Kılıçdaroğlu, Gaziantep Gazeteciler Cemiyetini (GGC) ziyaretinde, Türkiye'deki gazetecilerin baskı altında olduğunu savundu.
Bir medya kuruluşuna polis eşliğinde baskın yapıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bu ülkede demokrasiyi savunacaksak bunun birinci basamağı medya özgürlüğünü savunmaktır. Medya özgürlüğünün olmadığı yerde demokrasiden söz edilemez" diye konuştu.
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, seçim ve güvenliğiyle ilgili bir soru üzerine, şöyle konuştu:
"Değerli arkadaşlar, sorulması gereken soru şu; 13 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? 2002'de hükümeti devraldıklarında terör var mıydı? 13. yılın sonunda ne oldu da bu ülkede, ülke ateş çemberinin içine sokuldu, Türkiye kan gölüne dönüştü? Türkiye'de ciddi bir yönetim boşluğu var. Türkiye'yi kim yönetiyor? Başbakan mı yönetiyor, yoksa kaçak saraydan mı yönetiliyor? Eğer bir ülkede iki başlı yönetim varsa o ülke yönetilmiyor anlamına gelir. Türkiye'nin karşılaştığı temel sorun bu. Seçimler olur mu? Niye olmasın seçimler. Eğer güvenliği sağlayamıyorlarsa apar topar istifa etmek zorundalar."
Sonuçta sandıkların okullarda kurulacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Seçim yapmamanın yollarını arıyorlarsa eğer, bu Türkiye demokrasisine vurulmuş en ciddi darbelerden biri anlamına gelir. Bakın bir kişinin kişisel hırsıyla, kiniyle, öngörüsüyle tekrar seçime gidiyoruz. Erken seçim yok, tekrar seçim var. Niçin tekrar seçim? 'Benim dediğimi yapmadınız, ben de sizi zorla benim dediğimi yapıncaya kadar sandığa götüreceğim.' Anteplilere şu görev düşüyor. 'Sen beni zorla sandığa götürüyorsan kusura bakma benden sana oy yok' demesi lazım. 'Sana oy verdim, oturup adam gibi milli iradenin gereğini yapın.' Koalisyon mu 'evet', ortaya bu tablo çıktı. 'Niye koalisyon kurmadınız, hangi gerekçeyle kurmadınız? Tüm bunların hepsinin düşünülmesi lazım."
"Toplumsal barışı sağlamanın yolu silahtan geçmez"
Kılıçdaroğlu, bir başka gazetecinin "CHP'nin güçlü bir barış talebiyle seçimlere gitmesi, aslında toplumsal desteği artırır mı, tezkereyle ilgili 'yarın göreceksiniz' dediniz ama sosyal medyada CHP'nin evet diyeceği noktasında. Siz savaşa da saray savaşı diyorsunuz, bu bir çelişki doğurmaz mı?" şeklindeki sorusunu ise "Çelişki doğurmaz" diye yanıtladı.
Ülkede kan akıyorsa, kanın akmaması için aklı başında olan herkesin çaba harcaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzun süredir şunu söylüyorum. Toplumsal barışa ihtiyacımız var. Toplumsal barışı sağlamanın yolu silahtan geçmez. Silahla bu sorun çözülmez. Bu sorun parlamentoda çözülür. Adresi parlamentodur. Bunu defalarca ama defalarca söyledim. Önce bize itiraz ettiler, dediler ki 'efendim parlamento ne çözdü ki bunu çözsün?' Şimdi onlar da söylemeye başladı. Bu işin çözüm yolu parlamentodan geçer. Toplumsal barışı sağlamanın 4 temel kuralı vardır. Bunu da söyledik kendilerine. Bir, samimi ve dürüst olacaksınız. Samimi ve dürüst mü iktidardakiler? İki, kişisel bir ajandanız olmayacak. Sarayda oturan beyefendinin gizli kişisel ajandası var. Üç, millete hesabını veremeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz. Dört, halka bilgi vereceksiniz."
Toplum barışı sadece CHP'nin sağlayabileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, kendilerinin herhangi bir gizli ajandaları olmadığını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz bunları söyledik. Ama dediler ki 'hayır biz çözeceğiz.' Buyurun size kredi açıyoruz, çözün. Siz çözdünüz de biz engel mi olduk? 'Sizin kredinize ihtiyacımız yok' dediler. Peki buyurun çözün. Türkiye'yi kan gölüne çevirdiler. Açık ve net söylüyorum, toplumsal barışı ancak ve ancak CHP sağlar. Ülkenin birliği ve bütünlüğü içinde, bu ülkede huzuru, toplumsal barışı, kardeşliği biz sağlarız. Çünkü bizim gizli ajandamız yok. Biz samimi ve dürüstüz. Biz hesabını veremeyeceğimiz angajmanların altına girmeyiz. Biz halkımıza hesap vermeyi de onurlu görev kabul ederiz."
Ziyaretin ardından günün anısına GGC Başkanı İbrahim Ay'ın plaket takdim ettiği Kılıçdaroğlu, daha sonra Gaziantep Sanayi Odasında sanayicilerle yapacağı basına kapalı toplantıya geçti.