Memorial Antalya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Mustafa Kar, çalışan kalpte ameliyat tekniğinin uygulanabildiği hasta grupları ve hastaya sağladığı ayrıcalıklar hakkında bilgi verdi.
AMELİYAT SIRASINDA KALP ÇALIŞMAYA DEVAM EDER
Çalışan kalpte ameliyat işleminde, özel yöntemler kullanılarak yalnızca üzerinde çalışılacak kalp bölgesinin hareketleri azaltılmaktadır. Ameliyat sırasında kalp-akciğer makinesine bağlanmayan ve durdurulmayan kalp, kan pompalamaya ve yaşam fonksiyonlarını oluşturmayı sürdürür. Böylelikle, klasik açık ameliyatlar sonrası oluşabilecek; böbrek ve karaciğer değerlerindeki olumsuzluk, mide ve bağırsak hareketlerinde yavaşlama gibi sorunlar da en aza indirilmiş olur.
UYGUN HASTA BAŞARILI SONUÇ
Türkiye’de kalp ameliyatının yapıldığı merkezlerde uygulanabilen ve sonuçları dünya standartlarında olan “çalışan kalpte ameliyat” işleminin başarısı için uygun kriterde hasta seçimi çok önemlidir. Özellikle koroner bypass için uygulanacaksa; damarların kalbin yüzeyinde ve belirgin olduğu, damara bypass dışında bir girişimin gerekli olmadığı ve ameliyata engel oluşturacak hastalıkları bulunmayan hastalarda uygulanmalıdır. İşlem, kalbin sağ tarafındaki kapağa müdahale için de gerçekleştirilebilir. Önemli olan doğru hastaya doğru cerrahi tekniğin seçilmesidir. Doktor, hastası için en uygun tedaviye karar verecektir.
ÖZELLİKLE BYPASS AMELİYATLARINDA HASTA KONFORU
Çalışan kalpte yapılan ameliyatlar seçilmiş hastaları, ameliyatın beklenen olumsuzluklarından korumak için iyi bir seçenektir. İşlem, özellikle bypass’ta hastaya ayrıcalık sağlar. Kalp kasılma fonksiyonları ileri derecede azalmış, kalp-akciğer pompasını tolare edemeyecek hastalarda, felç veya mini felç olarak adlandırılan iskemik atak geçirenlerde, böbrek yetersizliği ve kronik akciğer hastalığı olanlarda, tedavi edilmiş kanser hastaları ile bazı ileri yaş hastalarında başarılı sonuçlar vermektedir.
AMELİYAT SONRASI İYİLEŞME HIZLI OLUR
Çalışan kalbe bypass uygulaması, ameliyat sırasında ve sonrasında ortaya çıkabilecek riskleri en aza indirir. Kalp fonksiyonlarını daha iyi korur, özellikle riskli hastalarda ameliyat başarısını artırır. Hastanın; yoğun bakım ve hastanede yatış süresini en aza indirir. Ameliyat sonrası oluşabilecek yeme problemleri, halsizlik ve bazı davranış bozuklukları riskini azaltır. Açık kalp ameliyatları sonrası gelişebilecek göğüs kesilerindeki enfeksiyon riskini de minimalize eder.