yok, dikkat ediyor musunuz?

- Emine: Bizde kilo yok. Ama şimdiki gelinlerde var. Çok yemeyiz, yetecek kadar yeriz.

* Türkü sever misiniz? Kimleri dinlersiniz?

- Sultan: En çok Ali Ekber Çiçek’in türkülerini severim. İstanbul’da konserine gittim.

 
Dünya Yaşlılık Derneği Uzun Yaşam ve İleri Yaş Araştırma Komisyonu Başkanı

Engin Tulumbacı:

 TÜRKİYE‘DE NÜFUSUN SADECE YÜZDE 8’İ 65 ÜZERİNDE, NAZİLLİ’DE İSE YÜZDE 33’Ü

* Bu dernek hangi amaçla kuruldu?

- Genç büyüklere yeni bir umut sloganıyla kurulduk. Biz yaşlılarımızı genç büyük olarak nitelendiriyoruz. Onların tecrübelerinden faydalanarak yaşlanmakta olan yeni nesle katkılar sağlamaya ve farkındalıklar oluşturmaya çalışıyoruz. * Bunun için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

- Sosyal projeler üreten sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek farkındalık oluşturacak seminerler, toplantılar organize ediyoruz. Yaşayan vatandaşların kaliteli yaşamaları ve daha sağlıklı yaşlanmaları için yapacakları bütün aktivitelerden, işlemlerden onları daha önceden haberdar ediyoruz. Dezavantajlı grupların farkına varmalarını istiyoruz.

* Dezavantajlı gruplar hangileri? 

- Bunlar yaşlılığın dezavantajları. Fiziksel, zihinsel engeli olanlar ve dünyada hızla yayılan demans, alzheimer gibi hastalıklara sahip olan bireyler. Maalesef Türkiye’de bunama olarak bilinen demans ve alzheimer zaman zaman aile içinde yaşlıyı suistimal etme ve şiddete uğratma boyutuna ulaşmış durumda. Bu gruplarda aile bireylerin bunu bir hastalık olarak kabul etmesini ve bunun farkındalığını sağlatıp olası olumsuzlukların önlenmesi için çalışıyoruz.

* Nazilli’nin nüfusu ne kadar ve kaçta kaçı yaşlı? 
- Nazilli’nin nüfusu 152 bin. Bunun yaklaşık olarak üçte biri 65 yaşının üzerinde. 

* 80 yaşının üzerinde hatta 100 yaşını aşmış yaşlılar da çok fazla. Bu Nazilli’ye özgü bir durum mu?

- Nazilli’nin en önemli özelliğinden biri iklim şartlarının iyi ve nem oranının yaşanabilir düzeyde olması. Tarımsal özellikleri vardır. Hayvancılık yapılır. Buzlanmış, saklanmış ürünleri kullanmazlar. Nazillililer stresten uzaktır. Yapılan araştırmalarda da bunu gördük. Kaygı taşımıyorlar. Yarına Allah kerim deyip hallerine şükrediyorlar. İnsanların sosyalleşmesi de oldukça fazladır. 

* Büyükşehirlerde stresle yaşayan insanlar nelere dikkat etmeli? 

- Stres moda haline geldi. İnsanlar stresten uzak durabilir. Güncel olayları kafalarına takmadan yaşayabilirler. Stresi şans faktörüne de çevirebilirler. Stres illa insanın hayatını kısaltacak ya da olumsuz etkileyecek diye bir şart yok.

(HÜRRİYET)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ