CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde muhtar ve STK temsilcileri ile bir araya geldi.
Mustafakemalpaşa ve Karacabeyli muhtarlar, ziraat odaları yöneticileri ve STK temsilcileri ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’da yapılacak referandum sürecini değerlendirdi. Mustafakemalpaşa ilçesindeki bir düğün salonunda yapılan programda konuşan Kılıçdaroğlu, ülkenin geleceği konusunda herkesin oturup düşünmesi gerektiğini belirterek, “Anayasa değişikliğinin hiçbir parti ile ilgisi yok. Türkiye’nin kaderini belirleyecek. Bir rejim değişikliği yapıyoruz. Altını çizerek söylüyorum. Demokratik parlamenter sistemden neden vazgeçiyoruz? Bir Allah’ın kulu çıkıp 'şu yüzden istiyoruz' diye bize izah etmedi. 'Çift başlılığı bitiriyoruz' diyorlar. Tam tersine çift başlılık var. Hem partisinin genel başkanı hem ülkenin başkanı olacak. Kimse tarafsız olamaz. Bir partinin genel başkanı nasıl tarafsız olacak. Bu soruyu herkesin sorması lazım. Cumhurbaşkanlığı neden tarafsız. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana neden tarafsız oldu. Cumhurbaşkanı seçilen kişi 80 milyonu temsil eder. 80 milyonu temsil eden bir makam hepimizin ortak değeridir. Bu ortak değeri yok ediyoruz” dedi.
“Hakem taraflı olursa o maç adil bir maç olur mu?”
Anayasa değişikliğinin adalete yara vereceğini savunan Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı da partinin genel başkanı olursa partinin genel başkanı hakim tayin edecek. Beni düşünün, ben bir partinin genel başkanıyım ve hakim tayin ettim. Başka bir partinin üyesi ona güvenmez. İki takım maç yapıyor. Hakemin tarafsız olmasını isteriz. Hakem taraflı olursa o maç adil bir maç olur mu? Neresinden bakılırsa bakılsın adalet yara alır. Sayın Cumhurbaşkanının danışmanı ‘halk kendi devletini kurmak için adım atıyor’ diyor. Biz 29 Ekim 1923 yılında ne yaptık? Cumhuriyeti ilan ettik. Ne demek yeni devlet kuracağız? Buranın adı ne? Mustafakemalpaşa. Değiştirecek miyiz buranın adını? Bütün dünya demokrasiye geçmeye başladı. Şimdi biz demokrasiyi askıya alalım, tek adam rejimi getirelim. Akıl akıldan üstündür. Hangi gerekçeyle bunlardan vazgeçiyoruz. Olayı 16 Nisan’da seçim olacak, partiler arasında yapılacak gibi gösteriyorlar. Yer gök ilan dolu. Meclis güçlenecek diyorlar. Meclis nasıl güçleniyor? Bir bakanlık dahi kuramıyor. Kaç bakanlığın olacağına bir kişi karar verecek. Bunu şimdi TBMM yapıyor. Bu yetkiyi neden elinden alıyorsun? Öyle yetki alınıyor ki bir milletvekili sözlü soru dahi soramayacak” diye konuştu.
Yanlış ilanlarla insanların kandırılmaya çalışıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bir Allah’ın kulu çıkıp desin ki bu değişiklik Türkiye’nin bir sorununu çözecek. Bu anayasa değişikliği ile anayasada istikrar gelecek. Hangi maddede bu var? 15 yıldır iktidardasınız, hiç memlekete istikrarı getirdiniz de karşı çıkan mı oldu? Memleketin içinde bulunduğu hale bakın. Bakanlıkların kurulmasına, başkan sayısına, devletin yapısı ve işleyişi ile ilgili bütün kararları alabilecek. Devlette vali olmanın, komutan, emniyet müdürü olmanın niteliklerini bir kişi belirleyecek. Şu an bunu TBMM belirler, atamayı hükümet yapar. Bakanlıklara müsteşar atayacaksanız en az 12 yıl devlette çalışması lazım. Tek adam rejiminde bunu bir kişi belirleyecek. Bizim kutsal kitabımız ‘işi ehline veriniz’ diyor. Sizler muhtarsınız, toplumu aydınlatmak zorundasınız” şeklinde konuştu.
“Kemal Kılıçdaroğlu size ne yaptı?”
Gittiği her yerde yeni anayasanın maddelerini anlattığını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben bunları her gittiğim yerde anlatıyorum. Onlar da konuşuyorlar. Konu anayasa değişikliği. Onların tek konuları var Kemal Kılıçdaroğlu. Arkadaşlarıma dedim bu 18 maddenin içinde benimle ilgili madde var mı diyorum. Madde bir Kemal Kılıçdaroğlu, madde iki Kemal Kılıçdaroğlu, geliyor madde 18’e Kemal Kılıçdaroğlu. Kemal Kılıçdaroğlu size ne yaptı? Meydanlara çıkıyor 18 maddenin bu ülke için nasıl bir felaket getireceğini anlatıyor. 'Doğruyu söylemiyor' diyorlar. Bütün televizyonlar senin emrinde. Her konuşmanı bütün televizyonlar veriyor. Bütün imkanların var. Ben de medeni insan gibi çağrıda bulunuyorum. 'Kılıçdaroğlu gel bakalım, sana dersini vermek lazım' demesi lazım. Diyor mu? Diyemiyor. Elinde fırsat varken gel beni mahcup et, ama bunu yapmıyorlar. Mustafakemalpaşa’dan Ankara’daki o beylere hodri meydan diyorum. Yüreğiniz varsa, cesaretiniz, bilginiz varsa 3’ünüz değil, isterseniz 33 kişi gelin, ben tek başımayım. Devletin her şeyi ellerinde. Biz devletin parasını, arabasını, imkanlarını kullanmıyoruz. Onlar bütün imkanlarına güveniyorlar. Biz sadece Allah’a ve milletimize güveniyoruz. Siz vatandaşın önüne çıkıp, neden ‘evet’ desinler onu anlatacaksınız, anlatamıyorlar, anlatamazlar. Yok böyle bir şey. Türkiye felakete sürüklenir. Geleceğimize yazıktır, günahtır. Birlikte mücadele edeceğiz. Tarafsızlık üzerine yemin eden ben değilim. Bir kişi kalkıp tarafsızlık üzerine yemin ederse sözünü tutmak zorundadır. Parti devleti kurmak istiyorlar. Irak’a, İran’a bakın, ne oldu? Hepsinde tek adam rejimi vardı. ‘Evet’ çıksın Suriyelilere de vatandaşlık vereceğiz. Suriyeli vergi ödemez. Türkiye’nin gerçeği bunlar. Bugüne kadar 25 milyar dolar ödedik diye övünüyorlar. Hepimize görev düşüyor. İstemiyorsanız hayırlı bir iş yapacaksınız. Bizim çocuğumuz El-Bab’da şehit olacak, Suriyeli gençler Ankara’da volta atacak. Biz bunları biliyoruz. Neden 'hayır' denmesi gerektiğini biliyoruz. Bu referandum Türkiye’nin kaderini belirleyecek. 'Hayır' çıktığı an Türk halkı demokrasiye karşı çıktı anlamı çıkacaktır. Bütün dünyada Türkiye’nin itibarı artacaktır. Bütün vatandaşların sandığa giderken düşünmesi lazım. Hani kul hakkı yemek haramdı? Kendileri için değişiklik yapıyorlar. Malı götüreceğiz, kimse buna karşı çıkmayacak. Bunu istiyorlar." (Milliyet)