CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ankara’nın Polatlı ilçesinde sivil toplum örgütleri (STK), muhtarlar ve kanaat öndeleriyle bir araya geldi. Polatlılılara seslenen Kılıçdaroğlu, "Sizden alkış istemiyorum. Sadece ve sadece beni dikkatle dinlemenizi istiyorum. Çünkü Türkiye bir yol ayrımına geldi. Polatlı’dayız milli Kurtuluş Savaşı'nın verildiği topraklardayız. Gazilerimiz burada onlar bize güzel bir Türkiye bırakmak için hayatlarını, bedenlerini feda ettiler. Yol ayrımına geldik. Yarın kararımızı vereceğiz. Demokratik bir parlamenter sistemi mi istiyoruz yoksa tek adam rejimi mi istiyoruz. Hepimiz düşüncelerimizi rahatlıkla açıklamak mı istiyoruz yoksa 80 milyonun aklını bir kişiye kiraya versin, bunu mu istiyoruz. Hep birlikte oturup düşüneceğiz" diye konuştu.
“Türkiye’nin geleceğini oyluyoruz”
Polatlı’nın İç Anadolu’nun buğday ambarı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Vatandaşların büyük bir kısmı çiftçilikle geçinirler ama şimdi hepsi bir borç sarmalı içindedirler. 6 sefer borçlar ertelendi faizler kalktı mı? Kalkmıyor. Niye kalkmıyor? Soğan, buğday, arpa üreticileri, hayvancılık yapanlar memnun değil. Kimse hayatından memnun değil. Herkes borç batağında. Esnafta doğru dürüst hayatından memnun değil. Eğer çiftçinin durumu iyi olsa gidip alışveriş yapacak. O nedenle hepimizin karar alırken dikkatli olması lazım. Bu sıradan bir seçim değil, bir partiyi seçmeyeceğiz. Bir kişi de seçmeyeceğiz. Türkiye’nin geleceğini oyluyoruz” ifadelerini kullandı.
“Siz freni olmayan bir otobüse evlatlarınızı çocuklarınızı bindirir misiniz?”
Kadınlara seslenen Kılıçdaroğlu, ”Siz freni olmayan bir otobüse evlatlarınızı çocuklarınızı bindirir misiniz? Şimdi diyorlar ki, ‘Freni olmayan bir otobüs, üstelik nereye gittiği belli olmayan bir otobüse 80 milyonu bindireceğiz.’ Siz çocuklarınıza nasıl sahip çıkıyorsunuz, sizden isteğim demokrasiye de aynı ölçüde sahip çıkın. Çünkü sonuçta çocuklarımızın geleceği için mücadele ediyoruz. Vatanımızın geleceği için mücadele ediyoruz” açıklamasında bulundu.
“Hayatının hiçbir döneminde Gazi Mustafa Kemal Atatürk tek adam olmadı”
Hayır logosundaki kız çocuğunu gösteren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bu kız çocuğunun adı Türkiye’dir. ‘Geleceğim için hayır’ diyor. Niçin geleceğim için söylüyor? ‘23 Nisan 1920’de Meclisin açıldığı günü bana bayram olarak armağan ettiler. O Meclis milli Kurtuluş Savaşını yöneten bir Meclis’tir. Gazi Meclistir. Bu meclisime dokunmayın’ diyor. Şimdi bu Meclisin yetkileri elinden alınmak isteniyor. Hangi yetkiler? Bir milletvekili bakana soru sormayacak da ne yapacak mecliste. Bir kişiye yetki veriyoruz. Tek başına OHAL ilan edecek. Meclis hikaye, yetkisi elinden alınıyor. Kurulacak hükümetin programı TBMM’de görüşülmeyecek. Neden TBMM’den güvenoyu almayacak. Bu meclis hükümetin programını dinlemeyecekse hükümete güvenoyu vermeyecekse bu hükümet yoluna nasıl devam edecek. Milli Kurtuluş Savaşını yöneten bir meclisin elinden bu yetkileri hangi gerekçeyle alıyorlar. Diyorlar ki, ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk de tek adamdı.’ Hayatının hiçbir döneminde Gazi Mustafa Kemal Atatürk tek adam olmadı. Erzurum Kongresinde tek adam mıydı? Sivas Kongresi’nde tek adam mıydı? 23 Nisan 1920’de Meclis açıldığında tek adam mıydı? Bunu ben söylemiyorum. Bunu Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Hanım söylüyor; ‘Atatürk hayatının hiçbir döneminde tek adam olmak istememiştir’ diyor. Hangi tek adamdan söz ediliyor. Kendileri tek adam olmak istiyorlar. ‘Her şeyde ben karar vereceğim’ diyorlar.”
“ 15 Temmuz’u unutmadık"
“Tek adam olmanın bu topluma getirdiği fatura nedir?” diye soran Kılıçdaroğlu, "Şimdi anayasa değişikliğine göre milli güvenlik politikalarını bir kişi belirleyecek. Ya o hata yaparsa ne olur, kandırılırsa, ya satın alınırsa ne olur. 15 Temmuz’u unutmadık. Kol kola omuz omuza gidiyorlardı. ‘Ne istediniz de vermedik’ diyen ben miyim o muydu? Devleti teslim ettiler, orduyu, polisi, üniversiteleri, esnaf kuruluşlarını teslim ettiler. Sonra ne oldu 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Bunları hiç kimsenin unutmaması lazım. Bütün yetkileri bir kişiye veriyoruz. Devletteki bütün kadroların niteliklerini bir kişi belirleyecek. O bir kişiyi satın aldığınızda, ikna ettiğiniz veya kandırdığında en geç 24 saat içinde Türkiye Cumhuriyeti Devletini birisine teslim edersiniz” değerlendirmesinde bulundu.
“Bunun sağı solu yok, bunun partisi yok. Bu bir memleket meselesidir”
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizi, bayrağımızı, seviyorsak, çocuklarımızı düşünüyorsak bu ülkenin geleceğini düşünüyorsak ne diyeceğiz. Bunun sağı solu yok, bunun partisi yok. Bu bir memleket meselesidir. Bütün ülkücü kardeşlerime, milliyetçi, mütedeyyin kardeşlerime, liberal, demokrat, sosyal demokrat veya hiçbir partiye ilgili duymayan sıradan vatandaşlarıma sesleniyorum, gün memleket günüdür. Sandığa giderken hepimizin düşünmesi lazım. Oy kullanırken Türkiye’yi, çocuklarımızı, vatanımızı ve bayrağımızı düşüneceğiz oyumuzu öyle kullanacağız. Normal seçimlerde her vatandaş gidip arzu ettiği partiye oy verir. Hiçbir zaman şunu söylemedim, neden o partiye oy verdin diye suçlama getirmedim. Ama şimdi şunu söylüyorum; evet oyunun vebali çok ağırdır. Kimse altından kalkamaz. Hesabını kimse veremez. Sonu belirsiz bir tehlikeli sürecin içine Türkiye’yi sokmak ağır bir vebaldir. Bir kişiye Türkiye Cumhuriyeti Devletini teslim etmek ağır bir vebaldir. Hak ve hukuk adalet, adaletin olmadığı bir devlet mi olur. Güçlü devlet karşısında vatandaşın hakkını koruyan hukuk hukukun üstünlüğüdür.”
“Darbeciler seçimle gelmemiştir ama Türkiye’yi temsil etmişlerdir”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partinin genel başkanına hem cumhurbaşkanı hem de mahkemeye hakim tayin etmesi için yetki verildiğini belirterek, “Sonra da çık bu adalet bağımsızdır, tarafsızdır de. Neye anlatacak bunu? Benim külahıma anlatacak, bu doğru değil. Parlamentoyu öyle bir hale getiriyorlar ki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gerçekten de itibarıyla oynuyorlar. Bugün, Sayın Cumhurbaşkanı bir yere gittiğinde ona Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı vekalet eder. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı seçimle gelmiştir, bir milletvekilidir, Meclis’te seçilmiştir TBMM Başkanı olmuştur, bütün parti gruplarına karşı tarafsızdır ve Cumhurbaşkanı olmadığı zaman ona vekalet eder. Yeni getirilen modelde ne deniyor? Cumhurbaşkanı bir yere gittiğinde ona vekaleti seçimle gelen değil atama ile gelen birisi yapacak. Atama ile gelen birisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil edecek. Sizin vicdanınız buna evet diyor mu? Nasıl oluyor böyle bir şey? Atamayla gelen ya da seçimle gelmeyen dönemlerde kimler Türkiye’yi temsil etmiştir düşünün. 12 Eylül darbesinden sonra darbeciler seçimle gelmemiştir ama Türkiye’yi temsil etmişlerdir. Şimdi biz, darbeci dönemleri öykülüyoruz, o dönemlere Türkiye’yi götürüyoruz. Seçimden niye korkuyoruz? Neden Türkiye’yi seçimle gelen birisi temsil etmesin? Neden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bu kadar aşağılıyoruz? Neden itibarsızlaştırıyoruz Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni?” ifadelerini kullandı.
“Suriyelilerin 81 ile dağılmasına karşıyım”
“Sözlü soru sorulursa orada işler olmazmış hangi iş olmuyor?”diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece geçen ay parlamentodan 100’ün üstünde kanun çıktı, kim dedi Meclis çalışmıyor diye? Bir de Suriyeliler var aramızda, diyorlar ki: ‘Evet oyunu verin evetten sonra Suriyelilere vatandaşlık vereceğiz’, kabul ediyor musunuz? Birinci soru şu: Eğer bu referandumdan evet çıkarsa Bakanlar Kurulu yok, Başbakan da yok dolayısıyla vatandaşlık vermek için Bakanlar Kurulu kararı gerekiyor bugünkü mevzuata göre. Yeni rejim olursa değişiklik gerçekleşir, tek adam rejiminde Bakanlar Kurulu yok bir adam oturacak herkese diyecek sana vatandaşlığı verdim. Kararnameye de gerek yok, Resmi Gazete’de bir sabah okuyacaksınız belki hiç okumaya da gerek kalmayacak, hepsi alt alta yazılacak, nüfus cüzdanları verilecek, siz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısınız denilecek. Siz buna evet diyecek misiniz? Ben Suriyelilere karşı değilim önce onu söyleyeyim ama Suriyelilerin 81 ile dağılmasına karşıyım, Suriyeliler, Türkiye’nin bir bölgesinde olmalı, onlara her türlü yardımı yapalım, okulunu yapalım, sinemasını yapalım, her şeyi yapalım, 81 ile dağılmasına karşıyım.”
“Mitinglerde tek konu var o da benim”
Suriyelilerin birinci sınıf vatandaş,Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ise ikinci sınıf vatandaş olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Onların çocukları üniversiteye sınavsız giriyorlar, bizim çocuklarımız sınava giriyorlar. Suriyeli esnaf dükkan açtığında vergi ödemiyor, benim esnafım vergi ödüyor. Suriyeli doktora gittiği zaman sıraya girmiyor, para ödemiyor, bizim emekli gittiği zaman para ödüyor ve sıraya giriyor, kim birinci sınıf vatandaş kim ikinci sınıf vatandaş? Daha acı olanı var, bizim çocuklarımız Suriye için El-Bab’a gidiyorlar, Suriye’nin gençleri Ankara’da, İstanbul’da volta atıyorlar, bu doğru değil. Emin olun şuraya geldi. Sabrediyorum, sabırla davranıyorum, kısır bir tartışmanın içine girmek istemiyorum, Türkiye’nin bu kadar derdi varken, işsizlik var, çiftçinin derdi var, esnafın derdi var, sanayicinin derdi var, terör derdi var, dünya kadar derdimiz var biz bunların hiçbirisini konuşmuyoruz, hiçbir sorunumuza çözüm getirmeyen anayasa değişikliğini konuşuyoruz, üzülüyorum ve meydanlara çıkıyorlar vatandaşa bu anayasa değişikliğini anlatmıyorlar, mitinglerde tek konu var o da benim. Sabah Kılıçdaroğlu, öğle Kılıçdaroğlu, akşam Kılıçdaroğlu. Geçen gün bir arkadaş yapmış, bakıyorsunuz Sayın Erdoğan, ‘Ey Kılıçdaroğlu’, Binali Bey, ‘Ey Kılıçdaroğlu’ ama bir şunu söyleyin ‘Ey Kemal Bey’. Kendilerini medeni bir insan gibi davet ettim dünya kadar televizyonları var emrinde, gelin oturalım bu anayasa değişikliğini birlikte konuşalım, kim doğruları söylüyor, kim yanlış söylüyor vatandaşımız da öğrensin. Bu çağrıyı yaptım, geldiler mi? Gelirler mi? Binali Bey demiş ki: ’16 Nisan’dan sonra bir araya geliriz’ demiş. Müthiş bir zeka ama” şeklinde konuştu.
“Bu referandum sıradan bir referandum değil”
Erkeklere oy kullanmaları konusunda tavsiyede bulunan Kılıçdaroğlu, “Bu seçim sıradan bir seçim değil, bu referandum sıradan bir referandum değil, hepimizin gitmesi lazım, oylarımızı kullanmamız lazım. Sadece biz değil, komşularımızı da götüreceğiz, akrabalarımızı götüreceğiz, yeğenlerimizi götüreceğiz, dayımızı, amcamızı götüreceğiz ve hep birlikte hayırlı bir işin altına imza atacağız. Emin olun, demokrasimize, ülkemize, bayrağımıza sahip çıkacağız, huzur içinde yaşamak için, birlikte yaşamak için bunların tamamını yapacağız” değerlendirmelerinde bulundu.
Öte yandan Kılıçdaroğlu, toplantıda ayakta kalan kadınlara sahnenin önünde bulunan sıraların üzerine oturmalarını istedi.
(iha)
Gündem
Kılıçdaroğlu: "Gün memleket günüdür"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bütün ülkücü kardeşlerime, milliyetçi, mütedeyyin kardeşlerime, liberal, demokrat, sosyal demokrat veya hiçbir partiye ilgili duymayan sıradan vatandaşlarıma sesleniyorum, gün memleket günüdür. Sandığa giderken hepimizin düşünmesi lazım" dedi.