CHP’de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında MYK toplantısı düzenlendi. Toplantının ardından basın açıklamasında bulunan CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Dün partimizin 95. kuruluş yıl dönümünü kutladık. Dün aynı zamanda İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun ve savaş alanlarında milli mücadelenin tamamlanmasının da 96. yıl dönümüydü. Bu vesileyse önderimiz Başkomutan Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere bu toprakları bize vatan yapan tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum" ifadelerini kullandı. MYK toplantısında ekonomideki son gelişmeleri ele aldıklarını kaydeden Öztrak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dış politikadaki gelişmeleri ele aldık, sosyal gelişmeler üzerinde durduk, ekonomi masasının Ziraat Odaları Birliğine yaptığı ziyaret konusunda bilgi verdik, bilgi aldık. Eğitimdeki sorunlar üzerinde durduk ve her zaman olduğu gibi idari konuları da ele aldık. Eğitimde birinci sınıflar bu sabah sınıflarına girdiler. Partimize resmi okullarda kayıt paralarının devam ettiğine dönük ciddi şikayetler oluşuyor. İktidarın bu konularda önlem almasını bekliyoruz. Bu hafta ekonomide yine aspirin tedavisinin devam ettiğini görüyoruz. Hala ortada milleti rahatlatacak bir program yok. Geçtiğimiz hafta enflasyon rakamlarının açıklanmasından sonra Hazine ve Maliye Bakanı maliye şokları sonrası kısa vadede geçici artış normal derken, Merkez Bankası son dönemde enflasyon görünümüne ilişkin gelişmeler fiyat istikrarı açısından önemli risklere işaret etmektedir. Merkez Bankası fiyat istikrarını desteklemek amacıyla gerekli tepkiyi verecektir demişti. Enflasyon rekor kırdı ama her şey yolundaymış gibi para kurulu toplantısı bekleniyor. Demek ki Merkez Bankasının önemli riskler sözcüğü gerçekleri yansıtmıyor. Millete 24 Haziran öncesi ne dendi? ’24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle nasıl uğraşılır göreceksiniz.’ Millet size yetkiyi verdi. Enflasyon hortladı, faiz patladı, Türk Lirası’nın değeri serbest düşüşe geçti. Sizden tık yok. Öte yandan Suriye’de yeniden yükselen ateş ve bunun tetikleyeceği yeni bir göç dalgasıyla yükselecek ciddi güvenlik sorunlarımız var. Bununla ilgili yurt dışında toplantılar yapılıyor. Londra’dan, New York’tan borç bulamazsak Çin’den, Katar’dan alırız demeler. Ekonomiyi gereği gibi takip etseydiniz, oyalamacılık, rantçılık yerine ekonominin bünyesini güçlendirseydiniz elin oğlu bize böyle kafa tutabilir miydi? Siz beceremiyorsanız Meclis Başkanı TBMM’yi tatilden çağırsın bu işi birlikte yapalım. Millete dayatılan bu ucube rejimle beraber Türkiye hızla bir çadır devleti, Orta Doğu’nun modası geçmiş, başarısız devletler ligine düşmüş, hanedan devletler görünümüne bürünüyor. Tek adam rejimi başlayalı daha iki ay geçti milletin sırtındaki yükünüz artık taşınamaz hale geldi."
"GÖÇ RAKAMLARININ ÜZERİNDE CİDDİYETLE DÜŞÜNMEMİZ GEREKİR"
"Türkiye’yi bugüne kadar devlet yapan kurumların kuralları olmuştur. Bir devleti ayakta tutan liyakat sahibi, akılcı esaslara göre işleyen bürokrasidir, kurumlarıdır, gelenekleridir" diyen Öztrak, şunları kaydetti:
"Ancak bugün bürokrasimiz Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle alt üst edilmiştir. Kurumlar keyfi biçimde kesilip biçilmektedir. Memurlar oradan oraya savrulmakta, yılların uzmanlığı ve tecrübesi yok sayılmaktadır. Şu anda Başbakanlık uzmanları, devlet arşivleri uzmanları ve diğer pek çok kurumdaki uzmanlar tecrübe ve uzmanlık konularıyla alakasız işlerde görevlendirilmektedirler. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle Kalkınma Bakanlığı kapatılmış, Cumhurbaşkanlığına bağlı strateji ve bütçe başkanlığı isimli yeni bir kurum oluşturulmuştur. Görevi plan, program, strateji hazırlamak olan bu kurumdan bölgesel kalkınma planlarını hazırlayacak birimler koparılmış ve Sanayi Bakanlığına bağlanmıştır. İkinci bir yanlış, Kalkınma Bakanlığı kapatılırken 130 civarındaki tecrübeli uzman ve memur devlet personel başkanlığındaki havuza atılmıştır. Bu havuza atılan uzmanlar arasında 2001 krizini görmüş, bu konularda ciddi mesailer yapmış insanlar da vardır. Bugün aspirin tedavisi yerine vatandaşın derdine derman olacak programı yapamıyorsak bunun bir nedeni de yıllardır bu programları yapan kurumların dağıtılmasıdır. Türkiye’de son dönemde önemli bir beşeri sermaye kaybının yaşandığını görüyoruz. TÜİK’in açıkladığı uluslararası göç istatistiklerine göre 2016’da Türkiye’den yabancı ülkeye göç eden vatandaşlarımızın sayısı 69 bin 326 iken, aynı sayı 2017 yılında yüzde 63,5 artmış ve 113 bin 326 kişiye çıkmış. Özellikle iyi yetişmiş gençlerimizin Türkiye’den umudunu kesip yurt dışında kendine hayat kurmaya çalıştığına dönük hikayelerin anlatıldığı bugünlerde TÜİK’in açıkladığı göç rakamlarının üzerinde ciddiyetle düşünmemiz gerekir. Türkiye ve siyaset gençlerine yeniden umut vermek zorundadır."
"ÇALIŞANLARIMIZIN ÖZLÜK HAKLARINA DÖNÜK BU DÜZENLEMEYLE HERHANGİ BİR AÇIKLAMA GÖRMEDİK”
Enflasyon rakamlarını değerlendiren Öztrak, "Bugün 2018 yılının ikinci 3 aylık dönemindeki büyüme rakamı açıklandı. Bu dönemde büyüme yüzde 5.2 olmuş. Bu büyüme rakamı 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde ekonominin kredi garanti fonlarıyla, bütçe harcamalarıyla, sıcak parayla hormonlandığı bir dönemde gerçekleşti. Bütün bunlara rağmen mevsim ve takvim etkilerinden arındırıldığında büyüme yüzde 0.9 olmuş. Gayri safi yurt içi katma değer içinde 2017’nin birinci çeyreğinde yüzde 39 olan ücretlilerin payı bu yılın birince çeyreğinde yüzde 36 olmuş. Bu ücretlilerin çok ciddi şekilde sıkıntıya gitmekte olduğunu gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim beyannamesini açıkladığı gün ne dedi? 25 Mayıs’ta polislerimizin, öğretmenlerimizin, hemşirelerimizin, din görevlilerimizin ve diğer idarecilerimizin emeklilik el göstergelerini 3 bin 600’e çıkaracağız dedi. 100 günlük eylem planında bunu göremedik. Çalışanlarımızın özlük haklarına dönük bu düzenlemeyle herhangi bir açıklama görmedik. Önümüzdeki dönemde mutlaka bunun takipçisi olacağız. Halk Bankasındaki yanlış kur olayıyla ilgili olarak bağımsız denetimin şart olduğunu söylemiştim. Bankacılık düzenleme ve denetleme kurumu ikinci defa bir denetim yapmak üzere bankaya gitmiş ama bu yetmez. Mutlaka bu konunun bağımsız denetim kuruluşları tarafından denetlenmesi, kamuoyunun vicdanının rahatlatılması gerekir. Olay hafif değildir. Bu konuyla ilgili olarak bir meclis araştırması vereceğiz" açıklamalarında bulundu.
"ÇİFTÇİNİN DEVLETTEN ALACAĞININ 100 MİLYAR TL’YE ULAŞTIĞI…”
Öztrak ekonomi masasının geçtiğimiz hafta Ziraat Odaları Birliğini ziyaret ettiğini ve tarımla ilgili görüş alışverişinde bulunduğunu belirterek, "Buradan çıkan değerlendirmelerde gübre, ilaç, tohum gibi girdilerin fiyatı hızla artarken ürün fiyatlarının bunlara eşlik etmediğini ve önümüzdeki dönemde gerek üretim gerek verim gerek kalite konusunda ciddi düşüşlerin yaşanabileceğinin değerlendirildiğini anlattı arkadaşlarımız. Çiftçinin devletten alacağının 100 milyar TL’ye ulaştığı ama buna karşılık çiftçinin de bankalara 106 milyar TL borcu bulunduğu ortaya çıktı. Bu yem fiyatlarıyla hayvancılık yapmanın zor olduğu tespit edildi. Bu kışın oldukça zor geçeceği, un fabrikalarının kapanmakta olduğu konusunda bir takım değerlendirmeler yapıldı. Bu süreç böyle devam ederse ciddi bir gıda kriziyle de karşıya kalabileceğimiz uyarısında bulundular" değerlendirmelerinde bulundu.
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Öztrak, CHP’nin herhangi bir partiyle ittifak düşünüp düşünmediği sorusuna ilişkin, "Bir cephe oluşturulmak suretiyle ve bizi de buna zorlamak suretiyle milletin iradesine ipotek konmak isteniyor. Neden millet iradesine ipotek konmak istenir? Bu cephe mantığının bu ülkeye hiçbir zaman hiçbir faydası olmamıştır. Bunu yapanlara da yararı olmamıştır" cevabını verdi.
"İÇİMİZDE SÜREKLİ BİR KAVGA VARMIŞ İZLENİMİ VERİLMEYE ÇALIŞILMAKTADIR, KAVGA YOKTUR"
Kurultay arasındaki iç hesaplaşmalara ilişkin soruyu yanıtlayan Öztrak, "CHP şu anda önümüzdeki seçimlere kilitlenmiştir. İçimizde sürekli bir kavga varmış izlenimi verilmeye çalışılmaktadır. Kavga yoktur. El ele tutuşuyoruz, seçimlerde en doğru adaylarla en iyi sonucu almak için yürüyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu seçim tek adam rejimine dur diyeceğimiz son seçimdir. Bundan sonrası çok daha zor olacaktır" dedi.
Öztrak, ’MÜSİAD’la hangi başlıklar görüşülecek’ sorusuna ise, "Bu hafta MÜSİAD’la görüşeceğiz. İstanbul’da bir organize sanayi sitesinin de bir ziyareti var. Konu malum. Kurumlara niye gidiyoruz? Türkiye’nin bu sıkıntılı süreçlerde neler yapması gerektiği konusundaki fikirlerimizi paylaşmak üzere gidiyoruz, onların da fikirlerini dinliyoruz" yanıtını verdi.
(İHA)