Amsterdam
Amsterdam Üniversite Hastanesinde çalışan manevi rehberler, AA muhabirine mesleklerini, görevlerini ve hastalara sağladıkları desteği anlattı.
Uzmanlar, hastanede görevli manevi rehberlerin, her inançtan hastaya destek olabildikleri gibi hastaların da tercihlerine göre belli bir inançla ilgili rehberlik desteği alabildiklerini belirtti.
Utrecht Üniversitesinde teoloji eğitimini tamamlayan Protestan Papaz Hugo Vlug, 12 yıldır aynı hastanede görev yaptığını ve bu süreçte başta Protestan Hristiyanlar olmak üzere birçok dinden ve inançtan kişiye manevi destek verdiğini ifade etti.
Kökeni dini pratiklere dayanıyor
Hastanelerdeki manevi rehberliğin kökeninin dini pratiklere dayandığını kaydeden Vlug "Manastırlardaki bazı görevliler, hekimlik görevini üstlenerek tüm inançlardan hastalara bakım veriyordu." dedi.
Vlug, 15. ve 16. yüzyılda kiliselerin yanında hastanelerin bulunduğunu belirterek, "Sekülerlikle hastaneler modern tedavi yöntemleriyle hastaları tedavi etmeye başladı. Din ve din adamları da insanlara yardım etme arzusu ve sorumluluğunu kiliselerin yanındaki hastanelerde değil, devletin modern hastanelerinde yerine getirmeye başladı." diye konuştu.
Hollanda'da 1988 yılında teklif edilen yasayla tüm hastane ve sağlık merkezlerinde farklı inançlardan manevi rehberlerin istihdam edilmesinin önünün açıldığını anlatan Vlug, "Yasanın kabul edilmesiyle 24 saatten fazla hastane ve sağlık kurumlarında kalan tüm din ve inançtan olanlara ve inançsızlara hizmet veren manevi rehberlik mesleğinin yasal dayanağı oluştu." ifadelerini kullandı.
Sağlık personeli ve aileler de yararlanıyor
Yolu hastaneden geçen herkese manevi rehberlik desteği verdiklerini belirten Vlug, "Üç şekilde hizmet veriyoruz. Birincisi, hastane koridorlarında denk geldiğimiz ve çok kısa süre görüşebildiğimiz kişiler. İkincisi, hastanedeki sağlık personeli, bu kişilerin de manevi rehberliğe ihtiyaçları oluyor. Üçüncüsü ise hastalar." şeklinde konuştu.
Vlug, hastaların ihtiyacına göre görüşme sıklığını belirlediklerini dile getirerek, "Duruma göre haftada bir ya da birkaç defa, bazen de çok daha sık görüşüyoruz. Gerektiğinde hem doktorlar hem de ailelerle bir araya gelerek ciddi etik ikilemleri çözmeye çalışıyoruz." bilgisini paylaştı.
"İnsanlar, zor durumlarda arayışa giriyor"
Vlug, "İnsanlar, ciddi hastalıklara yakalandığında ve tedavi onları zorladığında ne kadar inançsız olsalar da arayışa başlıyorlar. Doktorların yetmediğini ve başka bir gücün kendilerini iyileştirebileceğini umarak arayışa giriyorlar." dedi.
18 yaşındaki hastanın dizindeki rahatsızlık nedeniyle ameliyat olması gerekirken bir daha futbol oynayamama ihtimali yüzünden ameliyatı reddetmesi üzerine ebeveynlerinin kendisinden destek istediğini belirten Vlug, "Çocuk, kansere rağmen (dizinden) ameliyat olmamaya karar verdi ve artık görevim aileye destek vererek onları çocuklarının kararına saygı göstermeye ikna etmek oldu." diye konuştu.
Hastalara çözüm sunmaktan ziyade sadece tedavi sürecinde destek olduklarını dile getiren Vlug, "Tedavideki çoğu şey bize bağlı değil, ben sadece hastalara o an gereken desteği veriyorum." şeklinde konuştu.
"Kovid-19 sürecinde manevi desteğin önemi daha net ortaya çıktı"
Aynı hastanede rehberlik görevini sürdüren Adem Köse, Kovid-19 salgınında iyice yalnızlaşan hastaların ailelerinden alamadığı desteği verdiklerini belirterek, "Kovid-19 sürecinde manevi desteğin önemi daha net ortaya çıktı." dedi.
Köse, hem hasta hem de aileye tedavi sürecinde "yol arkadaşlığı" yaptıklarını kaydetti.
Doktorların hasta yakınlarına durumu açıklayacakları zaman kültürel kodlara da uygun hareket etmek adına manevi rehberlerden yardım aldıklarını anlatan Köse, "Bir yandan hastalara ümitlerini kesmemelerini tavsiye ediyor, diğer taraftan ailelerine dua etmeleri ve her duruma hazırlıklı olmalarını telkin ediyorduk." şeklinde konuştu.
Tüm inançlar için ibadet alanı bulunuyor
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun olan ve eğitimini Vrije Amsterdam Üniversitesinde sürdüren manevi rehber Tuba Karanfil, hastanede tüm inanç grupları için özel ibadet alanlarının olduğunu belirterek, "İçine dönmek, Allah'ı anmak ve ruhi sükunete ulaşmak isteyenler buraya geliyor." dedi.
Karanfil, "Bazen hasta ya da hemşirelerin talebiyle, bazen de kendimiz odaları gezerek hastalara ulaşıyoruz. Selam verip 'Nasılsın?' diyerek başladığımız sohbetimizin içeriği tamamen kişinin o anki durumuna bağlı. Hastanın ihtiyacına göre bazen sadece dinliyoruz, bazen fıkıh ve inanç esaslarına ilişkin sorularını cevaplıyoruz." diye konuştu.
Sadece Müslümanlara değil, birçok farklı inanç ve kültürden hastaya manevi rehberlik desteği sağladıklarını söyleyen Karanfil, "Bazı etik meselelerde doktorlar, hemşireler, manevi rehberler bir araya geliyoruz ve tüm hastaneyle beraber çalışıyoruz. Doktorlar, hastaların dini kaygılarını anlamak adına bedene yapacakları bazı müdahalelerin fıkhi karşılıklarını bize danışıyor." dedi.
Karanfil, sadece hastanede yatanlara değil, özellikle Kovid-19 salgınından sonra evde bakım ve tedavi gören hastaların da evlerine giderek manevi rehberlik desteği sunduklarını vurguladı.
Tedavisi tamamlanan bazı hastaların iyileştikten sonra da manevi desteği devam ettirmek istediklerini belirten Karanfil, bir hastanın manevi rehberlikten duyduğu memnuniyeti dile getirmek için seneler sonra ailesiyle kendilerine teşekkür ziyaretinde bulunduğunu anlattı.
Türkiye'de manevi rehberlik
Avrupa'da özellikle hastane ve hapishanelerde yaygın şekilde görülen manevi rehberlik hizmeti, 2003'ten bu yana Türkiye'de de Diyanet İşleri Başkanlığının Din Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı aile ve dini rehberlik bürolarınca veriliyor.
Bu bürolar, özellikle toplumsal ve bireysel problemlerin açığa çıktığı hastane, hapishane, huzurevleri ve öğrenci yurtlarında bireylere sorunlarla baş etme ve anlam krizini çözmede manevi danışmanlık uygulamasıyla yardımcı olmayı amaçlıyor.