Aksaray’ın merkeze bağlı Yeşilova beldesinde çiftçilik yapan Ömer Adak (48) yaz aylarında artan iş yükü ile yetiştiriciliğini yaptığı küçükbaş hayvanlardan uzaklaşmak zorunda kalınca hem tarladaki işleri hem de ağıldaki işleri yapacak birini aramaya başladı.
Kentte işçi bulamayınca çareyi, dini nikahlı eşinin yanında kalan kızı Miyase Okumuş’tan (26) yardım istemekte bulan Ömer Adak kızını beldeye davet etti. Babasının artan iş yükünü hafifletmek için kolları sıvayan genç kız kendisine bir türlü alıştıramadığı koyunlara adeta bir şaşırtmaca yaptı. Sürekli huysuzlaşan koyunlara kendisini alıştırmak için babası gibi siyah kıyafet ve şapka giyen genç kız, koyunları bu sayede kendisine alıştırmayı başardı.
Kendisine “Omar Reis” lakabını veren Miyase, isimler verdiği koyunlarla ilginç diyaloglar kurarak türküler söylüyor. Koyunlarla oyun bile oynayan Miyase, babasının şivesini de kullanarak kısa sürede belde halkı tarafından da sevilen kişi oldu. Koyunlarla olan diyaloglarını kısa hikaye ve videolar şeklinde sosyal medyaya yüklemeye başlayan genç kız, sosyal medyada da beğeni topladı.
"Babamın kılığına girdim, koyunların hoşuna gitti"
Koyunlarla tanışma sürecini ve onları kendi evladı gibi gördüğünü anlatan Miyase Okumuş, “Normalde sosyal bir insanımdır. Gezmeyi dolaşmayı seven bir insanım ama babamın ağırlaşan iş şartlarından dolayı kendisi de çiftçi olduğu için iş yükü bayağı ağırlaşmıştı.
Koyunlarla çok fazla ilgilenemiyordu. Hani ben de dedim acaba ne yapabiliriz diye? Babamın yükünü nasıl hafifletebiliriz diye düşündüm. Babamın kılığına girmeye karar verdim. Bunu ilk gün denedim baktım koyunların hoşuna gitmeye başladı.
Babam kılığında onlarla diyalog kurmam, konuşmam hoşlarına gitti. Sonra ben bunu ilerletmeye karar verdim. Her gün onlarla diyalog kurdum, konuşmaya başladım haliyle hoşlarına gidince ben de bu süreci devam ettirdim. Daha sonra baktım ilgi artıyor, hani komşularımız falan da ’Omar Reis’ kılığına girdiğimi seviyorlar.
Ben de bunu neden sosyal medyaya taşımayayım dedim. Sosyal medyaya taşıma kararı verdim. Sosyal medyada babamın birkaç tane diyaloğunu canlandırdım. Bu diyaloglar da tutulunca ben ’Omar Reis’ olmaya karar verdim. Çevremdeki birçok insandan da güzel yorumlar aldım.
Bu şekilde devam ettirmeye karar verdim. Daha sonra baktım bu ilgi alaka koyunların hoşuna gidiyor, onlara isim takmaya başladım. Onları kendi kızım oğlum gibi sevmeye başladım. Her biri ile ayrı ayrı diyaloglar kurup, aralarına türkü söyleyerek girdim” dedi.
"Miyase kimini damat, kimini gelin etti"
Kızı Miyase’den yardım istediğini ve kızının koyunlarla diyaloğunu anlatan Ömer Adak ise, “Çocukluğumuzdan beri bu koyunculuk işi ile uğraşırız. Bazen genelleme işlerimiz de olur. Çiftçilik gibi tarla tapan işleri olduğu zaman gideriz.
Koyunlar evde olduğunda bakıcısı olmadığı için Miyase’ye emanet etmeye kalktım. O da süslü püslü çarşıda pazarda gezen bir kız olduğu için olaya ilk önce pek sıcak bakmadı. Sonra mecbur kalınca benim kılığıma girip davarlarla uğraşmaya devam etmesini istedim.
Benim kılığımda giriyor, koyunlar kendisine ilk etapta kaçsalar bile sonra benim kılığımda girince alışmaya başladılar. Böyle bu şekilde devam ettirdik. Benim olmadığım zamanlarda Miyase giriyor ilgileniyor, seviyor koyunlar ona alıştı.
Koyunlar ilk etapta huysuzdu, ilk etapta Miyase’den biraz huysuzlaştılar. Ama Miyase içlerine girip kendisini sevdirmeye başladı. Kimini damat etti, kimini gelin etti. Kimine altın taktı, kimine yemeni bağladı. Bu konuda iyi anlaştılar sonra Miyase de alışmaya başladı. O yönden içim rahat” diye konuştu.