İsrail'in Cenin baskınının tanıkları konuştu: Herkes canını kurtarmaya çalışıyordu

Kudüs

İşgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Cenin, İsrail'e karşı Filistin silahlı direnişinin yoğunlaştığı nokta olarak öne çıkıyor.

Cenin'deki mülteci kampı, 1948'de 750 bin kadar Filistinlinin zorla göç ettirildiği "Büyük Felaket" (Nekbe) sırasında kente gelen Filistinliler tarafından kuruldu.

Cenin kentinin merkezinde 500 bin metrekare alana kurulu mülteci kampı, yaklaşık 13 bin Filistinli mülteciye ev sahipliği yapıyor.

İsrail ordusu, 26 Ocak'ta "İslami Cihad'a bağlı saldırı hazırlığındaki bir hücrenin saklandığı" iddiasıyla Cenin Mülteci Kampı merkezindeki bir eve kapsamlı baskın düzenledi. Sabah saatleri boyunca devam eden çatışmalarda, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 10 Filistinli öldürüldü.

İsrail askerleri, hücrenin saklandığı iddia edilen evi yüksek infilak gücünde roketatarlarla vurdu. Patlama seslerinin duyulduğu kamptan siyah dumanlar yükseldi.

Cenin'e düzenlenen baskın, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te peş peşe olaylar çıkmasına yol açtı. Doğu Kudüs'te İsrail askerinin açtığı ateş sonucu bir Filistinli genç daha öldürüldü.

Cenin baskınına tepki olarak Filistin yönetimi, İsrail ile güvenlik işbirliğini durdurduğunu açıkladı.

"Böyle bir ses, böyle bir korku duymadım"

İsrail'in Cenin'e düzenlediği baskında hayatını kaybedenlerden biri 7 çocuk annesi Macide Ubeyde oldu. 61 yaşındaki Filistinli kadın, evinin çatısında olayları izlerken İsrail askerlerince başından vuruldu.

Yaşlı kadının evi İsrail askerlerinin "İslami Cihad militanlarının saklandığı" iddiasıyla baskın düzenlediği evin yaklaşık 100 metre yukarısında bulunuyor.

Macide'nin en küçük ikinci kızı Kifaye Ubeyd (25), AA muhabirine, o gün yaşananları anlattı. Sabah işe gitmeye hazırlanırken bir anda baskın olduğunu ve her taraftan silah sesleri geldiğini söyleyen Kifaye, "Gençler etrafta koşturuyordu. Sonra bir patlama sesi duyuldu. Ömrümce böyle bir ses, böyle bir korku duymadım. Herkes canını kurtarmaya çalışıyordu." dedi.

Annesi Macide'nin bulunduğu evin en üst katından bir düşme sesi geldiğini aktaran Kifaye, annesini boynundan ve kalbinin üzerinden iki kurşunla vurulmuş halde yerde kanlar içinde yatarken bulduklarını söyledi.

Annesinin resmini telefonda gösterirken gözleri dolan Kifaye, "onun çok merhametli, görenlerin yüzlerini gülümseten bir kadın olduğunu" dile getirdi.

"İsrail ordusu, geldiğinde kadın, çocuk, ağaç bakmadan ateş ediyor"

İsrail içinde bir yumurta fabrikasında çalış Ömer Ubeyd, Macide Ubeyd ile 35 yıldır evli olduğunu söyledi.

Duvara, panjurlara ve televizyona isabet eden kurşun izlerini gösteren Ubeyd, İsrail ordusunun baskına geldiğinde her tarafa ateş açtığını ifade etti.

Eşinin baskın sırasında çatı katındaki pencerelerin panjurunu açtığı anda vurulduğunu aktaran Ubeyd, "İsrail ordusu, geldiğinde kadın, çocuk, ağaç bakmadan ateş ediyor. Ordu buraya öldürmeye geliyor." dedi.

Ubeyd, "Evinin penceresinden bakan bir kadındı. Maske takmıyor, ateş etmiyor, bir roketatar taşımıyordu." ifadelerini kullandı.

İsrail ordusunun baskın düzenlediği ev saldırının şiddetini ortaya koyuyor

İsrail ordusunun, "İslami Cihad militanlarının saklandığı" iddiasıyla baskın düzenlediği evde kullandığı roketatar, evi kullanılamaz hale getirmiş. Patlamanın etkisiyle oluşan yangının izleri, duvarların ve kolonların gördüğü zarar, saldırının şiddetini ortaya koyuyor.

Söz konusu ev baskından bir gün sonra cuma günü Filistin yönetimine bağlı iş makinelerince yıkıldı.

"Evin arkasında biri tamamen yanmış 3 ceset gördüm"

Filistinli silahlı grubun saklandığı iddia edilen evin yakınında yaşayan Fatma Umm Yusuf da sabah saatlerinde çatışma seslerini duyduğunu ardından büyük bir patlama olduğunu anlattı.

İsrail ordusunun çekilmesinin ardından söz konusu evin arkasında biri tamamen yanmış 3 ceset gördüğünü dile getiren Umm Yusuf , ikinci katta ise yaralı bir kişi gördüğünü ancak bu kişinin daha sonra öldüğü haberini aldığını söyledi.

İkinci İntifada sırasında yıkıldı, yeniden kuruldu

İkinci İntifada sırasında 2002'de İsrail'in 10 gün süren askeri saldırısında büyük yıkıma uğrayan Cenin Mülteci Kampı, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) kurucu lideri Şeyh Zayid bin Sultan tarafından yeniden inşa edildi.

İsrail basınında sıkça, "eşek arısı kovanı", "terörist kuluçkası" şeklinde tanımlanan Cenin ve özellikle buradaki mülteci kampı, Filistin direniş örgütlerinin silahlı kanatlarının yoğun şekilde bulunmasıyla biliniyor.

Filistin siyasi arenasında rekabet içindeki Fetih, Hamas, İslami Cihad gibi fraksiyonların silahlı kanatlarının Cenin içinde tek şemsiye altında, birlikte hareket ettiği biliniyor.

İsrail ordusunun yola kurduğu kontrol noktalarından geçilerek ulaşılan Cenin kentinin duvarları, şehitler mezarlığı, kavşaklar, İsrail askerlerinin kurşunlarıyla hayatını kaybeden Filistinli savaşçıların ve sivillerin resimleriyle kaplı. İsrail işgaline karşı sloganlara da duvarlarda sıkça rastlanıyor.

İsrail ordusunun son dönemde baskınlarını arttırdığı Cenin Mülteci Kampı'nda ise Filistinlilerin, araba lastikleri, çöp konteynerleri ve çeşitli eşyalarla sokaklara kurduğu barikatlar dikkati çekiyor.

Cenin baskını şiddeti tırmandırdı

İsrail ordusunun Cenin baskınının ardından işgal altındaki Doğu Kudüs'te 24 saat içinde İsraillilere yönelik iki saldırı gerçekleşti.

Filistinli bir genç, 27 Ocak akşamı yasa dışı Yahudi yerleşim birimine silahlı saldırı düzenleyerek 7 İsrailliyi öldürdü. İsrail polisi, araçla kovalamacanın ardından saldırganı öldürdüğünü açıkladı.

Bu saldırının üzerinden 24 saat geçmeden, Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesine yakın Silvan Mahallesi'nde 13 yaşındaki bir Filistinli, iki İsrailliyi silahla yaraladı. Filistinli çocuğun ateş ettiği İsraillilerden biri, üzerindeki otomatik silahla çocuğu yaralayarak etkisiz hale getirdi.

İsraillilere yönelik saldırıların ardından işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Yahudi yerleşimci şiddeti hız kazandı. Bu hafta sonu, Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere saldırdığı, evlerine ve araçlarına taşlarla saldırdığı veya ateşe verdiği onlarca olay yaşandı.