İstanbul
Yemen'deki İran destekli Husiler, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına karşılık dünyanın en önemli stratejik geçiş hatlarından biri olan Kızıldeniz'de ticari gemilere yönelik eylemlerini sürdürürken, ülke yaklaşık 10 yıldır Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun destek verdiği hükümet güçleri ile Husiler arasındaki çatışmalara sahne oluyor.
Son dönemlerde Yemen'deki Husilerin, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına karşılık ticari gemilere yönelik eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı aldı.
Pentagon, 6 Aralık 2023'te Yemen'deki Husi güçlerinin Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası "Deniz Görev Gücü" kurulması için görüşmeler yaptıklarını bildirdi, 18 Aralık'ta da "Refah Muhafızı Operasyonu" adında çok uluslu misyon oluşturulduğunu duyurdu.
Husilerin saldırıları, Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'sinin yapıldığı Süveyş Kanalı'ndan geçişleri tehlikeye atarken, Kızıldeniz'de ticari gemilerin uğradığı saldırılar ve şirketlerin pes peşe aldığı kararlar, küresel ekonomide yeni bir "tedarik zinciri krizi"nin başlayacağına ilişkin endişeleri artırdı.
Kuzeyde Süveyş Kanalı ile güneyde Babu'l Mendeb Boğazı aracılığıyla Aden Körfezi üzerinden Hint Okyanusu ile Akdeniz’i birbirine bağlayan, Afrika ile Asya kıtalarını ise birbirinden ayıran Kızıldeniz, dünyanın en önemli stratejik geçiş hatlarından biri.
Yemen'de iç savaşın 10. yılında hakimiyet haritasında ciddi değişiklik kaydedilmedi
Kızıldeniz'de gerginlik devam ederken, Yemen'de çatışan tarafların kontrol ve etki haritasında son iki yıl boyunca ciddi bir değişiklik kaydedilmedi.
Yaklaşık 10 yıldır iç savaşın sürdüğü Yemen, nüfuz alanları açısından, Suudi Arabistan'ın desteklediği meşru hükümet, İran'ın desteklediği Husiler ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) arasında üçe bölünmüş durumda.
İran yanlısı Husi milislerin, Eylül 2014'te başkent Sana'yı kontrol altına alarak yönetimi ele geçirmesinin ardından Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyonu 26 Mart 2015'te Yemen'e askeri müdahale başlattı.
Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin desteğini alan Yemen hükümeti, aradan geçen 9 yılda ülkenin tamamında kontrolü sağlamada başarısız oldu.
Yıllardır taraflar arasında yaşanan çatışmalara sahne olan Yemen, iç savaşın yol açtığı yıkımla parçalanmış bir hal aldı.
BM arabuluculuğunda 2 Nisan - 2 Ekim 2022 tarihlerinde 6 aylık bir ateşkes sağlansa da ateşkesin sona ermesiyle birlikte Yemen hükümeti ile Husiler arasındaki çatışmalar kaldığı yerden devam etti.
Yemen'deki çatışma bölgeleri
Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin desteğini alan Yemen ordusu, 2023 yılında Husilere karşı ciddi bir ilerleme kaydedemedi. Taraflar, son iki yıl içinde zaman zaman sıcak çatışmaların yaşandığı Marib, Cevf, Beyda, Dali, Lahic ve Taiz cephelerinde birbirlerine karşı bir üstünlük sağlayamadı.
Yemen'deki iç savaşın sıcak çatışma bölgelerinden biri de stratejik liman kenti Hudeyde ile petrol ve gaz açısından zengin Marib oldu.
Koalisyon güçlerinin, 9 yılı aşkın süredir Husilerin kontrolündeki Hudeyde'yi geri alma girişimleri ise bir sonuç vermedi.
Hükümet güçleri, Hudeyde'ye bağlı bazı belde ve bölgeleri denetiminde tutuyor olsa da kentin şehir merkezi ve stratejik limanlar hâlâ Husilerin elinde bulunuyor.
Husilerin de Marib kırsalında ara sıra düzenlediği saldırılarda elde ettikleri bazı "kazanımlar" dışında stratejik ve hayati öneme sahip noktalarda bir ilerleme kaydedemediği belirtiliyor.
Marib, devam eden çatışmalar ve sayıları her geçen gün artan iç göçmenler nedeniyle "dünyanın en kötü insani krizlerinden" birine sahne oluyor.
Yemen hükümetinin Arap Koalisyonunun desteğiyle kontrolü tamamen sağladığı bölgeler
Uluslararası alanda tanınan Yemen hükümeti, ülkenin yüz ölçümünün üçte birinden fazlasını kapsayan doğudaki Hadramevt'in kontrolünü elinde bulunduruyor.
Petrol açısından zengin ve iş adamlarının yoğun şekilde faaliyet gösterdiği Hadramevt'te; Mukalla, Seyun, Şibam, Terim, Eş-Şihr gibi tarihi, turistik ve sahil şehirlerin yanı sıra Seyun ve Reyyan adlı uluslararası iki havalimanı bulunuyor.
Ülkenin yüz ölçümü açısından ikinci büyük şehri Mehra da aynı şekilde Yemen hükümetinin kontrolü altında. Yemen'in en doğusunda, Umman sınırına yakın bölgede bulunan Mehra'da bağlantı noktası olarak Uluslararası El-Gayda Havalimanı, Neştun Limanı ve Şahin Sınır Kapısı yer alıyor.
Hükümetin, bir kısmını kontrol altında tuttuğu bölgeler
Ülkedeki bazı şehirler ise nüfuz açısından bölünmüş durumda. Meşru hükümetin bir kısmında denetimi sağladığı bazı illerin diğer kısmı Husiler tarafından kontrol ediliyor.
Hükümet güçleri, petrol ve gaz açısından zengin Marib ilinin çoğunluğunda kontrolü sağlamış durumda. Son yıllarda ülkenin en yoğun nüfuslu şehirlerinden biri haline gelen il merkezi Marib de hükümetin denetiminde.
Hükümet tarafından hazırlanan raporlara göre, Marib, 2 milyondan fazla yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapıyor. Bu sayı, ülkedeki toplam 4,5 milyon yerinden edilmiş kişinin yaklaşık yarısına tekabül ediyor.
Husiler, hükümetin "kalesi" ve Savunma Bakanlığının ana karargahı olmasından dolayı Şubat 2021'de Marib'i ele geçirmek için şehre yönelik saldırılarını yoğunlaştırmıştı. Ancak son iki yıldır Husi saldırılarının seyrinde azalma gözlemleniyor.
Hükümet, Lahic kentinin de büyük kısmını kontrolü altında bulunduruyor. Husilerin ele geçirdiği bölgelerde ise herhangi bir ilerlemenin kaydedilmediği çatışmalar yaşanıyor.
Benzer bir durum Dali'de de söz konusu. Kentin büyük çoğunluğu hükümet güçlerinin kontrolünde bulunurken, Husilerin kontrol ettiği bölgelerde her iki tarafın da galip gelemediği çatışmalar sürüyor.
Hükümet güçleri, nüfusu en kalabalık kent Taiz'in de yüzde 60'ını denetimi altında tutuyor. Ancak Husiler, Taiz'in doğusunda, özel sektöre ait fabrikaların bulunduğu ve kentin toplam gelirlerinin yüzde 70'ini elinde bulunduran El-Huban'ı kontrol etme ayrıcalığına sahip.
Husilerin tam kontrolündeki bölgeler
Husiler, başkent Sana'nın da bulunduğu ülkenin kuzeyindeki bazı şehirlerin kontrolünü elinde bulunduruyor.
Sana, en önemli devlet kurumlarına, telekomünikasyon sektörüne ve Husilere büyük gelir sağlayan birçok şirket ve fabrikaya ev sahipliği yaptığı için ülkenin en önemli kenti konumunda.
Sana dışında Zemar, Beyda, İbb, Rayme ve Amran kentlerinin tamamının denetimi Husilerin elinde.
Husilerin büyük çoğunluğunu elde tuttuğu kentler
Ülkenin batısındaki Hudeyde'nin sahil bölgesi Husilerin kontrolünde. Yemen'in en önemli limanlarından birine sahip kentin bu bölgesi, ülkeye gelen dış yardımlara ve gelirlerin yüzde 70'ine ev sahipliği yapıyor.
Husiler, Suudi Arabistan'a kara sınırı bulunan Cevf kentinin de kontrolünü elinde bulunduruyor. Hükümet güçleri ise burada küçük bir bölgede, mevcudiyetini sürdürüyor.
Hacce ve Sada kentleri de merkezleri dahil olmak üzere kontrolün büyük kısmı Husilerde olan iki şehir.
BAE destekli GGK'nin tam kontrolündeki bölgeler
BAE destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) ise meşru hükümetin Sana'dan sonra geçici başkent ilan ettiği Aden'in tamamında kontrolü elinde bulunduruyor.
GGK'nin 2019 yılında tamamını ele geçirdiği vilayet, Sana'dan sonra ülkenin en önemli ikinci kenti konumunda. Şehir, savaştan önce ekonomi ve ticaret kenti olarak tanınıyordu.
Hint Okyanusu'na bakan Sokotra kenti ve önemli petrol kaynaklarına sahip Şebve de GGK'nin kontrolünde.
Ebyen kentinin kontrolü de GGK ile hükümet güçlerinde. GGK, ülkenin güneyindeki Lahec ve Dali'de siyasi ve askeri güce sahip bulunuyor.
Yemen'deki insani kriz
Yaklaşık 10 yıldır İran destekli Husiler ile Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun desteklediği hükümet güçleri arasındaki şiddetli çatışmalara sahne olan Yemen'de, yoksulluğun giderek artmasıyla birlikte açlık ve yetersiz beslenme de günden güne yayılıyor.
Ülkede yıllardır süren çatışmalarda yaklaşık 377 bin kişi yaşamını yitirdi.
Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Yemen'de iç savaş nedeniyle yaşanan insani kriz, her geçen gün daha da büyüyor.