Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Siyaset kurumunun görevi vatandaşın sorunlarını çözmektir. Siyaset kurumun yapacağı en hayırlı iş vatandaşın derdini çözmektir. Vatandaşın kredi ve kredi kartı borcu 424 milyar lirayı aştı. Bu 424 milyar lira henüz icra aşamasına gelmemiş. 18 milyar ise icra aşamasında. Sadece geçen yıl vatandaş bankalara 48 milyar lira faiz ödedi. Vatandaşın derdi bu, bunu çözmek istiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan vatandaşların yarısı icralık. Her evde işsiz var.
Elbistan’da devlet hastanesi 50 kişi alacak. 3 bin 642 kişi başvurdu. Kura çekilişi yapılacak. Kura torbasında kazananların ismi var. Bir kişinin ismi iki kere var. Elbistanlılar yapılan zulme, haksızlığa hayır diyeceksiniz. Bunların derdi ne? İlla başkanlığı getireceğim.
Sizin çocuğunuz hapiste olursa nasıl tepki verirdiniz? Bütün anneler bu zulüm yeter demeli. 15 Temmuz’da dik durduk ve darbeyi püskürttük. Ama 20 Temmuz’da başka darbe yapıldı. Binlerce insan hapislere tıkıldı. 12 Eylül darbesinde 3 bin 854 öğretmen ihraç edildi. 20 Eylül darbesinden sonra 30 bin 470 öğretmeni ihraç ettiler. Ömür boyu kamuda çalışamayacak. 12 Eylül’de 120 akademisyen, 20 Temmuz darbesinde 4 bin 811 akademisyen kapı önüne konuldu.
Akademisyenler partilerde görev üstlenir ya da hizmet verebilir. Düşüncesini beğenmediğiniz akademisyenleri bir kanun hükmünde kararnameyle kapı önüne koyuyorsunuz. Bilim insanını hep el üstünde tutarız. Alimin ölümü alemin ölümü gibidir deriz. Hangi gerekçeyle bu üniversite hocalarını kapı önüne koyuyorsunuz?
Kendisi gibi düşünüyorsa el üstünde, kendisi gibi düşünmüyorsa kapı önüne koyuyorlar. Tutuklanan gazeteci sayısı 31, 20 Temmuz darbesinden sonra tutuklananan gazeteci sayısı 150’yi aştı.
Zalimlikte rekor kırdılar. 15 günlük çocuğu annesinden ayırdılar. Biz itiraz ettik de anne ile çocuğu buluştuduk. Kim hayır derse bunlar terörist sayılır diyorlar. Akla bakın. En iyi cevabı bir şehit annesi verdi. ‘Ben hayır diyorum, ne yapacaksın? Sen benimle tabuta mı sarıldın? Sen beni tehdit edemezsin. Hakkım haram olsun’ diyor. Hayır diyenleri terörist gibi gösteriyorlar. Biz ne diyoruz ister evet desin ister hayır desin vatandaşımızın başımızın üstünde yeri var. Hayır dediğiniz andan itibaren Türkiye derin ve güzel bir nefes alacak. Hayır diyeni terörist diye tanımlarsanız söyleyeceğiniz bir şey yoktur.
Sayın Binali Yıldırım’a, Sayın Devlet Bahçeli’ye çağrıyı yapıyorum. Sizin istediğiniz bir kanal olsun, sizin istediğiniz gazeteciler olsun. Gelin oturalım konuşalım. Bana 15 dakika onlara 30 dakika verilsin. Vallahi soru da sormayacağım. Medeni insanlar gibi oturup konuşalım. Vatandaş değişikliğin ne getirdiği, ne götürdüğünü bilmiyor. Çünkü televizyonları yasakladılar, görüşmeleri kısıtladılar.
Bu referandum bir parti seçimi değil, bir demokrasi seçimi. Demokrasiden mi otoriden mi tavır alacağız. Her şeyden önce kendi vicdanımızda değerlendirelim. Bu, A partisi B partisi, sağ sol olayı değil. Bu bir demokrasi olayıdır.
Elini vicdanına koy ve kendi vicdanında tart. Cumhurbaşkanı taraflı mı tarafsız mı olsun? Cumhuriyet kurulduğundan beri tarafsız. 80 milyonu temsil ettiği için tarafsız olmalıdır. Tarafsız olmasını istiyorsan hayır oyunu kullanacaksın. Bir parti genel başkanı olursa cumhurbaşkanı olamaz. Bize göre tarafsız olmalı, bir partinin genel başkanı olamaz. Çünkü cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. Partinin genel başkanı olarak görürsek devletin sigortası atmış olur. Bir maceranının içine sürükleniriz.
Kışlaya, camiye, adliyeye siyaset girmesin diyoruz. Siyaset buralara girdiği zaman Türkiye’nin çivisi çıkar. Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olarak hakim tayin etmemeli.
Bir kişi kalkıp milli iradenin temsil edildiği Meclis’i fesh edemez. Diyorlar ki böyle bir şey yok. Kendi getirdeklerini de bilmiyorlar. Hükümet kurulmazsa fesh edip, seçime gidilebilir. Vicdanında ölç biç, sandığa öyle git. Bir kişi Meclis’i fesh etmemelidir. Fesh ederse demokrasi yara alır.
Çıkarsa başkanın kaç yardımcısı ve kaç bakanı olacak. Bu sorunun cevabı yok. İstersen bin başkan yardımcısı, 50 bakan olabilir. Bu uygulama Türkiye Cumhuriyeti’ni maceraya sürükler mi sürüklemez mi?
Hükümet kuruluyor. Güven oyu istiyor. Meclis güven oylaması verirse hükümet yoluna devam ediyor. Anayasa değişikliğinde güvenoyu yok. Ben niye Meclis’e gideyim diyor. Elini vicdanına koyarak sandığa git. Bir hükümet 550 milletvekilinden güven oyu istemeli diyorsan buna hayır diyeceksin.
Bin 500 başkan yardımcısını az bulabilir, 10 bine de çıkarabilir. Bunlardan biri yolsuzluğu karıştıysa gensoru önergesi bile veremiyor. Buna hayır diyorsan hayır oyu kullanmalısın.
Bir kişi devletin yapısı ve işleyişini düzenleyecek. Kim müsteşar, kim genel müdür olacak, kim büyükelçi olacak bir kişi belirleyecek. Bacanağını, damadını, kızını tayin edecek. Buna engel var mı, yok. Kararname yetkisi alıyorlar. Terörle ilgisi olmayan düzenleme yaptılar. Hocalarımız burada, hangisi terörist? Bu yetkiyi bir kişiye verirseniz Türkiye felakete sürüklenir. Bütün muhtarlıkları kapattım diyebilir. Adam fesh etme yetkisi almış, muhtarlığı mı kapatacak. Başbakanlığı kapatıyor. Muhtar kardeşlerime sesleniyorum. Ben nasıl demokrasiyi savunuyorsam sen de savunacaksın.
550 milletvekili sayısını 600’e çıkarıyorlar. Otursun maaşını alsınlar. Ek milletvekillerin aldığı o para haramdır. 5 yıllık maliyeti 187 milyar lira. Bu para vatandaşın cebinden çıkacak.
Türkiye’de en hayırlı işi yapacaksın. Toprak rengindeki hayıra mühür vuracaksın.
Bu bir rejim değişikliğidir diyorum. Hayır yok diyorlar. Libya’da, Suriye’de, Mısır’da, İran’da, Irak’ta cumhuriyet var mı var. Ama bizimki farklı. Sandığa giderken ölç, biç ve vicdanını dinle. Neden biz rejim değişikliği yapıyoruz?
Çiftbaşlığı önlemek için bunu getiriyoruz diyorlar. Şimdi çift başlılık var mı? Hayır. Binali Yıldırım 500 metre öteden görse 80 düğmesini 10 saniyede ilikler.
Millete doğruları söylemiyorlar. Benim doğrularımı söylediğime inanıyorsan gel arkadaş senin televizyonunda çıkalım. Bakalım kim doğru söylüyor, kim yalan söylüyor vatandaş görsün.
Türkiye Cumhuriyeti’ni terör örgütüne teslim ettiler. Kozmik odaya teröristleri soktular. Bir kişiyi kandırırsan bütün Türkiye Cumhuriyeti’ni teslim alıyorsun. Bu normal bir referandum değil. Türkiye’nin bekaası, geleceği için önemli bir referandum.
Hayır çıkarsa sayın Erdoğan cumhurbaşkanı, Sayın Binali Yıldırım başbakan, bakanlar bakanlığa devam edecek. Millet diyecek ki “Anayasal sınırlarına çekil diyecekler. Otur başbakan ülkeyi adam gibi yönet diyecek.
CHP 18 yılda seçilmeye karşı diyorlar. Hiç de karşı değiliz. Gençlerin oyunu almak için onları kandıyorlar. Hem askerlikle ilişkisi kesilir diyorlar. Kendi çocuğu askerlikten muaf olacak, fakir gurabanın çocuğu El Bab’a gidecek.
Provokasyona karşı dikkatli olmalıyız. Tahriklerde bulunabilirler. Bir minibüste başörtülü genç kıza saldırı yapıldığı söyleniyor. Biz CHP olarak, herkes giyim kuşamının güvencesiyiz.
Anayasa değişikliği hukuka aykırıdır. Egemenliği tek adama veren bu değişiklik hukuk devletini yok etme projesidir. Milletvekili arkadaşlarım Meclis’te takdire şayan bir mücadele verdiler, hepsine teşekkür ediyorum.
Söz, karar ve yetki millettedir. Meclis’in yanlış hesabı milletten dönecektir. Anayasa Mahkemesi’ne gitme hakkımız bulunmaktadır. 60 günü milletin hakimliğine bırakacağız. Bunun için Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyeceğiz.(NTV)