12 yaşında Bursaspor altyapısına nereden gelmiştin? Seçmelere mi katıldın?
Bursa’da Grassroots Turnuvası düzenleniyordu. Ben de o sırada Nilüfer Belediyespor’da oynuyordum. Beni orada beğenmişler, hemen çağırdılar. Enes Ünal, Ozan Tufan ve Ertuğrul Ersoy’la birlikte oynamaya başladık.
A takıma ilk kez ne zaman çağırıldın?
Geçen sezon Ertuğrul Sağlam çağırmıştı. Boluspor’la kupa maçımız vardı. A takımla ilk resmi maçıma da Hamza hoca zamanında çıktım.
Soyadın nereden geliyor? Bazen kanatta oynadığını da düşünürsek, arkadaşların sana takılıyor mu?
Takılıyorlar tabii! Altyapıda lakabım “Can’t fly”dı (“Uçamaz”), şimdi “Kubi” diyorlar.
Hep forvet mi oynuyordun, yoksa kayarak öne doğru mu geldin?
Çok mevki gezdim. Orta saha başlamıştım, forvet arkası ve sol bek oynadım. Boyum uzun olduğu için yerimi zor buldum.
Uzun boylu bir forvet olmanın olumlu ve olumsuz tarafları neler?
Zlatan Ibrahimovic var, Didier Drogba var, Hakan Şükür var… Ibrahimovic’in topukla attığı gollere, röveşatalarına bayılıyorum. Ben de videolarını izleyerek kendimi iyi hissetmeye başladım. Hatta U-19 takımında Sivasspor’la oynayacağımız bir maçtan önce Ibrahimovic’i izleyip, maçta onun gibi bir gol attım!
Gol atmayı seri hale getirmeye ne zaman başladın?
U-19’da 22 gol atmıştım, geçen sezon da toplam 30 gol attım, U-21’deki Akhisar Belediyespor maçında beş gol attım.
Özgüvenin yükselmeye başladı mı?
U-21’de çok iyi bir takım olduk. O yüzden gol atmak zor değil. Beni iyi besliyorlar. Bu sayede de sezonu çift kupayla tamamladık. Süper Kupa maçında son dakikalarda bir gol atmıştım, şampiyon olmuştuk.
Hangi konularda eksiklerini kapatmaya çalışıyorsun?
Çok eksiğim var. Fiziğimi daha oturaklı hale getirmem, hava toplarına tamamen hakim olmam gerekiyor. Daha “golcü” olabilirim! Süper Lig’de gol kralı olmayı hayal ediyorum. Takım oyunu beni çok mutlu ediyor. Maç içinde güzel paslar gördüğümde istemsizce gülümsüyorum.
Seninle ilgili araştırma yaparken bir İtalyan futbol dergisinde hakkında yazılmış bir yazıya denk geldim. Özelliklerini anlata anlata bitirememişler! İtalya Milli Takımı’yla kaç yaşında karşılaşmıştın?
İtalyanlarla oynadığım maçta üçüncü kez milli oluyordum. 19 yaşımdaydım. Heyecandan çok da iyi oynayamamıştım aslında.
Süper Lig’de gol atmaya başladıktan sonra hayatında neler değişti?
Çok bir şey değiştiğini söyleyemem. Otobüse, metroya biniyorum; yine aynı benim yani. “Seni bir yerden tanıyorum sanki. Adın ne?” diyor biri mesela. “Kubilay” deyince hemen soyadımı söylüyorlar.
Geleceğinle ilgili nasıl planların var?
Avrupa’da oynasam da olur, oynamasam da; Bursaspor bana yeter.
Röportaj Hilal Gülyurt Fotoğraf Barış Tekin / FourFourTwo