Çocuklarda idrar yolu enfeksiyonlarının ihmal edilmemesi gerektiğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İlke Beyitler, özellikle kız çocuklarında idrar yolu enfeksiyonu riskinin üç kat daha yüksek olduğunu belirtti.
Çocuklarda görülen idrar yolu enfeksiyonlarının zamanında tespit edilerek gerekli tedavinin yapılması gerektiğini belirten Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İlke Beyitler, “İhmale yer yok” dedi. İhmallerin gelecekte böbrek yetmezliği, hipertansiyon ve gebelik problemleri gibi riskli durumlara neden olabileceği uyarısında bulunan Doç. Dr. İlke Beyitler, bol su tüketilerek, yeterli sıklıkta ve miktarda idrar yapılarak bu durumun önüne geçilebileceğini ifade etti.
İdrar yolu enfeksiyonlarının birçok nedene bağlı olarak geliştiği bilgisini paylaşan Doç. Dr. Beyitler, bu durumdan korunmanın çeşitli yollarına değindi. Geç tanı konulması durumunda tedavi edilemeyen çocukların gelecekte böbrek yetmezliği, hipertansiyon ve gebelik problemleri gibi riskli durumlarla karşılabildiğini anlatan Doç. Dr. Beyitler, bu nedenle söz konusu rahatsızlığın teşhis edilmesi ve zamanında doğru tedavi yöntemi ile takip edilmesinin çok önemli olduğuna vurgu yaptı. Tedavisi kolay ama ihmal ediliyor
Çocuklarda en sık görülen enfeksiyonların başında gelen idrar yolları enfeksiyonlarının özellikle küçük yaştaki çocuklar için risk oluşturduğunu kaydeden Doç. Dr. İlke Beyitler, bu durumun henüz gelişmekte olan böbrekler için tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini ifade etti. Doç. Dr. Beyitler, “Tedavisi kolay olmasına rağmen çoğu kişi tarafından ihmal edilen bu rahatsızlık, çocuklarda ileride daha büyük sorunlara yer açabilir” dedi.
İdrar yolu enfeksiyonlarının oluşmasına neden olan etkenlere de değinen Beyitler, “Küçük çocuklardaki tuvalet eğitimi zorlu ve uzun bir süreç. Bu süre içerisinde anne babaların ciddi bir mesai harcamaları gerekiyor. Yuva ya da anaokulu çağındaki çocuklar birçok nedenle tuvalete gitmeye çekiniyor ve idrarını tutuyor. Bu da başlı başına idrar yolu enfeksiyonlarına yol açan bir sebep. İdrarın mesanede uzun süre kalması, orada hastalık yapan bakterilerin artmasına ve böylece koruyucu hücrelerin bozularak idrar yolu enfeksiyonu oluşmasına yol açıyor. En sık görülen belirtileri ise kabızlık, iştahsızlık, bulantı, kusma, kilo alamama şikayetleri oluyor” şeklinde konuştu.
İdrar yolu enfeksiyonlarına ilişkin belirtilerin okul öncesi çocuklar tarafından dile getirilemediğini de hatırlatan Dr. Beyitler, bunun ilk etapta anne ve babalar tarafından tespit edildiğini söyledi. Enfeksiyona dair bulgulara değinen Dr. Beyitler, küçük çocuklarda bu durumun “çocukların idrarını kesik kesik yapması, huzursuzluk ve ateşlenme” ile kendini gösterdiğini kaydetti. Dr. Beyitler, okul çağındaki çocukların ise kendini ifade edebildiği için “sırt ya da bel ağrısı, idrar yaparken canının acıması” gibi ifadelerle bunu anlatabildiğine vurgu yaptı. Son dönemlerde sık karşılaşılan bir durum haline gelen idrar yolu enfeksiyonunun ilk bir yaşa kadar erkek çocuklarında sık görüldüğünü anlatan Beyitler, kız çocuklarında ise bu sorunun bir yaşından sonra daha yaygın olarak ortaya çıktığını söyledi. Bol su tüketilmeli
İdrar yolu enfeksiyonlarının birçok nedene bağlı olarak geliştiği bilgisini paylaşan Doç. Dr. Beyitler, korunmanın yollarına da değindi. Beyitler, bu enfeksiyonlarla mücadelede en önemli ve faydalı direnç mekanizmasının “yeterli sıklıkta, yeterli miktarda idrar yapılması ile bol su tüketilmesi” olduğunu söyledi. Enfeksiyonların bazı nedenlerine değinen Doç. Dr. Beyitler, “Genital bölgenin çok sık olarak sabun veya şampuanlı suyla yıkanması, mesanenin yetersiz boşalması, böbrek taşı hastalığı, sünnetsiz olma ve mesane dissinerjisi gibi nedenler enfeksiyona sebep olabiliyor. Ancak genel olarak bu enfeksiyon, bağırsak bakterilerinin idrar yoluna ulaşmasıyla meydana geliyor. Kız çocuklarında yüzde 3 oranında görülen idrar yolu enfeksiyonları erkek çocuklarında yüzde 1 oranında görülüyor. Bunun nedeni, mesaneye ilerleyen bakterilerin kız çocuklarda mesaneye daha hızlı ulaşabilmesi. Gereksiz antibiyotik kullanımı, kötü hijyen gibi faktörler de genital bölgenin doğal ortamını bozuyor. Böylece çocukların idrar yolu enfeksiyonundan korunmada direnci azalıyor” ifadelerini kullandı.
İdrar yolu enfeksiyonunun önüne geçebilmek için yeterli sıvı alımının sağlanması ve sık aralıklarla idrar kesesinin boşaltılması gerektiğini anımsatan Beyitler, hijyen alışkanlıklarının gözden geçirilmesinden kıyafetlerin kullanımına kadar birçok önemli ayrıntıyı da paylaştı. Çocuklara daha bol ve rahat kıyafetler giydirin
“İdrar yolu enfeksiyonuna dur diyebilmek ve önüne geçebilmek için, yeterli sıvı alımının sağlanması, sık aralıklarla idrar kesesinin boşaltılması, kabızlığın önlenmesi, varsa işeme bozukluğunun düzeltilmesi ve hijyen alışkanlıklarının gözden geçirilmesi gerekiyor” diyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İlke Beyitler, “Genital bölgenin sabun veya şampuanla değil sadece suyla yıkanması, kız çocuklarda genital bölgenin önden arkaya doğru silinmesi ve banyo süresinin çok uzatılmaması gerekiyor. Tüm bunlara ek olarak dar pantolon, tayt veya külotlu çorap giyilmesi pek tercih edilmemelidir. Bunların yerine çocuklara daha bol pantolon ve rahat kıyafetler giydirilmelidir. Kilosu fazla olan çocuklarda genital bölgenin kuru kalması zor oluyor. Bu yüzden kişiye özel, sağlıklı kilo vermelerine yönelik bir beslenme ve spor programı uygulanmalı, deniz ya da havuzda uzun süre kalınmamalı, çıktıktan sonra ise kuru mayo giyilmesi yine dikkat edilmesi gereken unsurlar arasında yer alıyor” ifadesini kullandı. Nasıl tedavi edilir?
İdrar yolu enfeksiyonunun normal şartlarda 5-10 gün süre içerisinde uygun antibiyotikle tedavi edilebildiğini anlatan Doç. Dr. Beyitler, buna karşın daha ciddi enfeksiyonlarda tedavi süresinin 14 güne kadar uzayabileceğini söyledi. Enfeksiyonun şiddetine göre antibiyotiklerin damar yolu ile veya enjeksiyon yapılarak uygulanmasının gerekebileceği bilgisini veren Doç. Dr. Beyitler, “Çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu tedavisinin yanı sıra riskli hastaların belirli görüntüleme yöntemleri ile incelenmesi ve yeni enfeksiyon gelişiminin önlenmesi için oldukça önemlidir. Bu amaçla en sık kullanılan yöntem ise üriner sistem ultrasonografisidir” dedi.