Dr. İrgil’in açıklaması şöyle:
Son bir yılda üç seçim geçiren bir ülkenin insanları olarak dördüncü kez sandığa gitmenin gerginliği ve yorgunluğu içindeyiz. 7 Haziran seçimlerinde sandıktan tek başına çıkamayan AKP milli iradeyi yok sayarak ülkeyi yeniden seçime getirdi.
“400 çıkmadı, kaos oldu” dediler, “İstikrar ve huzur için tek başına iktidar gerek” dediler, “Sandıktan yine koalisyon çıkarsa bir kez daha seçime gideriz” dediler. Büyük bir panik ve korku yaşıyorlar, bu nedenle halkı tehdit eden söylemlerde bulunuyorlar. Yaşadıkları bu korku öyle üst noktalara çıktı ki, iktidara gelmek için medyayı susturmaya çalışıyorlar.
İpek Medya grubuna kayyum tebliğsini iletmek için polisin kapı kırması, tazyikli su ve biber gazı sıkması kabul edilemez. Polis gücüyle karar infaz edilemez. Çalışanlar polis gücüyle işinden çıkarılamaz. Bunun adı işgaldir, hukuku yok saymaktır.
Ayrıca İpek Medya grubuna atanan kayyumun AKP’li veya ona yakın isimlerden atanmış olmasının, kasımdan sonra muhalefet eden diğer basın organlarına da gerekli müdahalenin yapılacağının söylenmesinin tek bir açıklaması vardır; basın özgürlüğünü yok etmek.
Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede demokrasiden söz edilebilir mi, edilemez! İnsan haklarından söz edilebilir mi, edilemez! Düşünce özgürlüğünden söz edilebilir mi, edilemez! Bu durumda toplumun gelişmesinden, uygarlığından, çağdaş bir yaşamdan söz edilemez!
Hukuk herkese gerekli, yarın sana da gerekli olacaktır, bunun unutulmaması gerek. İktidardayken sahip olduğu gücü, hukuku yok sayarak kullananlar yarın kendileri için hukuk isteyecek duruma düşebilirler.