Bornova ilçesi Çamdibi semtinde yaşayan Muazzez Erermiş, 29 yıldır yaşadığı oturma ruhsatı bulunmayan evi için Bornova Belediyesinin yıkım kararı almasıyla zor günler yaşıyor. Küçükken geçirdiği ateşli hastalık sebebiyle konuşma güçlüğü bulunan ve rahmetli babasından aldığı 500 TL emekli aylığıyla geçinen Erermiş, hiç kimsesi olmadığını ve kendisine 5 Ocak’a kadar süre verildiğini belirterek, gözyaşları içinde yetkililere seslendi.
“29 SENEDİR BURADA YAŞIYORUM”
Geçen ay belediye yetkililerinin evini yıkmak için iş makineleri gönderdiğini belirten Muazzez Erermiş, “Ben 1988 yılından beri, 29 senedir buradayım. Fakat Bornova Belediyesi beni buradan atmak istiyor. Gerekçesi yok, hakkı da yok. Çünkü belediyenin değil burası, arsa devletin olduğu halde beni atmak istiyorlar. Geçen ay belediye bütün iş makinelerini gönderdi, evimi yıkmaya çalıştı. Halbuki ben 5 Ocak’a kadar gün almıştım. Birbirlerinden bile haberleri yok. Ondan sonra söyleyince gittiler, fakat ben yine de tehlike altındayım. Biz buralara geldiğimizde kimse yoktu. Arsa özel birine aitti. Ancak sonradan kamuya bağışladığını söyledi ve satın alamadık” dedi.
Annesini, babasını kaybeden ve hiç evlenmeyen Erermiş, 3 üvey kardeşi olduğunu ancak onlarla görüşmediğini söyledi. Üvey kardeşlerinin durumlarının iyi olduğunu iddia eden Muazzez Erermiş, “Onlar vicdansızlar, görüşmüyorum. Babamın emekli maaşına ortak oldular. Onlar yüzünden ben babamın maaşının 3’te birini alıyorum. 3’e bölünüyor ve 500 TL maaş alıyorum” diye konuştu.
“HURDA PLASTİK TOPLUYORUM”
Kıt kanaat geçinmeye çalıştığını ve hurda topladığını anlatan talihsiz kadın, “Annemi kaybettim, babamı kaybettim. Üçte bir maaşla geçinen bir insanım ama yeterli olmuyor. Yettiği yere kadar gidiyor. Plastik topluyorum ben, hurda plastik topluyorum. Onlarla geçinmeye çalışıyorum. Komşulardan bazıları yardım yapıyorlar bazen. Fitre zekat getiriyorlar, erzak getiriyorlar, Allah hepsinden razı olsun. Bir de belediyeden 200 lira yardım parası alıyorum. Onlarla geçinmeye çalışıyorum, başka gelirim yok. Başka hiçbir gelirim yok. Sağlık sorunum var, o yüzden de çalışamıyorum. Ancak evime bakabiliyorum, kedilerimle ilgileniyorum. Öyle günüm geçiyor” ifadelerini kullandı.
“İSTİKLAL MADALYASI ALMIŞ BİR ASKERİN TORUNUNA BU YAPILIR MI”
İstiklal madalyası olan bir dedenin torunu olduğunu dile getiren Erermiş, gözyaşları içinde yetkililere seslenerek, şunları söyledi:
“Sayın yetkililer beni böyle görüyorsunuz, ilgilenmiyorsunuz. Bir de beni huzurevine atmaya çalışıyorsunuz. Böyle olmaz, olmaz böyle bu işler. Ben Atatürk’ün torunu sayılırım, Atatürk’ün aldığı madalyaları dedem de aldı benim. Bu eziyetleri bana yapmaya hakkınız yok. Hiçbir zaman çıkaramayacaksınız beni buradan. Ben 20 yaşındaydım bu eve girdiğimde, şimdi 51 yaşındayım. 29 senedir buradayım ben. Doğma büyüme Çamdibili’yim. Bana zulüm yapamazsınız, hakkınız yok. Bu vatanın evladı olarak benim de yaşamaya, istediğim yerde yaşamaya hakkım var. Sayın Cumhurbaşkanım beni duyarsanız yardım edin bana, beni belediyeden kurtarın. İstiklal madalyası almış bir askerin torunuyum ben, bana bunları mı layık göreceksiniz?”
(Mihrap Düzöz - Sinan Yeniçeri/İHA)