Nüfusun artmasına paralel olarak daha fazla enerji üretimiyle birlikte karbon bazlı birçok kimyasal, hayatımıza giriyor. İnsanlığın tarih boyunca gelişme çabalarının beraberinde hava kirliliğine yol açtığını belirten VM Medical Park Bursa Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ergün Öztaş, “Çevremize verdiğimiz zararlar daha sonra kendimize döner. Fabrikasyon ürünleri imal ederken çevreye saldığımız karbon bazlı kimyasallar, sağlığımızı ciddi şekilde olumsuz etkilemektedir. Bu ürünler nedeniyle karşı karşıya kaldığımız en büyük sorun, doğada çözünemeyen maddelerdir. Çevre kirliliği ve hava kirliliği, birçok açıdan tüm canlıların ömrünü kısaltır” diye konuştu.
DNA TAMİRİNİ BOZUYOR
Üretim faaliyetleri sırasında kullanılan kimyasallar nedeniyle meteorolojik değişikliklerin kaçınılmaz hale geldiğini de kaydeden Uzm. Dr. Ergün Öztaş, hava kirliliğinin sağlığımıza vereceği belli başlı zararlar için şunları söyledi: “Beslenme sorunlarıyla birlikte alerjik ve sistemik hastalıkların sayısında artış söz konusu olmaktadır. Yine doğurganlık çağındaki annelerin doğurganlığı azalabilmektedir. Çocuklarda da alerjik astım, alerjik rinit ve egzamalar gibi birçok durumla karşı karşıya kalınabiliyor. Öte yandan çocuklarımızın erken yaşta doğada vakit geçirmesinin alerji vakalarının sayısını düşürdüğünü biliyoruz. Karbon bazlı atıkların çoğunun hem sera gazı olarak hem de çevreye salınan karbon nedeniyle çok ciddi hastalıklara yol açabildiğini görmekteyiz. Bu bakımdan akciğer kanseri, pankreas kanseri, cilt kanseri ve mesane tümörleri açısından risk artmaktadır. Petrokimya ürünlerinin ayrışması çok zor. Vücudumuzda da ayrışmıyor ve dolayısıyla DNA’mızın tamirini bozuyor, bu nedenle mutasyon oranı yüksek oluyor. Bu da kansere yol açıyor. Hava kirliliğinin azaltılması ve canlıların kirliliğe daha az maruz kalması, geleceğimiz için çok önemli.”