Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, istenilen vücuda sahip olabilmek için neler yapılması veya yapılmaması konusunda altın değerinde öğütlerde bulundu. İşte yapılması ve yapılmaması gerekenler:
GÜNE ERKEN BAŞLAYIN
Daha hızlı ve sağlıklı kilo vermek istiyorsanız mümkün olduğunca uyuma ve uyanma saatlerinizin düzenli olması gerekmektedir. Geç saatlerde kalkmanız metabolizmanızın ciddi anlamda yavaşlamasına ve kilo verme hızınızın azalmasına neden olacaktır. Uyandıktan sonra kahvaltı yapıp tekrar uyumanızda tok mideye uyuduğunuz için daha çok kilo almanıza neden olacaktır.
KAHVALTI YAPIN
Yapılan bilimsel çalışmalar uyandıktan sonra 30 dakika içerisinde besin tüketilmesi metabolizmanın ciddi anlamda hızlandığını göstermektedir diyor. Bunu yapmadığınızda güne daha yavaş çalışan bir metabolizma ile başlamış olacaksınız. Eğer ’kahvaltı alışkanlığım yok’ veya ’midem bulanıyor’ yiyemiyorum diyorsanız, kahvaltıda tost, kuru meyve veya süt gibi alternatifleri düşünebilirsiniz.
PROTEİNLİ BESİNLERİ TÜKETİN
Protein içeriği yüksek olan besinler genellikle hayvansal kaynaklı besinlerdir. Kırmızı et, tavuk, balık, köfte, yoğurt, süt, ayran, peynir, yumurta gibi besinlerin beslenme programınızda kesinlikle bulunması önerilir. Özellikle sebze ağırlıklı besleniyorsanız yanında kesinlikle yoğurt, ayran veya cacık eklemelisiniz. Et ağırlıklı beslenmeniz ise termojenik etkiyi (besinler vücutta sindirilirken yakılan enerji) arttıracağı için daha hızlı çalışan bir metabolizma anlamına gelmektedir.
SAĞLIKLI ATIŞTIRMALAR YAPIN
Kimi zaman tartışılsa da ara öğünlerde besin tüketilmesi kan şekerinin dengeli kalmasını sağlar. Bu durum ise sizin hem daha tok bir gün geçirmenizi sağlamasının yanı sıra bir sonraki öğünde daha az besin tüketiminin nedeni olacaktır. Kuruyemiş, kuru meyve, protein içeriği olan peynir, ayran, yoğurt gibi besinlerden ara öğün yapmanız kilo verme sürecinizi hızlandıracaktır.
ŞOK DİYET UYGULAMAYIN…
Bu dönemde genelde şok diyet uygulanarak bir anda çok fazla kilo verilir. Bu durum o anlık psikolojinizi ve kendinize olan güveninizi arttırsa da yaz aylarının sonunda daha fazla kilo olarak size geri dönmektedir. Ayrıca bu diyetlerde kilo kaybının kaslardan olduğu bilinmektedir. Kas kayıpları ile tartı üstünde kilonuzun azalması gerçekleşse de görüntüde ve kıyafetlerinizde herhangi bir farklılık gözlenmez. Sağlığınızı tehdit edecek ve yaşamınızın ilerleyen yıllarında size zarar verecek bu tür diyetlerden uzak durmalısınız.
ANTİOKSİDAN ALIMINA ÖZEN GÖSTERİN
Antioksidanlar, hücrelerimize zarar veren serbest radikalleri etkisiz bir hale getirerek yaşlanmayı ve daha genç ve sağlıklı bir bedene sahip olmamızı sağlar. Antioksidanlar özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeler, meyveler ve yeşil çay içerisinde bulunmaktadır. Antioksidan alımı için özellikle A, C, E vitamini ve selenyum mineralinin fazla miktarda bulunduğu besinlerin tüketimi arttırılmalıdır. Daha dinç bir vücut ve genç bir görünüm için antioksidanları ihmal etmemelisiniz.
YAĞ TÜKETİMİNİZİ AZALTIN
Özellikle doymuş yağ olarak adlandırdığımız margarin, tereyağ tüketimi hemen hemen hiç olmamalıdır. Çünkü doymuş yağlar zaten hayvansal kaynaklı besinler olan et, süt ve yoğurt gibi besinlerden alınmaktadır.
YAŞAMINIZI FİZİKSEL AKTİVİTE HALİNE GETİRİN
Özellikle yaza daha formda girmek istiyorsanız, fiziksel aktivite yapmalısınız. Eğer fiziksel aktivite yapıyorsanız bunun süresini arttırabilirsiniz. Yeni başlayanlar için ilk günler 15-20 dakika olarak başlanmalı ve 1 hafta içerisinde bu süre 30-45 dakikaya çıkarılmalıdır. Fiziksel aktivite yaparken unutulmaması gereken en önemli nokta sürenin 30 dakikanın üzerine çıkmasıdır. Çünkü bu süre içerisinde vücutta glikojen depolarının yıkımı gerçekleşirken, bu süreden sonra vücut yağ yakmaya başlamaktadır.
Bu dönemde başlamış olduğunuz sporun devamlılığı hem sağlığınız açısından hem de verilen kiloların tekrar alınmaması açısından önemlidir. Bu sebeple yaz ayından sonra yapmayacağınız sporlara başlamak yerine hem bedeninizin daha rahat yapabileceği hem de zevk alacağınız sporları tercih etmelisiniz…
POSA ALIMINI ARTTIRIN
Yapılan araştırmalar, zayıflamak ya da formda kalmak isteyen bireylere posanın yardımcı olduğunu göstermektedir. Posanın formda kalmaya yardımcı iki temel etkisi vardır. Birincisi yemek süresince daha çok çiğnemenizi sağlayarak, daha çabuk doymanızı sağlarlar. İkincisi, posalı besinler sizi daha uzun süre tok tutarlar. Ayrıca posalı besinler genelde az posa içeren besinlere göre daha az kalori içerirler. Yüksek posalı besinlerin kan şekerini dengeleyici ve kan kolesterolünü düşürücü etkisi de bulunmaktadır.”