Afyonkarahisar temaslarını esnaf ziyareti ile sürdüren Maliye Bakan Naci Ağbal, daha sonra Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis salonunda iş insanları ile bir araya gelerek bir toplantı gerçekleştirdi. ATSO binası önünde ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser ve iş insanları tarafından karşılanan Bakan Ağbal, toplantı öncesi gazetecilere açıklamalarda bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim vaatleri arasında asgari ücretin 2200 TL yapacakları yönündeki açıklamalarını eleştiren Ağbal, her şeyin rakamlarla ortada olduğunu ifade etti. Bakan Ağbal, "Bugün bakın tekrar söylüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, doğru olmayan bir şey söylüyor. Asgari ücret üzerindeki gelir vergisi oranı yüzde 25 değil, yüzde 15’tir. Biz hükümet olarak en son bu sene içerisinde yapmış olduğumuz düzenleme ile de hiçbir şekilde net asgari ücret değişmesin diye yıl içerisindeki artışlarında telafi edecek şekilde bir düzenleme yaptık. Eylül ekim aylarında ücret toplamı artsa bile yüzde 15’i geçmesin diye devlet olarak biz vergimizden vazgeçtik. Kılıçdaroğlu yüzde 25 diyor. Yok öyle bir şey. Ama bu hesaplanan vergi. Bir de AK Parti hükümeti olarak asgari geçim indirimi var. Ne yapacağım? Hesapladığım vergilerden asgari geçim indirimi tutarlarını düşeceğim. Düştüğüm zaman ne oluyor? Bir bekar çalışan asgari ücretlinin vergisi yüzde 5.3’e çalışıyor. Yüzde 25 değil. İkinci olarak evli ve çocuk sahibinde oranlar hızla azalmaya başlıyor. Yüzde 3’e ve yüzde 1’e düşüyor ve evli 3 çocuklu asgari ücretli bir kardeşimiz 0 vergi ödüyor" dedi.
Ağbal, şöyle devam etti:
"Herhalde Sayın Kılıçdaroğlu’nu yanlış bilgilendirmişler. Kendisi her ne kadar maliyeci ama herhalde kendisi baksaydı bunu böyle söylemezdi, yanlış bilgi verilmiş. İkinci olarak şimdi hesabı yapalım. 656 lira iş verenin brüt maliyetinde artış oluyordu bunun 174 lirasını vergiyle karşıladığını iddia ediyordu Sayın Kılıçdaroğlu, hala arada 481 lira var. Ama bakın şunu kabul etmek lazım ister vergiden vazgeçin isterse sosyal güvenlik primlerinden vazgeçin arada karşılanması gereken 656 liralık bir maliyet var. Bunu işverene de yansıtmayacağımızı söylüyoruz peki o zaman ne yapalım? Sayın Kılıçdaroğlu için bir alıştırma yapalım. Bugün bu 656 liralık maliyetin karşılanması noktasında bizim şu anda yürüttüğümüz bir asgari ücret desteği uygulaması var. Yaklaşık 9,2 milyon çalışan için biz bu ödemeyi yapıyoruz. 100 lira olarak yapıyoruz. imkanlarımız dahilinde ama şimdi Kılıçdaroğlu diyor ya hiç kimseye 1 kuruş buradan ilave maliyet gelmeyecek e demek ki 656 liralık maliyetin tamamını o zaman kamunun karşılaması lazım. Burada 9,2 milyon yani 9 milyon 200 bin kişiyi 656 lirayla çarparsak birde bunu 12 ay çarpmamız lazım. Yaklaşık bunun maliyeti 72 milyar lira. Bu bir kere birinci maliyet birde biliyorsunuz; demin söyledim asgari geçim indirim uygulaması nedeniyle gelir vergisi tutarları da artıyor. Demin ben rakam verdim dedim ki 155 lira gelir vergisi var. 19 lira damga vergisi var eğer kişinin medeni durumu evliyse çocuk sahibi ise o zaman vergi tabi daha da artıyor vergi daha da yukarıya geliyor. Arkadaşlar hesap yaptılar bana söylediklerine göre bu maliyet 80 milyar lirayı geçiyor. Yani şöyle olacak herhalde bir yerden petrol bulmadıysa Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına göre 80 milyar liralık bir kaynağı bir şekilde bu milletin ödemesi lazım. Yani işveren ödemeyecek ama herhalde bunu birisi ödeyecek. Dolayısıyla 80 milyar liralık bir maliyetten bahsediyoruz. Öyle Sayın Kılıçdaroğlu’nun oradaki işletme sahibine iş adamımıza kemik diye böyle tabirler kullanması içi boş laflar. Hesap kitap bilen adamların kullanacağı laflar değil. Hesabınızı kitabınızı yaparsınız ortaya koyarsınız. Dolayısıyla burada 80 milyarın üzerinde bir maliyet var. Biz 2018 yılında Sosyal Güvenlik Kurumunun açık finansmanı için 35 milyar lira ödeme yapacağız bütçeden şimdi Kılıçdaroğlu’nun hesabını yaparsak demek ki 35 milyarın üzerine 80 milyar lira daha ilave edeceğim. 80 milyar lira yani Sosyal Güvenlik Kurumunun açık finansmanını yaklaşık olarak nereden bakarsanız bakın 115 milyar liranın üzerine getireceğim. Şimdi ben iyi anlıyorum 90’lı yıllarda bu Sosyal Güvenlik Kurumunu niye batırmışlar. Hesap kitap yapılmadan afaki meydan okumalarla Sosyal Güvenlik Kurumu zamanında batırılmış. Hala bugün Sosyal Güvenlik Kurumu geçmiş dönemlerin hatalarının ve yanlışlarının bedelini ödüyor millet olarak biz bunları ödüyoruz. Bugün 80 milyar lira 85 milyar lira ne demek biliyor musunuz? Milli gelirin nereden bakarsanız bakın yüzde 2,5 buçuğuna yakın bir ilave maliyet demek. Yani kamu bütçesini yüzde 2,5 daha artıracaksınız demek. Bunun hangi yanı tutulur. Hangi hesaba uyar bu. Sonra diyor ki; ben diyor sen merak etme diyor buradan bir maliyet gelmeyecek diyor ben sana faizsiz kredi vereceğim diyor bu faizsiz verdiğiniz krediyi 90’lı yıllardaki gibi halının altına mı süpürülecek. O kredinin bir finansman maliyeti yok mu? O finansman maliyetini bir yere gider yazmayacak mısın hani onu gittik bütçeye gider yazdık o 80 milyar liranın üzerine bir de buradan gelecek finansman maliyeti var. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu’nu vatandaşı aldatmamaya çağırıyorum. Samimi, dürüst olmaya çağırıyorum. Burada rakamlar çok ortada eğer burada gücü yetiyorsa bu rakamların karşısına rakam koyar."
(İHA)