TBMM
Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2024 yılı bütçeleri üzerinde yaptığı konuşmada, 12 Aralık'taki bütçe görüşmelerinde konuştuğu sırada fenalaşan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez'e rahmet diledi.
Bugünkü oturumda, tansiyon problemi yaşaması nedeniyle hastaneye kaldırılan TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'e de geçmiş olsun dileklerini ileten Yılmaz, ayrıca Sarıkamış Harekatı'nın 109'uncu yılı dolayısıyla tüm şehitleri rahmet ve minnetle andı.
Türkiye'nin siyasi istikrar ve güven ortamında yüksek büyüme oranı sağlayan bir ülke olduğunu; son 20 yılda ortalama yüzde 5,4 büyüme sağlandığını ifade eden Yılmaz, bu süreçte dünyanın ise ortalama yüzde 3,6 büyüdüğünü, Türkiye'nin 1,8 puan üstünde bir büyüme gerçekleştirdiğini söyledi.
Yılmaz, 2020, 2021 ve 2022 yılları dikkate alındığında, dünya ekonomisinin kümülatif büyümesinin yüzde 7, Türkiye'nin ise son 3 yılda kümülatif büyümesinin yüzde 20 civarında olduğuna dikkati çekerek, "Neredeyse dünyanın 3 katı daha fazla bir büyüme performansı sergilemişiz. Bütün bunlar Türkiye ekonomisinin doğru yolda olduğunu, dünyadaki konumunu yükselttiğini gösteren göstergeler." diye konuştu.
Bu yıl itibarıyla nominal dolar bazında ilk defa 1 trilyon doları geçen ekonomik büyüklüğe ulaşacaklarının altını çizen Yılmaz, şunları aktardı:
"Bundan 20 yıl önce 230 milyar dolar civarındayken 1 trilyon doları geçecek. Bugünden 12 ay geriye gittiğimizde 1 trilyon 70 milyar doları aşmış durumdayız. Yıl sonu itibarıyla 1,1 trilyona yakın büyüklükte bir ekonominin hesap edileceğini tahmin ediyoruz. Türkiye ekonomisi önemli bir eşiği de bu şekilde aşmış durumda. İlk defa nominal dolar bazında 1 trilyonu aşacağımız bir yıl olacak."
Yılmaz, satın alma gücü paritesine göre milli gelirde dünyanın 11'inci büyük ekonomisi olduklarını dile getirdi.
- "Son 11 yılın en düşük işsizlik rakamıyla karşı karşıyayız"
Bu yıl itibarıyla da büyüme performansını devam ettirdiklerini belirten Yılmaz, "Yıl sonu itibarıyla Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde 4,4 büyümeyi yakalayacağımıza, hedefimize ulaşacağımıza inanıyoruz. Bu büyümede sevindirici olan bir husus makine teçhizat yatırımlarının, sabit sermaye yatırımlarının içerisinde gösterdiği performans yüksek bir büyümeyle artıyor. Bu da potansiyel, geleceğe dönük büyümemizi güçlendiren unsurlarımızdan bir tanesi." ifadelerini kullandı.
Gelecek yıla ilişkin büyüme tahminine de değinen Yılmaz, "2024'te hem üretim hem talep yönüyle dengeli bir görünüm içerisinde büyümemizi devam ettirip yüzde 4 büyümeyi sağlamak istiyoruz. Bunun için hedeflerimizi, programımızı ortaya koymuş durumdayız. Enflasyonla mücadele ettiğimiz ortamda bir miktar geçmiş ortalamalarımızdan daha düşük bir büyüme var. Dünyada da aslında geçmiş ortalamaların gerisinde bir büyüme söz konusu ancak sürdürülebilir, istikrar içinde büyüme anlamında da 2024 yılı kazançlı çıkacağımız bir yıl olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranının ekim ayında 8,5 olarak gerçekleştiğini aktaran Yılmaz, en son 2012 yılında böyle bir rakam görüldüğünü; son 11 yılın en düşük işsizlik rakamıyla karşı karşıya olduklarını vurguladı. Yılmaz, "Enflasyonla mücadele ettiğimiz bir ortamda işsizlikte bir kazanım elde etmiş olmak son derece sevindirici. Son dönemdeki istihdam artışında gençlerin ve kadınların daha fazla pay aldığını görüyoruz. Genç işsizliğinde bir önceki yıla göre 5 puan civarında bir düşüş söz konusu." dedi.
- "Toplam rezervlerimiz 142,5 milyar dolara yükselmiş durumda"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yıl sonunda, OVP'ye göre öngördükleri bütçe açığının altında kalacaklarını ifade ederek, "Gelirlerimiz de artmaya devam ediyor. OVP'de öngördüğümüz gelirin üzerinde bu yılı kapatacağız. Tüm bunlarla baktığımızda 6,4 olarak öngördüğümüz bütçe açığının milli gelire oranı, bunun altında gerçekleşecek, yüzde 6'nın altında olacağını rahatlıkla söyleyebilirim. OVP'de öngördüğümüz 6,4'lük açığın 3 puanı sadece deprem harcamasından geliyordu. Deprem dışı açığımız 3,4'tü aslında. Bu 3,4'ün de oldukça altında iyi bir performansla bu dönemi kapatacağımızı rahatlıkla ifade edebilirim." bilgisini paylaştı.
Yılmaz, Merkez Bankasının rezervlerine ilişkin de şu bilgileri verdi:
"Merkez Bankamızın rezervlerinde çok güçlü bir artış, tarihi seviyeler görüyoruz. Tüm zamanların en yüksek rakamına çıkmış durumda rezervlerimiz. 15 Aralık haftasında brüt döviz rezervimiz 95,4 milyar dolara, brüt altın rezervimiz ise 47,1 milyar dolar seviyesine yükseldi. Toplam rezervlerimiz 142,5 milyar dolara yükselmiş durumda. Mayıs ayında 98,5'lara kadar inmişti, şimdi geldiği nokta çok önemli bir artış. 7 aylık bir sürede 44 milyar doları aşan bir rezerv artışı söz konusu. Bu da ülkemize ilişkin risk algılarını olumlu yönde etkileyen bir durum."
Yılmaz, OVP'nin en temel önceliğinin enflasyonu düşürmek olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"OVP'de bu yıl için öngördüğümüz yüzde 65 civarında bir enflasyon oranıydı ve bu oran civarında gerçekleşecek gibi görünüyor. Son aya ilişkin rakam çıkınca daha iyi görmüş olacağız. Aylık bazda politikalarımızın etkisini görmeye başladık. Gelecek yılın ortalarından itibaren yıllık enflasyonda belirgin düşüşü hep birlikte göreceğiz."
- "Bunlar insanımızın canıyla oynuyorlar"
Yılmaz, en önemli gündem maddelerinden birinin de deprem olduğunu, 11 kenti ve 14 milyon nüfusu etkileyen tarihin en büyük afetinin, OVP'ye de bütçeye de damgasını vurduğunu söyledi.
Deprem için bütçeden bu yıl 762 milyar, gelecek yıl için de 1 trilyon 28 milyar lira çıkardıklarını aktaran Yılmaz, "Bütçelerimiz içinde çok ağırlıklı bir kalem. Bu yıl ki ödeneğin milli gelire oranı yüzde 3, gelecek yıl ki ödeneğin oranı yüzde 2,5 civarında. Oldukça önemli harcamalar yapıyoruz. Bu yıl ve gelecek yıl ağırlıklı bu harcamalar. 2025 ve 2026'da da devam edecek ama azalan bir ivmeyle. Bu yıl ve gelecek yıl büyük oranda depremin yaralarını kalıcı bir şekilde sarmış olacağız." diye konuştu.
Deprem harcamalarının, aynı zamanda yatırım niteliğinde ve bütçede yapısal bozulma oluşturmayan, tek seferlik harcamalar olduğunu vurgulayan Yılmaz, bütçede yapısal bozulma oluşturmadan şehirleri ve ülkeyi daha dirençli hale getirdiklerinin altını çizdi.
Deprem risklerini azaltmaya yönelik harcamalar da yaptıklarını anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Kentsel dönüşüm konusunda son dönemde çok önemli bir inisiyatif geliştirdik. Birincisi yeni bir kentsel dönüşüm kanununu Meclis'imiz onayladı. Çok daha etkili hükümler getirildi. Diğer yandan Cumhurbaşkanı'mızın kararnamesiyle Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kurduk. Bunun içinde üç tane genel müdürlük var. Bir tanesi sadece Marmara Bölgesi'ndeki riskleri azaltmaktan sorumlu, diğeri Marmara dışı Türkiye'den sorumlu, üçüncüsü de bütün bu çalışmalara kaynak üretme sorumluluğu olan bir genel müdürlük. Bu Başkanlığımıza sağladığımız imkanlarla kentsel dönüşümü hızlandırmak ve afet risklerini aşağıya çekmek istiyoruz."
Yılmaz, afet konutları yapımı ve altyapı giderleri için 649,8 milyar lira; kendi evini yerinde dönüştürene hibe içeren krediler için 135 milyar lira; İstanbul'daki dönüşüm için 78,9 milyar lira; kamu kurumlarının hizmet binası ve tesislerine ilişkin yapım ve onarım giderleri için de 164,7 milyar lira olmak üzere gelecek yılın bütçesinden toplam 1 trilyon 28 milyar lira ayırdıklarını aktardı.
Bugüne kadar 2 milyon 200 bin bağımsız konutun dönüşümünü gerçekleştirdiklerini bildiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İyi ki de gerçekleştirmişiz. Kentsel dönüşümü karalama, gölgeleme kampanyası yapanlar, kentsel dönüşüme 'rantsal dönüşüm' diyen kesimler de var. Bence bunlar insanımızın canıyla oynuyorlar. Bir yanlış varsa elbette söylersin, hep birlikte mücadele edelim ama Türkiye bir afet bölgesi, kentsel dönüşüme ihtiyacımız var. Bunu sağlamadığımız sürece insanımızın canıyla oynamış oluruz. Bugüne kadar 480 milyar lira kaynak ayırmış durumdayız. Bundan sonra yeni kurumsal yapımız ve yeni yasamızla daha hızlı bir şekilde kentsel dönüşüme devam edeceğiz."