İngiliz hükümetinin geçtiğimiz yıl yayınladığı Ulusal Suçlarla Mücadele Kurumu (NCA) “Ulusal Risk Değerlendirmesi“ raporundaki bilgilere göre İngiltere’de “her yıl milyarlarca sterlin” yerleşik finans kuruluşları aracılığıyla aklanıyor. New York’la birlikte küresel ekonominin en önemli finans merkezlerinin başında yer alan Londra, her yıl finansal hizmetler sektöründen yaklaşık 71 milyar dolar ticaret fazlası veriyor. Ayrıca 2013 yılı verilerine göre küresel döviz işlemlerinin yüzde 41’i sadece İngiltere’den yapılıyor.
Öte yandan küresel finansın ve sermaye hareketlerinin merkezi olan Londra çeşitli suçlarda elde edilen kara parayı finans piyasaları üzerinden aklamak isteyenlerin de gözde destinasyonları arasında yer alıyor.
Denetim zafiyetlerinden faydalanan kara para tüccarları sistemin boşluklarından kolayca faydalanabiliyor. İngiltere merkezli yolsuzlukla mücadele odaklı sivil toplum kuruluşlarının tahminine göre her yıl 23 ila 57 milyar sterlin seviyesinde kara para İngiltere üzerinden aklanıyor. İngiliz hükümeti tam rakam vermezken, yıllık kara para ticaretinin boyutu yüzlerce milyar sterlin olarak tahmin ediliyor. NCA raporunda kara para aklamanın büyük kısmının ülkede yerleşik bankalar üzerinden yapıldığının tahmin edildiğine dikkat çekiliyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International) Londra Araştırma Birimi Direktörü Nick Maxwell, “Uluslararası suçlardan elde edilen kara para, dünyanın dört bir yanından gelerek, önde gelen sektör profesyonelleri aracılığıyla İngiliz ekonomisinden geçiyor” dedi.
Londra’nın uluslararası finans merkezi rolünü tehdit eden kara para aklama faaliyetleri ile daha etkin şekilde mücadele edilmesi çağrısında bulunan Maxwell, “Yolsuzluğun yapılmasına aracı olanlara daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor. Finans sektörünün denetlenmesinde daha fazlasının yapılmasına ihtiyaç var. Kara para aklanmasıyla ilgili denetim standartlarında ciddi problemlerin olduğuna inanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Özel sektör yöneticilerinin kara para faaliyetlerinin belirlenmesinde bilgi paylaşımına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Maxwell, İngiltere’de yerleşik toplam 27 denetleyici kuruluşun ise “yeterli derecede yaptırımının” bulunmadığını savundu.
“Kara para aklamada konut sektörü tercih ediliyor”
Londra’daki lüks konut sektörünün uluslararası kara para aktivitelerinin merkezinde yer aldığının altını çizen Maxwell, “Kara para aklayanlar çok farklı yöntemler kullanarak para ile kendileri arasında mesafe koyabiliyorlar. Konut sektörüne yaptıkları yatırımlarla tek seferde çok büyük miktarda kara parayı aklayabiliyorlar” şeklinde konuştu.
İngiliz Financial Times gazetesinin Tapu Kayıt Merkezi’nin verilerinden derlediği verilere göre ülkede yurtdışı bağlantılı şirket yapıları üzerinden “şüpheli” sayılabilecek konut satın alımlarının hacmi yaklaşık 122 milyar sterlin değerinde. İngiliz hükümeti etkin mücadele yolları arıyor İngiliz hükümeti ise kara para aklama girişimleri ile etkin mücadelenin yollarını arıyor. Örneğin, Nijerya’nın petrol zengini Delta eyaleti eski Valisi James İbori ağustos ayında üç yıl önce başlamış bir davanın sonucunda kara para aklamaktan 13 yıl hapis cezasına çaptırıldı. Ulusal Suçlarla Mücadele Kurumu’nun Başkanı Keith Bristow ise daha önce “kara para akışının İngiliz ekonomisi için stratejik tehdit” olduğunu söyleyerek daha güçlü mücadele işaretini vermişti.
Ulusal Suçlarla Mücadele Kurumu (NCA) “Ulusal Risk Değerlendirmesi” raporunda ülkedeki kara para aklama girişimlerinin Londra’nın finans merkezi konumunu tehdit ettiğini belirterek, uluslararası suçlarla ilişkili kara paranın ağırlıklı olarak İngiltere’deki bankalar yoluyla aklandığını vurgulamıştı.