Bursaspor ligin ilk yarısında kadro yapısına uygun bir performans çizdi.
Bursaspor ligin ilk yarısını 21 puanla 11. sırada tamamladı.
Yeşil beyazlılar 17 maç sonunda 17 gol atıp 17 gol yedi ve 0 averaj elde etti.
Maç başına ortalama 1 gol atıp 1 golü de kalesinde gördü.
Timsah, Ankaragücü ile birlikte ligin en az gol atan 5. ekibi olurken, buna karşın en az gol yiyen takımlar arasında Başakşehir ve E.Malatyaspor’dan sonra 3. sırada yer aldı.
Yeşil beyazlılar az atıp, az gol yiyen kimliği ile 4 galibiyet, 4 de yenilgi alırken, Ç.Rizespor ile birlikte 9 beraberlikle ligin en çok berabere kalan takımı oldu.
Tüm sonuçlar, Bursaspor’un adına olması gereken hedeflerine çok uzak bir tabloydu.
Var sisteminin Bursaspor aleyhine hatalarla uygulanması ve hakem hatalarının da bu tabloda büyük katkısı var tabii ki. Ancak kadro yetersizliği başarısızlığa en büyük etkendi.
Buna ilaveten kupada daha ilk maçta zayıf bir rakibe elenme ise büyük ciddiyetsizlikti.
Son iki sezona göre topa daha fazla sahip olan, daha çok koşan ve mücadele eden bir görüntü çizen yeşil beyazlıların sonuca gidecek, skora katkı yapacak oyuncu eksikliği sürekli göze çarptı. Hücum organizasyonlarında hızlı, oyunu genişletecek, hücum planlarına alternatif oluşturacak kanatların olmaması, oyun merkezi, kilidi açacak 10 numara pozisyonun doldurulamaması, istikrarlı ve etkili bir golcüye sahip olunamaması Bursaspor kadrosunda en göze batan sorunlardı. Dirençli ve mücadeleci orta saha ve defans kaleyi korurken, hücumda kreatif adam eksikliği Bursaspor’un istediği skorları alıp üst sıralara tırmanmasını engelledi. Timsahlar 17 maç sonunda toplam 40 sarı kart görürken hiç kırmızı kart görmedi.
Biraz da kadroda bulunan ve forma giyen futbolcuları tek tek değerlendirmek istiyorum…
OKAN KOCUK: Harun’dan kaleyi devralan Okan’a genel anlamda çok fazla iş düşmedi. En azından Harun kadar rakip forvetlerle karşı karşıya kalmadı da diyebiliriz. Bu da orta saha ve savunmanın başarısıydı. Genç kaleci kötü veya çok iyi değil, ortalama bir performans çizdi. Çok bariz hatalar yapmadı. Kale önünde yani kendi bölgesinde daha güvenli, daha konsantre ve daha hakim olması gerektiği izlenimini verdi. Bu da oynadıkça kazanılabilecek özellikler olduğundan şans almayı hak ediyor görüşündeyim.
MUHAMMMED ŞENGEZER: Okan’ın dinlendirilmesiyle kaleyi devralan genç eldiven rakibe çok pozisyon vermeyen arkadaşlarının da yardımıyla iyi bir görüntü çizdi. İş kendisine düştüğünde de Bursaspor kalesinin emin ellerde olduğunu O da gösterdi. Muhammed’e de fırsat buldukça şans verilmeye devam edilmeli.
AURELİEN CHEDJOU: Kamerunlu kendisinden beklenenden çok daha iyi bir performans çizdi. Maç eksiği ile Bursa’ya gelen siyahi oyuncu, soğukkanlılığı, yerinde müdahaleleri, topu oyuna doğru sokuşu, açıkları kapatması ile defansın en güvenilen isimlerinden oldu. Performansı tatmin ediciydi.
BARIŞ YARDIMCI: Hızı, hırsı, mücadele azmi ile savunmaya katkısı yüksekti. Ancak topu kullanmada sürekli sorun yaşadı. Hücuma katkı vermek için ileriye çıktığı anlarda meşin yuvarlağı çoğunlukla kötü kullandı. Pas ve gol bölgesine göndermek istediği ortalarda pek başarılı olamadı. Bursaspor’un bek oyuncusunun bu tarz eksiklikleri olmamalı.
BURAK KAPACAK: Vakıfköy ürünü genç oyuncu iyi başladı; ama devamını getiremedi. Mücadele gücü, ayaklarına hakimiyeti ile dikkat çekerken, kanatta görev aldığı maçlarda skora ve oyuna çok üst seviye katkısı olmadı. Zamanla performansı düştü. Mental anlamda eksiklikleri olduğu da ortada. Formayı sürekli alabilmesi için daha çok çalışması, işini ciddiye alması gerektiği kesin.
ERTUĞRUL ERSOY: Genç kaptan defansın göbeğinde ilk yarı genel anlamda başarılı bir performans çizdi. Hata yaptığı maçlar olsa da genel performansında yerinde müdahaleleri ile katkı sağladı. Genç oyuncu sık sık ileri çıkışlarının karşılığını 1 gol atarak aldı. Sakatlığı veya cezası yoksa mevcut kadro içinde yedekte bekleyecek bir oyuncu olmadığını düşünüyorum.
LASMİN LATOLEVİCİ: Ligin ilk yarısının parlayan oyuncusuydu. Riskli oyunu ile savunmada hataya açık bir görüntü verse de 3 gol 1asistle skora katkısı en yüksek iki oyuncudan biri oldu. Özellikle Akhisar’da attığı jeneriklik gol taraftarları çok mutlu ederken, o gol futbol camiasında ilk yarıda ligin en güzel iki golünden biri olarak değerlendirildi. Bek olarak geldi, hücumdaki başarısıyla açık oynamaya başladı. Şu ana kadar da verilen görevi yaptı.
SANTİAGO VERGİNİ: Boca Juniors referansı dışında çok da olumlu yönü görülemedi. Kendisinden Civelli performansı bekleyen taraftarlar hayal kırıklığına uğradı. Ağır oluşu en dikkat çekici eksisiydi. Oynadıkça performansı yükselir mi bilemeyiz; ama bu haliyle yedek kulübesine daha çok yakışıyor , hatta hiç alınmasaymış dedirtti.
UMUT MERAŞ: O da ligin ilk yarısında parlayan ve takdir edilen oyunculardan biriydi. İlk defa Süper Lig’de yer almasına rağmen hiç yadırgamadı. Hızı, kademe anlayışı, yerinde müdahaleleri, çabuk çıkışları ile beğeni topladı. İki de gol atarak büyük katkı sağladı. Geride kalan maçlar sonunda en beğenilen isimlerden biriydi. Bu çizgisini devam ettirdiği takdirde Milli takıma da gidecektir.
FRUKAN SOYALP: Yeteneğini oyuna yansıtamayan futbolcular vardır. Furkan da buna en iyi örneklerden biri diyebiliriz. 10 numara pozisyonunda kendisinden beklenenleri genel anlamda veremedi. Ben az çalıştığını, kendini geliştirme çabası göstermediğini düşünüyorum. Sonrasında takımdan uzaklaştı. Sakatlığı da var. Kendini toparlayıp tekrar görev alması en azından bu sezon için zor görünüyor. Ekstra çalışmalara çok ihtiyacı olan bir oyuncu.
HENRİ SAVİET: Premier Lig tecrübesine sahip oyuncu, Bursaspor’un ihtiyacı olan 8 ve 10 numara pozisyonlarını dolduramadı. Daha çok 8,5 gibi bir görüntü çizdi; ama o görüntüyü de maçların kısa bölümlerinde çizdi. Çünkü oyunun her anında sorumluluk alan bir futbolcu olmadı. Saklandı, çok az insiyatif aldı. Sadece 1 asist yapabildi. Kendisinden beklenen performansa bir türlü çıkamadı.
JANİ ATASANOV: Çok fazla şans bulamayan; ama bir kesim tarafından daha fazla şans bulması gerektiği düşünülen Makedon oyuncu, görev aldığı kısa sürelerde çok varlık gösteremedi. Tabi ki birkaç 90 dakika izlemeden karar vermek güç.
RAMAZAN KESKİN: Çok fazla forma giyemese de bir gol bir asistle hemen dikkat çeken oyuncu, ilerleyen haftalarda performans düşüklüğü yaşadı. Her genç oyuncu gibi ekstra çalışma ve kendini geliştirmeye ihtiyacı var.
STEPHANE BADJİ: Senegalli orta sahada başarılı bir görüntü çizdi. Görev aldığı tüm başlarda rakibin oyununu bozan, etkili müdahalelerde bulunan bir isimdi. Topu da iyi kullanan isimlerdendi. Görevini yaptı diyebiliriz.
TUNAY TORUN: Tatmin edici bir performans sergiledi diyemeyiz. Kanat başta olmak üzere hücumun farklı pozisyonlarında Samet Hoca tarafından denendi. Saman alevi gibi anlık parlamaları dışında üst seviye performanslar gösterip bunu 90 dakikaya yayamadı. Çabukluğu ve bindirmeleri ile rakip takımlara sorun çıkarmaya çalıştı; ama final hareketlerinde çok başarılı değildi. Gol kaydedemedi ve sadece 2 asist yapabildi. Bu da bölgesi için yetersiz bir sayıdır.
YUSUF ERDOĞAN: Hızı ve mücadele azmi, oyun zekası düşüklüğü ve topları kötü kullanmasıyla boşa gitti. Futbol sonuç oyunu. Özellikle hücum hattında görev alıyorsanız, final hareketi başarısızsa önceki yaptıklarınızın önemi kalmıyor. Şu ana kadar ki performansıyla Samet Hoca’nın da, taraftarın da gözünden düştü. Eksikleri pek geliştirilebilecek eksiklikler değil; çünkü yetenekle alakalı. Kendisine daha uygun bir takıma gitmesi her iki taraf içinde faydalı olur.
DİAFRA SAKHO: Gerçek bir golcü açlığı çeken Bursaspor’a gelir gelmez büyük umut verdi. Ancak toplam da 2 gol bulabildi. Sadece ceza alanı içinde etkili olabileceğini gösterdi. Öyle topu alıp gidecek profilde bir golcü değil. Attığı gollerden çok ‘Var’ marifetiyle iptal edilen golleri de konuşuldu. Sayılmayan golleri motivasyonunu düşürünce bu performansına yansıdı. Sonrasında yaşadığı sakatlık da tuz biber ekti. İkinci ligin bundan sonraki bölümü için soru işaretleri bıraktı. Bursaspor’a ilaç olabilecek seviyeye ve istikrara çıkabileceğine inancım pek yok diyebilirim. O yüzden takviye bir golcü şart.
UMUT NAYIR: Toplamda 3 kez rakip ağları havalandırdı. Uzun boyu ve ağır bir oyuncu oluşu ile O da sadece kale önünde etkili olabilecek bir isim. Sürekli arıyor, çalışıyor. Ancak ağır oluşu ve golü koklama konusunda yani pozisyon alma konusunda büyük eksiklikleri var. Daha fazla pas alabilse performansı yükselebilir diye düşünüyorum. Tüm açılardan bakıldığında Bursaspor’un birinci forveti olacak seviyede değil.
AYTAÇ KARA: Bursaspor’un orta saha direncinin baş aktörlerinden. Hırsı, takımı, formayı sahiplenişi ve azmi üst seviyede. Topla vedalaşması yani final hareketinde sorunları var. Bu da bir orta saha oyuncusu için büyük handikap. O da bu handikabının farkında ve savaşarak kapatmaya çalışıyor. Tüm bunlara rağmen 3 gol 1 asistlik performansı önemliydi.
ALLONA LİMA: Takımda topla arası en iyi oyuncu. En kreatif isim. Dikine oyunu, adam eksiltmeleri dikkat çekici. Tüm bu özelliklerine rağmen genelde hamle oyuncusu olarak kulübede Aybaba’ya eşlik ettiğinden sadece 1 gol 2 asistlik bir katkı sağlayabildi. Biraz başına buyruk ve takım oyunu yerine egoist oyunu tercih etmesi de bunda etkili. Ligin ikinci yarısı hamle değil de ilk 11 oyuncusu olarak denense daha iyi olacağı bu performansıyla ortada. Zaten mevcut kadroda bu yetenekte bir oyuncuyu kenarda bekletmek pek mantıklı değil.
SAMET AYBABA: Gelelim patrona… Eldeki kadro yapısına en uygun futbolu oynattı diyebiliriz. Yani rakibin oyununu bozup, oynatmayan, fırsat bulduğunda da takım halinde hücum etmeye çalışan bir anlayış yerleştirmeye çalıştı. Aslında hücum gücü yüksek bir kadro ve hücum futbolu hayal ediyordu; ama bu tip bir oyuncu grubu oluşturulamadı. Gol pozisyonu üretkenliği yeterli seviyeye çıkamadı. Takımını topu alıp, rakip sahaya yerleştirmeyi başardı; ama kale önünde çok ciddi tehlikeler oluşturulamadı. Aybaba’nın forma adaleti, gençlere güvenmesi, aksayan noktalara zaman kaybetmeden anında müdahale edişi önemliydi. Bazı oyunculara az veya hiç şans vermemesi eleştirildi. Zaman zaman oyunu okumada ve müdahale tercihlerinde hatalar yapmış olsa da mevcut kadro yapısıyla bulunulan noktada artıları, eksilerinden daha fazlaydı. Saha dışında kulüp personelinin alacakları için elini taşın altına koyması takdire şayan davranışlarıydı. Çünkü Bursaspor’da teknik direktör, bir teknik direktörden fazlası olmalıdır. Samet Aybaba da bu yönde bir profil çizdi.
Tüm bu değerlendirmeler sonucunda hücum hattına yani 10 numara, kanatlar ve forvete direkt oynayacak isimlerin takviye edilmesi gerektiği çok açık bir gerçek olarak ortada duruyor.