Dolar kuru 4,90 seviyelerini test ederek yeni bir rekor kırarken euro ise rekorunu 5,76 seviyelerine taşıdı. Böylelikle Türk Lirasının değer kaybı yılın başından beri yüzde 25’e yaklaştı. Dolar/TL 13.25 itibariyle 4.8456, euro/TL ise 5.6847 seviyelerinde seyrediyor.
Kurdaki sert dalgalanmanın sebeplerine yönelik değerlendirmelerde bulunan Dr. Mahfi Eğilmez, “Son dönemde TL’nin özellikle dolar ve euro karşısında değer kaybında yaşanan hızlanmanın birçok nedeni var. Bunlardan bazısı bizim dışımızdaki nedenlerden kaynaklanıyor. Mesela dolar endeksi yükseliyor. Ayrıca euro/dolar paritesi de dolar lehine değişiyor. Bu demektir ki dolar, diğer paralara karşı değer kazanıyor. Bu değişimin etkisi diğer paralarda olduğu gibi TL’de de değer kaybı oluşturuyor. Buna ek olarak Türkiye’nin 2018 Şubat-Aralık döneminde yapması gereken dış borç geri ödemesi tutarı toplamda 93,5 milyar dolar. Bu dönemde yapılan döviz talebi bu dönemde kurları yükseltiyor” açıklamasında bulundu.
“ORTAYA ÇIKAN EK DÖVİZ TALEBİ KURLARIN DAHA DA YÜKSELMESİNE YOL AÇIYOR”
Ekonomist Mahfi Eğilmez, ortaya çıkan ek döviz talebinin de kurların yükselişinde etkili olduğuna vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı:
“Bir başka neden, kurların bu iki etki ile yükselmesinin yol açtığı ek talep artışları. Şubat ayı itibariyle reel kesimin (finans kuruluşları dışında kalan özel kesim kuruluşları) döviz açık pozisyonu toplamı 222,7 milyar dolar. Kurların yükseldiğini gören reel kesim kuruluşları, kurlar daha fazla yükselmeden döviz alıp açık pozisyonlarını kapatmak istiyorlar. Böylece ortaya çıkan ek döviz talebi kurların daha da yükselmesine yol açıyor.”
“HANE HALKLARI DA KURLARDAKİ YÜKSELMEYİ GÖREREK DÖVİZE TALEP OLUŞTURUYOR”
Merkez Bankası’nın faiz artırımı yoluyla müdahale etmemesinin otomatik dengelemenin işlemesini engellediğini belirten Dr. Eğilmez, “Benzer biçimde hane halkları da kurlardaki yükselmeyi görerek dövize talep oluşturuyor ve kurların daha da yükselmesine neden oluyor. Eskiden hane halkları kurlar yükseldiğinde Merkez Bankası’nın faiz artıracağını ve dolayısıyla kurların daha fazla yükselmeyeceğini düşünürler, o aşamada ellerindeki dövizi satar ve bu kez kur düşüşüne yol açarlardı. Bu kez Merkez Bankası’nın faiz artırımı yoluyla müdahale etmemesi bu tür bir otomatik dengelemenin işlemesini de tıkıyor” dedi.
“SON YILLARDA BU KADAR KISA SÜREDE YAŞANMIŞ EN BÜYÜK DEĞER KAYBINA İŞARET EDİYOR”
Yılbaşından bugüne kadar Türk Lirasındaki değer kaybının son yıllarda kısa sürede yaşanan en büyük değer kaybı olduğuna işaret eden Mahfi Eğilmez, “Yılbaşından bugüne kadar değer kaybı yüzde 22’nin üzerine çıkmış bulunuyor. Bu, son yıllarda bu kadar kısa sürede yaşanmış en büyük değer kaybına işaret ediyor. Merkez Bankası, bankaları, geç likidite penceresinden gecelik yüzde 13,5 faizle fonluyor. Piyasada 2 yıllık gösterge tahvilin faizi yüzde 17,05. Merkez Bankası faizi artırıp kuru düşürse yabancı fonların bir kısmı düşük kurdan dövizi alıp gidecekler, faizi artırmazsa, piyasada yüzde 17’yi aşmış faize karşılık bankaları yüzde 13,5 ile ucuza fonlamaya devam edecek. Karar almakta geç kalmak çoğu kez böyle ‘iki arada bir derede kalmakla’ sonuçlanır” değerlendirmesinde bulundu.
(Rıfat Fırat/İHA)