CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, seçim çalışmaları kapsamında Denizli’nin Borkurt ilçesinde düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi. İnce vatandaşlar a Bozkurt ilçesinde Çarşı Meydanı’nda bir araya geldi. Polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı alana vatandaşlar üstleri arandıktan sonra alındı. İnce ve beraberindeki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekilleri seçim otobüsü ile geldi. İnce burada yaptığı konuşmada, önce medyaya yüklendi. Türkiye’de bir hükümetin birde milletin medyasının olduğunu savunan İnce, miting alanını dolduranlara seslenerek, cep telefonları ile canlı yayın yapmalarını istedi. İnce, “Türkiye’de ve dünyada bir ilk yapıyoruz. Bir hükümetin medyası var birde milletin medyası var. Biz milletin medyası ile bu işi başaracağız. Hepiniz cep telefonlarınız ile canlı yayına geçiyorsunuz istediğiniz yerden. Bütün dünya sesimizi duyacak bizim. Bizim çılgın projelerimiz, iş makinesi falan değil. Bizim çılgın projelerimiz huzur. Birileri meydanda tezek, pislik ve çöplük diyecek, desin. Hiç cevap vermeyeceğim. Testinin içerisinde ne varsa ağzından o akar. Cevap vermeyeceğim” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN CUMHURBAŞKANI MEYDANLARDA PİSLİK KONUŞURSA GELECEĞİ KAYBEDERİZ”
Ekonominin nasıl batırıldığını ve nasıl kurtulması gerektiğini aktaran İnce, çocukların iyi eğitilmesi ile geleceğe umutla bakılacağını vurgulayarak şunları söyledi:
“Ekonomiyi nasıl batırdıklarını anlatacağım. Ve nasıl kurtulacağımızı anlatacağım. Bakın nasıl kurtuluruz. Bir, çocuklarımızı iyi eğitirsek geleceğe umutla bakarız. Dünyada büyük değişimler yaşandı. İnsanoğlu kol ve hayvan gücünden bir anda suyun ve buharın gücüne ulaştı endüstri 1.0 oldu. Sonra insanoğlu elektriği buldu endüstride 2.0 oldu. Sonra elektroniği ve dijitali keşfetti 3.0 oldu. Şimdi endüstri 4.0 yani nesneler arası etkileşim. Akıllı fabrikalar, dünya bunu konuşuyor. Bakın dünya 3-5 senedir bunu konuşmaya başladı. Eğer Türkiye’nin Cumhurbaşkanı meydanlarda pislik konuşursa geleceği kaybederiz. Onu hep yabancılardan alıyoruz. Amacım bu memleketin akıllı evlatlarına o telefonu yaptırtmak. O pislik desin ben ‘telefon’ diyeceğim. O çöplük desin ben gelecek diyeceğim. O çöp yığını desin ben ‘Quantum’ diyeceğim. O hakaret etsin ben ‘uzay’ diyeceğim. O küfür etsin ben ‘uydu’ diyeceğim. Bunları anlatacağız. Bakın onun projesi kanal kazmak olsun. Benim projem huzur, memlekete huzur gelecek. Barışacağız. Barışınca ekonomimiz büyüyecek. Ekonomimiz büyüyünce adil paylaşıp bölüşeceğiz. Ben onlara bağıran, çağıran ve küfreden cumhurbaşkanı değil, onlara yol ve yön gösteren, aş iş kapısı bulmaya çalışan birisi olacağım. Bunu yapacağız ve birlikte başaracağız. Akıllı cumhurbaşkanı da lazım akıllı telefon lazımda o da lazım.”
“ASLINDA BEN ONDAN DAHA ZENGİNİM”
Konuşmasında Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’a yüklenmeye devam eden İnce, kendisi için söyleyen ‘gariban cumhurbaşkanı adayı’ benzetmesine de cevap vererek, “Bana gariban cumhurbaşkanı adayı dedi. Vallahi 16 senedir beraber milletvekilliği yaptık. Milletvekili ile Başbakan arasında maaş farkı pek yoktur hani bin TL’dir yoktur bile, aynı maaşı aldık ben nasıl gariban kaldım o nasıl zengin oldu bende onu anlayamadım. Aslında ben ondan daha zenginim. Neden zenginim? Bir kere ben hukuk devletine inanıyorum. Bir kere ben insanlar arasında Alevi, Sünni, Şafi diye ayrım yapmam benim defterimde o yazma. Ben ülkemin bütün insanlarınız seviyorum, 81 milyonu kucaklıyorum. Gönlümde hepsine yer var ben okuduğum şiirleri gönülden okuyorum. Bunu da severek, isteyerek yurdumun insanların ile paylaşmak istiyorum. Yani mal varlığımız ona göre gariban olabilir ama benim gönlüm ona göre çok zengin. Bir kere ben bu ülkenin çocuklarına 16 yıl fizik anlattım. Atom fiziği, nükleer fizik anlattım, mekanik anlattım. Elektriği anlattım. Geleceği anlattım onlara, geleceği. Bakın böyle bir dünya olacak. Uzaydaki göktaşlarından maden toplayacaklar. Türkiye kendi uydusunu yapmalı. Türkiye’nin laboratuvarları olmalı. Türkiye’nin gençleri bu akıllı telefonlar yapmalı. Ben sizin çocuklarınıza güzel bir gelecek vaat ediyorum. ‘güzel günler göreceğiz çocuklar, motorları maviliklere süreceğiz.’ Bire bin verecek ekinler diyoruz” diye konuştu.
“ORTADA BİR SORUN VAR”
Konuşmasında daha sonra Türkiye ekonomisine değinen ve Kemal Sunal filmleri üzerinden ilginç bir benzetme yapan İnce, Türkiye ile başka bir ülkenin ekonomi raporlarının karıştırıldığını savundu. Enflasyonu örnek vererek Türkiye ekonomisinin iyi olmadığını savunan İnce, “Ekonomimiz iyi mi kötü mü? İyi ise kötü ise ne yapacağız. Şimdi maden ekonomi iyi, neden gelişmiş ülkelerde enflasyon yüzde 3 iken bizde yüzde 11? Peki ekonomimiz iyi ise 53 milyar cari açık niye? Gelişmiş ülkelerde enflasyon yüzde 3 iken neden Türkiye’de sadece Nisan ayında yüzde 1,87? Neden gençlerin yüzde 20’si işsiz. Ortada bir sorun var. Ben bunu Kemal Sunal filmleri ile açıklıyorum. 2 hasta doktora gidiyor tahlil yaptırıyorlar, tahliller karışıyor. Biri hasta biri sağlam. Hastaya sağlam, sağlama da hasta tahlili veriyorlar ya demek ki Türkiye’nin tahlil sonuçları da başka bir ülke ile karışmış. Batıyoruz beyler batıyoruz. Bayanlar batıyoruz. Buradan nasıl çıkacağız? Medyaya güveniyor musunuz? Hayatta güvenmiyorum. Bir kadınlara güveniyorum, birde gençlere güveniyorum. Bu iktidarı kadınlar ve gençler ile değiştireceğiz” dedi.
“DEVLET İNTİKAM VE RÖVANŞLA YÖNETİLMEZ”
Devletin intikam ve rövanş ile yönetilemeyeceğini dile getiren İnce, yargı bağımsızlığı konusuna değinerek, yargıç ve hakimlere de yüklendi. Yargıçların kimsenin önünde düğmelerine iliklememeleri gerektiğine değinen İnce konuşmasına şöyle devam etti:
“Önce hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, bağımsız mahkemeler. Herkes inanacak ki bu ülkede mahkemeler, yargı bağımsız. Bana soruyorlar, ‘Cumhurbaşkanı olduğunda Tayyip Erdoğan’ın yarılayacak mısın?’ Hayır. Benim işim değil o. O mahkemelerin işi. Sen onu yargılarsın ondan sonra gelir, böyle bir kapı olmaz devlet böyle yönetilmez. Devlet intikam ve rövanşla yönetilmez. Yargıyı, mesela birinci sınıf hakimler var onların içinden kura ile seçersin yüksek yargıyı. Ama ona da dersinki görevini iyi yap çay toplamaya gitme, düğmeni ilikleme. Adam gibi görevini yap. Cumhurbaşkanı olduğumda yüksek yargının bir toplantısına gittiğimde o yargıçlar ayağı kalkarsa onlara 2 çift sözüm var. Ayağı kalkmayacaklar cumhurbaşkanına. Yargıçlar kalkmaz ayağa, kalkmamalı. Onlar o yüksek yargıçlar günü geldiğinde beni de yargılamalı. Böyle olursa memleket düzelir. Yoksa bu gitti yağmaladı, yerine yenisi gelirse o da yağmalar. Bu düzene son vereceğiz. Doğru, düzgün, adil.”
“SİZDEN Mİ ÖĞRENECEĞİZ MÜSLÜMANLIĞI”
Konuşmasında son olarak niçin cumhurbaşkanlığına aday olduğu konusuna değinen İnce, “Çocukların umuduyuz biz. Politikacılar, siyasetçiler. Onların umudunuz karartmamak için buradayım ben. Onlara yeni umut vermek, onların umudunuz tazelemek için buradayım ben. Bunu başaracağız. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Onurlu başı dik bir dış politika. Ekonomisi üretim ekonomisine dönüşmüş bir Türkiye. Enerjisi dışa bağımlı olmayan kendi enerjisini üreten bir Türkiye. Gençlerine matematik ve fizik öğretmiş bir Türkiye. ‘Dindar bir nesil yetiştireceğim’ diyor. Senin haddine mi düşmüş? O senin görevin değil, o ailelerin görevi. Bende 3.4. sınıfta yazları hep Kur’an kursuna giderdim. Elhamdülillah bizde Müslümanız. Sizden mi öğreneceğiz Müslümanlığı? Ama devletin görevi matematik öğretmektir, fizik, biyoloji, kimya öğretmektir. İş bulacağız çocuklarımıza bunu hep birlikte başaracağız” ifadelerine kullandı.
Mitingin sonunda Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik tarafından belediye atölyesindeki kadınlara tarafından nakış ile yapılan Cumhurbaşkanlığı Forsu, İnce’ye hediye edildi.
(Gökten Ceylan/İHA)