Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Berlin’deki temasları kapsamında basın toplantısı düzenledi. Kılıçdaroğlu, temasları kapsamında gerçekleştirdiği görüşmelerde mülteci konusunun ele alındığını ifade ederek, “Türkiye, Suriyeli mülteciler konusunda üzerine düşen görevi fazlasıyla yapmıştır, yapmaya da devam ediyor. Ama bu konuda batının katkı vermesi lazım, katkıları sürdürmesi lazım. Sorunun çözümü göçmenleri, mültecileri yasaklayarak değil, Suriye’deki savaşı sonlandırmakla olur. Suriye’deki iç savaşın sonlanması için Cenevre Barış Görüşmelerinin olumlu sonuçlanması konusunda AB’nin özellikle Almanya’nın etkin bir rol üstlenmesinde yarar olduğunu ifade ettik. Eğer Suriye’deki iç savaş sonlanırsa ikinci aşama geliyor, Suriye’nin yeniden onarımı. Bu konuda da AB’nin elini cebine atması lazım. Suriye 10 Aralık’tan sonra göçmenler kendi ülkelerine dönme imkanı bulacaklardır” dedi.
Görüşmelerde dile getirilen bir diğer konunun ise dokunulmazlıklar konusu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını otoriterleşmeye katkı yapacakları yönünde görüşleri var arkadaşların. Biz dokunulmazlıklar konusunda CHP’nin görüşlerini kendilerine aktardık. Kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini, parti programımızda bunun yazılı olduğunu kendilerine ifade ettik. Ama dokunulmazlıkların kaldırılması için bir anayasal değişikliğe gitme zorunluluğunun olmadığını, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin arzu ettiği milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarını genel kurula indirip, salt çoğunlukla dokunulmazlıkları kaldırabileceklerini de kendilerine ifade ettik” açıklamasını yaptı.
“TERÖRLE MÜCADELENİN HER ÜLKENİN HAKKI OLDUĞUNU İFADE ETTİK”
Terörle mücadele konusunun da gündemde yer aldığını belirten CHP Genel Başkanı, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Sevinerek şunu ifade edeyim. Yaptığımız tüm görüşmelerde terörle mücadelenin her ülkenin hakkı olduğunu, terörün bir insanlık suçu olduğunu, dolayısıyla Türkiye’nin terörle mücadele konusunda yaptığı çalışmaya kimsenin bir şey ifade edemeyeceği, söyleyemeyeceği ifade edildi. Ancak gazetecilerin, düşünürlerin, akademisyenlerin, aydınların şu veya bu nedenle hapse atılmasının doğru olmadığını, bu konuda bütün duyarlılıklarını bize ifade ettiler. Biz de aynı fikri paylaştığımızı gazetecilerin, aydınların, yazarların, akademisyenlerin şu veya bu nedenle düşüncelerini açıkladılar diye hapse atılmasının doğru olmadığını kendilerine ifade ettik. Zorlandığımız konulardan biri de bu boyutta düşünmemiştim. Türkiye’nin bozulan imajı. Her alanda, her görüşmede Türkiye’de giderek gelişen, daha fazla kendisini gösteren otoriter yapının AB’nin bütün yöneticilerini rahatsız ettiği, otoriter yapı ile bir ilişki kurmanın zor olduğunu, AB’nin temel kültürünün demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü, kadın erkek eşitliği olduğu, dolayısıyla otoriter bir yapı ile bunların gerçekleşmesinin mümkün olmadığı bizlere aktarıldı. Biz, Türkiye’de otoriter bir yapıya yöneliş var ama demokrasi mücadelesi yapacağımızı yaptığımızı, bu mücadeleyi yapmak için elimizden gelen bütün çabayı gösterdiğimizi kendilerine aktardık. Tabi Türkiye’nin imajının bu ölçüde bozulmuş olmasının da bizim açımızdan üzüntü verici bir olay olduğunu da sizlere ifade etmek isterim.”
“VİZE MUAFİYETİNDE ESNEK DAVRANILMASI AB’YE OLAN GÜVENİ ARTTIRACAĞINI DA KENDİLERİNE SÖYLEDİK”
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, vize muafiyeti konusunun da gündeme geldiğini belirterek, "Biz Türkiye’nin vize muafiyeti konusunda beklentisi olduğunu, Türkiye’nin AB’nin aradığı koşullarının olabildiğince yerine getirdiğini, parlamentonun olağanüstü çaba harcadığını, dolayısıyla vize beklentisinin sadece iktidarın değil aslında bütün yurttaşların beklentisi olduğunu, bu konuda AB’nin daha esnek davranmasının daha güzel bir sonuç doğurabileceğini kendilerine aktardık" dedi.
Kılıçdaroğlu, “72 koşulun bugüne kadar gerçekleşmeyen maddeleri var. Sonuçta hükümetin bir taahhüdü var ve bu taahhütlerin şu veya bu şekilde yerine getirileceğini kendilerine ifade ettik. Dolayısıyla vize muafiyetinde esnek davranılması AB’ye olan güveni arttıracağını da kendilerine söyledik” cümlelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, AB’nin Türkiye’ye çifte standart uyguladığına dair soruya ise, “Hemen hemen her görüşmede AB’nin Türkiye’ye yönelik çifte uygulamalarını bırakması gerektiğini söyledik. Türkiye’ye yönelik çifte standart uygulaması doğru değil, bu Avrupa’nın etik değerleriyle de bağdaşmıyor, bunu da ifade ettik. ‘Dolayısıyla da Türkiye’nin AB açısından kolay hazmedilen bir ülke olmadığını biliyoruz ama bu bize çifte standart uygulamanın gerekçesi olmamalıdır’ diye bunu yaptığımız bütün görüşmelerde açıkça ifade ettik” dedi.
(İHA)