İzmir depreminde evleri hasar gördüğü için yıkılan depremzedelerin, uygun koşullarda yeni konut sahibi olabilmeleri için talep ettikleri emsal artışı, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) engeline takıldı. TMMOB’un açtığı itiraz davasında, parsel bazında yüzde 30, ada bazında yüzde 20 emsal artışı ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı verilmesine tepki gösteren depremzedeler, "Bölgede 50 katlı binalara ses çıkarmayanlar, biz zemin artı 8 kat isteyince ortalığı birbirine katıyorlar" diye tepki gösterdi.
Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde 17 bina yıkıldı, 117 kişi hayatını kaybetti. 731 bina ağır, 598 bina da orta düzeyde hasar aldı. Depremin ardından uygun koşullarda yeniden konut sahibi olabilmek için bölgede emsal artışı talep eden depremzedelerin beklentisi, Ekim 2021’de İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından karara bağlandı. Buna göre, ilçede hasarlı binaların dönüşümü için K (Koruma) sınırları belirlendi, parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 emsal artışı oy çokluğuyla kabul edildi. TMMO mahkemeye taşıdı
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, yoğun yapılaşma içeren plan değişikliğinin şehircilik bilimine uygun olmadığı, hukuka aykırı olduğu gerekçeleri ile sadece Bayraklı için geçerli olan emsal artışı kararına itiraz ederek konuyu mahkemeye taşıdı. İtirazı değerlendiren İzmir 5’inci İdare Mahkemesi, Bayraklı Belediye Meclisi tarafından kabul edilen ve İzmir Büyükşehir Belediyesince onanan imar plan notu düzenlemesiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. Depremzedeler ikinci kez mağdur edildi
İdare Mahkemesinin emsal artışında kamu yararı olmadığına hükmederek yürütmeyi durdurma kararı vermesi üzerine kefen ve çadırla tepkilerini dile getiren depremzedelerin mücadelesi sürüyor.
Yürütmeyi durdurma kararı ile 75 bin depremzedenin ikinci kez sarsıldığını belirten İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan, TMMOB’nin bölgedeki 50 katlı binalara ses çıkarmadığını, depremzedelerin emsal artışına göz dikerek umutları söndürdüğünü söyledi. Özkan, "Emsal artışı demek içerisinde bulunduğunuz malum imarınızın üzerine imar istemek demek. Bizim şu an içerisinde bulunduğumuz bölgedeki emsal imarımız, zemin artı 7 kat ve zemin artı 8 kat civarında. Bunların üzerine biz yüzde 20 emsal istedik ki bu 6 ila 8 daire civarında artış getiriyor; 1 buçuk ila 2 kat civarında kat artışı sağlıyor. Bu da bize neyi kazandırıyor? Biz bunu müteahhite veriyoruz, müteahhit normalde bize 110 metrekare daireyi 1 milyon 600 bin lira civarında yapması gerekirken bu fiyat 600 bin liraya düşüyor. Bunun adı rant değil, bunun adı yoksulluk, mağduriyettir. Biz de bunun savaşını veriyoruz. Biz emsale muhtacız. Odalar da buna bölgede nüfus yoğunluğu olur diye karşı çıkıyorlar. Yoğunluğun Bayraklı bölgesi gibi bir yerde artacak olmasını öngörmek abesle iştigaldir. Çünkü bölgemizde 48 katlı 50 katlı binalar var. Bu binalar sözde donatılarını bir kenara ayırmışlar. Bu bölgenin 1999 yılında imarı yapılırken o zaman da aynıydı. O dönemde bu bölgedeki nüfus yoğunluğu 3.26 iken şimdi 3.06... Bunları kontrol etmiyorlar, bunlara bakmıyorlar ama emsal artışına karşı çıkıyorlar. Biz de önce bunlara bakın, bizim mağduriyetimizi göz önünde bulundurun ve emsal artışıyla ilgili önümüzde durmayın" dedi. Talebimizde ısrarcıyız, sonuna kadar bu işin takipçisi olacağız
Evlerin yeni teknolojiye göre yapıldığında, depreme dayanıklı yapıldığında bir tehlike oluşturmayacağını ifade eden Haydar Özkan, şunları söyledi: "Bu önlemleri alarak bina yapmayı bize zorunlu kılsınlar. Emsal artışını verenler de lütfen mahkemeye verilmesin. Bu iş dönüp dolaşıp bizi mağdur ediyor, 75 bin depremzedeyi mağdur. Biz TMMOB’nin neden bizi böyle bir mağduriyete sürüklediğini anlamış değiliz. Eğer etik varsa, o etikleri ranta hizmet etmemeli. Biz Basmane’den buraya doğru gelirken, sağımıza solumuza bakıp saymasını biliyoruz. 48 katlı, 50 katlı binalar var her yerde. Hala da yapılıyor. Bunlar varken bizim zemin artı 7 katlı binalarımız 9 katlı olacak diye ortalığı birbirine katıyorlar. Biz şimdi her türlü görüşmeye hazırız. Odalarla yine görüşeceğiz. Eğer bize yine olumsuz cevap verirlerse siyah çelenk koyacağız. Gerekirse odalara yürüyeceğiz. Sonuna kadar bu işin takipçisi olacağız" diye konuştu. "Çok katlı ya da az katlı değil vicdansızların yaptığı binalar yıkıldı"
Özkan, şöyle devam etti: "Diyorlar ki ’Nüfus yoğunluğu olur. kent kaldıramaz’. Bayraklı gibi düzenli yeşil alanları ve okullarıyla bu kent kaldıramazsa, TMMOB’un 17 katlı binasının yanında benim 7 katlı binam yoğunluk yapıyorsa ne diyeyim bilemedim. Diyorlar ki ’Evleriniz devlet tarafından yapılsın’. Biz bunu bilemeyecek kadar cahil miyiz? 6 Şubat’ta deprem olan 11 il afet bölgesi ilan edildi. Buna rağmen evlerin inşasında yüzde 60 devlet, yüzde 40 depremzede karşılayacak şeklinde açıklama yapıldı. Diyorlar ki ’Yüksek kat öldürür’. Benim evim 7 katlı, yıkıldı. Yan binam 7 katlı, yıkılmadı. Yüksek katsa son depremde gördük ki, yeni yapılan ya da eski yapılan değil, çok katlı ya da az katlı değil vicdansızların yaptığı binalar yıkıldı. İlim ve fenne göre yapılan binalar ayakta. Onların iddiasına göre Japonya’daki yüksek katlar, Amerika’daki yüksek katlar her an yıkılmalı. Çünkü orası da deprem bölgesi." Depremzedeler de tepki gösterdi
Öte yandan, karardan mağdur olduklarını belirten depremzedeler de TMMOB’ye tepki gösterdi. Depremzede vatandaşlardan Berrin Topçuoğlu, "Emsal artışının verilip mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz. Sonuna kadar da bu işin takipçisi olacağız" sözlerine yer verirken, Dilara İzbudak ise "50 katlı gökdelenlere sesini çıkartmayan odalar, depremzedelerin emsaline karşı mahkemeye veriyor. Niye bizi mağdur durumda bırakıyorlar, bunu anlayabilmiş değiliz. Biz zaten mağdur insanlarız" açıklamasında bulundu.