CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’da Konyaaltı Belediyesi Nazım Hikmet Kongre ve Fuar Merkezi’nde belediye başkan adayları, ilçe başkanları, hal komisyoncuları, muhtarlar, sendika başkanları, sivil toplum üyeleri ve partililerle bir araya geldi. Antalya’da sadece denizin konuşulmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Antalya’nın kendi içinde tarihi ve güzelliği barındırdığını kaydetti. Muhittin Böcek’in yaptığı her harcamanın hesabını vereceğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Birlikte yönetmek budur. ‘Oturacağım her kararı ben alacağım’ demek değil, hep beraber tartışacağız. O işin uzmanlarına bütün alt yapı çalışmalarını yaptırmak gerekir. Bir projenin alt yapısı, bir binayı yapacaksanız onun alt yapısı vardır. İşin uzmanları gelecek. STK örgütlerinin düşüncelerini alacaksınız. Antalya kolay yönetilecek bir kent değil. Nereye dokunsanız tarih ve güzellik var. Güzelliği yıkmak için değil, güzelliğe güzellik katmak için yola çıkacaksınız” şeklinde konuştu.
“YUNANİSTAN’DAN 115 MİLYON DOLARLIK PAMUK İTHALAT ETTİK”
Antalya’nın tarım kenti olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Antalya, binlerce turistin karnını doyuruyor. Sabah kahvaltılarında, öğle ve akşam yemeklerinde tarımda üretilen her şey, turizmde tüketim olarak geliyor. Sonra başka ülkelere gidiyor. Çiftçinin kazanması lazım, onun üretmesi lazım. Bazı rakamlar vereceğim; 2018’de Yunanistan’dan ne ithal ettik? 115 milyon dolarlık pamuk ithalat ettik. Bir dönem Antalya pamukta önemliydi. 28 milyon dolarlık buğday ithal ettik. 13 milyon dolarlık tütün ithal ettik. Bazı yabancı firmaların tütün kutularının üzerinde Türk tütünü vardır denildiği Türkiye’den söz ediyorum. Bizim tarımsal alan büyüklüğümüz Yunanistan’ın 10 katı. Pamuk, tütün ve buğday ithal ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Son 8 yılda Türkiye’nin hayvancılıkta hangi noktaya geldiğini ele alan Kemal Kılıçdaroğlu, “Hayvan üreticilerini cezalandırdık. Son 8 yılda 7 buçuk milyar dolar yurt dışındaki hayvandan üreticilerine para ödedik. 7 buçuk milyar doları kendi çiftçimize ödesek ne olur? Emin olun Türkiye’yi bırakın Ortadoğu’yu beslerdik” şeklinde konuştu.
“ELİN ADAMINDAN SANANE”
Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Antalya’yı yönetmenin keyfi var ama yönetenin de sorumluluğu var. Benim sorumluluğum var doğrudur. Belediye başkanlarımızın sorumluğu var doğrudur. Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’in sorumluluğu var, o da doğrudur. Ama tek tek, birey olarak sorumluluklarımız var. Bu gerçekleri geniş kitlelere yaymakla Türkiye’nin nereden nereye geldiğini çok daha güzel aktarmış oluruz. Rakamlar yalan söylemiyor. Bu rakamlar devletin resmi kurumlarının verdiği rakamlar. Öyle bir noktaya geldik ki her şeye zam geldi, doğru. Bastırıyorlar. ‘Bütün bu zamları sindir, sen ucuza sat.’ Nasıl satacağım, zarar ediyorum. Zarar eden insan satar mı? Satmaz. Peki üretmediği zaman ne oluyor? Türkiye ithal ediyor. Kim kazanıyor, Yunanistan çiftçisi kazanıyor, Almanya, Fransa, Hollanda, Kanada kazanıyor. Onlar üretiyor, biz onlara para veriyoruz. Oysa Antalya aynı zamanda görkemli bir tarım merkezi. Her türlü bitkiyi üretmek mümkün. Herkesin kazanacağı ortam oluşturmak mümkün. Öyle bir noktaya geldik ki hal esnafı terörist oldu. Kışlık soğanı stoklayan terörist oldu. Pek çok vatandaş terörist oldu. Şu akla bakın, şu mantığa bakın. Yurt dışından gelen turistler de öyle anlaşılıyor ki terörist olacak. Neymiş efendim oralarda bilmem ne toplantılarına katılıyorlarmış. O turistler buraya geldiğinde biz yaka paça onları yakalayacağız, karakola götüreceğiz. Akla bakın Allah aşkına. Almanya’daki, Fransa’daki toplantılara kimler katıldı, kimler katılmadı. Buradan gidip onları tespit edeceklermiş ve katılanları buraya geldiklerinde yakalayıp karakola götüreceklermiş. Memlekete hizmet edecekler. Allah akıl fikir versin ne diyeyim ben başka. Sen kardeşim barışı, hoşgörüyü ne zamandan beri unuttun? Elin adamından sanane. Hadi sen Türkiye’deki hal esnafını terörist ilan ettin Almanyalı’dan, Amerikalı’dan, Japon’dan ne istiyorsun? Şimdi onlar Türkiye’ye gitmeyin diye propaganda yapıyorlar. Türkiye hoş görünün egemen olduğu bir ülkedir. Bunun en güzel örneği de Antalya’dır.”
Muhittin Böcek’in kentle kırsal arasında dengeyi sağlaması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Kim kazanacak Antalya kazanacak. Bu işin zarar edeni yok. Türkiye’de bu yıllardır yapılıyor. Bizim bütün büyükşehir belediyelerimiz kırsal ve kent arasında dengeyi sağlamak için çalışıyor. Antalya’da da aynısı olacak. Film festivali tek başına yetmez. Kongre merkezi de olması lazım. Antalya’yı görüp de ondan vazgeçmek mümkün değil. Kendi propagandamızı Antalya’yı ziyaret edenler ülkelerine döndüklerinde yerine getireceklerdir” dedi.
Belediye başkanlarına seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, “Sizden iki isteğim var. Seçildiğiniz andan itibaren her bölgeyi kucaklayacağız. Herkese hizmeti eşit götüreceksiniz. Bir mahalle yoksulsa oraya pozitif ayrımcılık yapacaksınız. İsteğim bu. Böylece bir kette yaşayan insanların huzur içinde yaşamasını sağlayacaksınız. Fakir-yoksul ayrımı Antalya gibi bir yerde olmamalı. Bunun alt yapısını oluşturmak mümkündür. Bunları yaparken kişinin yoksulluğunu asla teşhir etmeyeceksiniz. Yaptığınız harcamaların hesabını millete vereceksiniz. Neyi kaça yaptınız, kimlerle yaptınız hesap vereceksiniz. Para halkın parası. Bunlar yapıldığı zaman demokrasi güçlenecek. Halka hesap vermenin önemli olduğu anlaşılacak. Demokrasinin çıkış noktası vergi nereye harcanıyor demeyle başlar. Bunu soruyorsanız o ülkede demokrasi vardır. Vatandaş da bilmiş olsun” diye konuştu.
CHP Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Muhittin Böcek ise, 25 yıllık siyasi hayatında kimseyi ötekileştirmediğini söyledi. Böcek, “Bu kutsal günü aldığımızdan bu yana Antalyamıza sorunlarla ilgili neler yapılabilir sorunları topladık. ‘Biz biliriz’ düşüncesiyle uzmanlarımızla beraber çalıştık. Çalışmalarımız sadece günü kurtarmak ve dönemi kurtarmak için değildir. Antalyamızı 50 yıllık geleceğe hazırlamak için yola çıktık. Projelerimizi hazırladık ve sizlerle paylaştık” dedi.
(Ferah Vanlı/İHA)