Boğulmalara karşı alınacak tedbirlerin yer aldığı broşürde, Türkiye'de her yıl yüzlerce kişinin serinlemek için girdiği deniz, göl, baraj, gölet, akarsu ve su birikintilerinde boğulduğu vurgulandı.
Broşürde, boğulanlardan bir bölümünün yüzme bilen kişiler olduğu aktarıldı.
Irmak, baraj, göl ve göletlerdeki suyun tuzluluk oranının sıfır ya da sıfıra yakın, kaldırma kuvvetinin ise düşük olduğu ifade edilen broşürde, şu uyarılarda bulunuldu:
"Tanımadığınız bir suda tek başınıza yüzmeyin. Zeminini bilmediğiniz bir suya tepe üstü atlamayın. İyi bir yüzücü olduğunuzu ispatlamaya çalışmayın. Tehlikeli numaralar yapmaktan ve uzaklara açılmaktan kaçının. Deniz yatağı ve deniz simidi gibi içi hava doldurulmuş plastik yüzücülere güvenmeyin, kendinizi denizin kucağına bırakmayın çünkü farkında olmadan, rüzgar ve akıntı, plastik yatağı veya botu açığa sürükleyebilir. Tek başına yüzerken sürat motorlarına dikkat edin. Tekne kullanıyorsanız cankurtaran yeleği giyin. Şaka niyetiyle de olsa hiç kimseyi habersiz suya itmeyin. Su ile vücudunuz arasında ısı farkı çoğu zaman fenalaşmanıza ve paniğe kapılarak boğulmanıza sebep olabileceği için suya birden dalmayın. Yüzerken küçük çapta da olsa fenalık hissettiğiniz an sudan çıkın. Sulama kanallarında, barajlarda veya göletlerde yüzmeyin. Boğulmak üzere olan ve çırpınan birini gördüğünüz zaman, bu konuda tecrübeniz yoksa kurtarmak için gitmeyin zira boğulmak üzere olan kazazede, can havliyle size tutunmaya çalışacak ve sizin de kendisi ile birlikte boğulmanıza neden olabilecektir."