AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dağ, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AK Parti 6. Olağan Kongresi’nden ABD ile yaşanan yaptırım krizine, Mart 2019’da gerçekleşecek yerel seçimlerden halkın idam talebine kadar birçok konuda açıklamalar yapan Dağ, ABD ile yaşanan krizin sebebi olarak gösterilen rahip Brunson meselesinin bir bahane olduğunu ifade ederek, “ABD ile yaşanan görüş ayrılıkları göz önünde bulundurulduğunda rahip Brunson meselesi bu anlamda sembolik bir noktada kalıyor” dedi.
ABD ile yaşanan krize değinen Dağ, “ABD ile uzun süreye dayanan ciddi görüş ayrılıklarımız var. S-400, PYD-PKK, Suriye ve FETÖ meselelerindeki görüş ayrılıklarımız göz önünde bulundurulduğunda rahip Brunson konusunun ileri düzeyde yaptırımlara sebep olabilecek bir konu olduğunu düşünmüyorum“ değerlendirmesini yaptı. Dağ, “Şahsi kanaatim, diğer meselelerden duyulan rahatsızlığın rahip Brunson meselesi bahane edilerek ortaya çıkarıldığı yönündedir “diye konuştu.
“DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM OLACAĞI AŞİKARDIR”
18 Ağustos’ta gerçekleşecek olan 6. Olağan AK Parti Kongresi’nde yapılacak parti içi olası değişikliklerle ilgili soru üzerine Dağ, daha önce yapılan olağan ve olağanüstü kongrelerde de değişimlerin yapıldığını söyledi. Dağ, “AK Parti bu değişimleri her zaman akılcı ve vaktinde olacak şekilde gerçekleştirmiştir. Cumhurbaşkanımızın bu noktada yaptığı hamleler ve aldığı kararlar neticesinde AK Parti bugünlere gelmiştir. Değişim olması bizim açımızdan olağan ve akışında bir şeydir. Çünkü yorgunluklar ve uzun süre aynı işleri yapmış olmanın verdiği bir heyecansızlık söz konusu olabiliyor. Millet bir hedef bir parolasıyla yola çıktığımız bu kongremizde de değişim ve dönüşümün olacağı aşikardır ve bu mesele Cumhurbaşkanımızın takdirindedir” ifadelerini kullandı.
“ADAY OLMAYAN KİŞİLERE DE TEKLİF GÖTÜRÜLEBİLİR”
Mart 2019’da gerçekleşecek olan yerel seçimlere de değinen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dağ, bu konudaki çalışmalarının sürekli anlamda devam ettiğini ve kongreden sonra daha hızlı bir şekilde devam edeceğini belirtireke, “Yerel Yönetimler Başkanlığı ve AR-GE Başkanlığı olarak elbette yerel seçimlerle ilgili olarak Cumhurbaşkanımıza arz ettiğimiz bazı hususlar var. Tabii ki aday belirleme sürecinde parti programımızı, tüzüğümüzü, ideolojimizi ve davamızı kabullenmiş isimlerle birlikte seçime gitmek adına tercihlerimizi yapacağız. Yerel seçimlerde belirlenen aday listeleri milletvekili listeleri gibi olmayabiliyor. Aday adayları değerlendirilirken o bölgede milletimiz tarafından karşılık bulmuş, halkımızın teveccühünü kazanmış kişilerin tercih edilmesine dikkat edilecektir. Aynı zamanda bu kriterleri taşıyan fakat aday adayı olmayan kişilere de teklif götürebiliriz” dedi.
Hamza Dağ, Türkiye Büyük Millet Meclisinden yerel seçimlerde aday gösterilen isimlerin olup olmayacağı sorusuna ise, “Adaylarımızın mümkün mertebe Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görevli arkadaşlarımızdan olmayacağını düşünüyorum” şeklinde cevap verdi.
“İDAM İÇİN YETER SAYI ŞART”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehit cenazesinde söylediği “İdam önüme gelirse ben onaylarım” sözlerinin hatırlatılması üzerine Dağ, “İdamın ilk etapta milletimizin takdirine bırakılmasını sağlayabilmek, yani referanduma gidebilmek için 360 milletvekilinin oyuna ihtiyacımız var. Bu da en az üç partinin görüş birliği etmesiyle mümkün olabiliyor. Bu konuda anayasa değişikliği için 400 milletvekilinin oyu ve Cumhurbaşkanımızın imzası gerekiyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bunu söylerken bu gerekliliğin de farkında tabii ki. Bu noktada milletimizin idam talebinin yerine getirilebilmesi için TBMM’deki siyasi partilerin mutabakat sağlamasına ihtiyacımız var. Bu mutabakat çalışmaları yapılmadan da teklif getirmenin bir manası olmaz diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanımız kendisine düşeni yapacağını ifade etmiştir. Önemli olan bu noktada söz konusu mutabakatı TBMM’de sağlayabilmektir” diye konuştu.
(İHA)