Tarımı, teknolojiyi ve finansı bir araya getirdiği tarım ihtisas şubelerini yaygınlaştırmaya devam eden Türkiye İş Bankası, İzmir Bayındır Şubesi’ni de tarım ihtisas şubesi olarak yeni tasarımıyla hizmete sundu.
Tüm dünyada artan sanayileşme ve şehirleşme, iklim değişikliği, hizmet sektörlerinin büyümesi gibi faktörlerden dolayı her geçen gün daha da kritik hale gelen tarım sektöründe, sürdürülebilir üretim ve verimlilik artışı için teknolojinin sağladığı imkânlardan yararlanmak büyük önem taşıyor. Dört mevsimi yaşayan ve zengin bir bitki örtüsüne sahip, tarımda önemli bir potansiyel barındıran Türkiye, jeopolitik konumu sayesinde tarım ihracatında da avantajlı bir lokasyonda yer alıyor.
Türkiye İş Bankası, tarım bankacılığı stratejisinin çiftçilere açılan yüzü olan tarım ihtisas şubelerini yaygınlaştırarak tarımsal gelişimi destekliyor ve sürdürülebilir üretime katkı sağlıyor.
İlk tarım ihtisas şubesini Haziran 2022’de Manisa Saruhanlı’da çiftçilerin hizmetine sunan Banka, 1948 yılından bu yana faaliyet gösteren İzmir Bayındır Şubesi’ni yeni konsept ve tasarımıyla tarım ihtisas şubesi haline getirdi.
İzmir Bayındır Tarım İhtisas Şubesi’nin açılışı, İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı İzlem Erdem, bankanın yöneticileri, kamu kesimi yöneticileri ve üreticilerin katılımıyla gerçekleşti.
“Tarımın gelir oluşturma imkânı azalma eğiliminde”
İzlem Erdem şubenin açılışında yaptığı konuşmada, “çiçeğin kenti’’ olarak bilinen Bayındır’ın, başlıca yerleşim yerlerine, liman ve havalimanına, ulusal ve uluslararası ticarette köprü görevi gören merkezlere yakınlığıyla giderek daha da önem kazandığını vurguladı. İlçenin dış mekân süs bitkilerinin yanı sıra sebze-meyve ve zeytin üretiminde dikkat çeken bir üretim potansiyeli bulunduğunu belirten Erdem, “1948’den beri faaliyet gösteren Bayındır Şubemizin tarımdaki potansiyelini Bankamızın tarım bankacılığı vizyonuyla örtüştürerek burayı daha farklı bir yapıda hizmet sunmak üzere dönüştürmeye karar verdik” dedi.
Tarımın kimya, tekstil, gıda gibi sanayideki birçok sektöre girdi sağladığının altını çizen Erdem, “Milli gelir içindeki payına salt tarımın kendi büyüklüğüyle de sınırlı bakmamak lazım. Tarım sektörünün milli gelir içindeki payı gittikçe azalıyor. Buna karşın istihdam açısından bakıldığında çok daha yüksek bir paya sahip. Dolayısıyla gelir oluşturma imkânı giderek azalma eğiliminde olan sektörün, önemli büyüklükte bir nüfusu doyurması gerekiyor. Bu da tarım sektöründe - dünyada olduğu gibi - ‘katma değeri artıracak neler yapmalıyız, bu anlamda ne tür sorumluluklar almalıyız’ sorularını hep karşımıza çıkarıyor” diye konuştu.
“Tarım bankacılığı finansman sağlamanın ötesine geçmeli”
Son yıllarda yaşanan pandemi, jeopolitik gelişmeler, küresel iklim değişikliğinin neden olduğu ani hava olaylarının tarımın ne kadar stratejik bir sektör olduğunu, daha da önemlisi tarımın sürdürülebilirliğinin ne kadar yaşamsal olduğunu bir kez daha gösterdiğine dikkat çeken Erdem, şöyle devam etti: “Kuruluşumuzdan bu yana tarıma hep finansman sağladık. Ama bu işin finansman sağlamanın ötesine geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tarımda önemli bir sorun olan verimlilikte artış ancak teknolojiyle mümkün olabilir. Ekosistemin tüm paydaşlarıyla etkileşim içinde olan bir kurum olarak biz de bu konuda katkı sunmanın görevimiz olduğunu düşünüyoruz. Tarım ihtisas şubelerimiz, bunun en önemli çıktılarından biri. Eğer tarım sektöründe geleneksel bankacılığın dışında bir şey yapmak istiyorsak bilgi paylaşımına imkân sağlamamız, teknolojiyi merkeze alarak çözümler üretmemiz gerekiyor. Bizim çiftçilerimizden öğrendiğimiz şeyler olduğu gibi buradaki kadim bilginin üzerine ekleyeceğimiz bilgiler de var. Bu işe bir yol arkadaşlığı olarak bakıyoruz. Ülkemizin verimli ovalarında açmaya başladığımız ve şu anda 24 olan tarım ihtisas şubemizin sayısını, Bankamızın 100. yaşını kutlayacağımız 2024’te 50’ye çıkarmayı hedefliyoruz.”
Açılışın ardından tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, çiftçilerle bir araya gelerek sorularını yanıtladı.