Giresun'un Görele ilçesinde beş aylıkken omurilik felci geçiren 48 yaşındaki Ünal Arslan, tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı. Yaşadığı köyde annesinin sırtında taşıyarak okula getirdiği Arslan, ilkokulun ardından eğitimine devam edemedi.
Çoban amcasının kavalıyla 13 yaşında ilgilenmeye başlayan Arslan'a, psikolojik destek için gittiği doktoru müzikle daha yakından ilgilenmesini tavsiye etti.
Bunun üzerine kardeşinin hediye ettiği kemençeyi kendi çabalarıyla öğrenen Arslan, yaklaşık 10 yıldır kemençe çalıp türkü söyleyerek hem hayata tutunuyor hem de çevresindekileri eğlendiriyor. Annesiyle ilçenin Sayfiye Mahallesi'nde yaşayan Arslan, engelli maaşıyla geçimini sağlıyor.
Ünal Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doktorunun "sen müzikle uğraş, bağlama ya da ud çalmayı öğren" sözleriyle müziğe merak saldığını söyledi.
İlkokuldan sonra şartlar gereği diğer okullara gidemediği için köyde ilk olarak kaval çalmaya başladığını ifade eden Arslan, "Zurna, bağlama derken en son kemençeye başladım. Kendi kendime öğrendim, hiçbir ustadan ders görmedim. Çalışma azmine bağlı öğrendim" dedi.
Arslan, genellikle bilinen klasik türküler ile Karadeniz türkülerini çaldığını dile getirerek, "Müzik, hayatıma çok şey kattı, sosyalleşmem açısından çok önemli katkısı oldu. Düğünlere de gittim, köylerde de kemençe çaldım. Kemençe sosyalleşme açısından hayatıma çok şey kattı" diye konuştu.
Engellilerin hayata küsmemeleri gerektiğini vurgulayan Arslan, "Yeteneği doğrultusunda neyi varsa onun üzerine gidip kendisini hayata bağlaması gerekiyor. Müzik olsun, şiir yazmak olsun, yazarlık olsun, resim çalışması olsun. Müzik hayatıma renk kattı, müzik olmasaydı bunalıma da girebilirdim" ifadelerini kullandı.
Her gün olmasa da 3-4 günde bir kemençe çaldığını anlatan Arslan, "Bir arkadaşım var onunla beraber de çalıyorum. Günlerim kemençeyle neşeli geçiyor" dedi.