İstanbul
Kurtulmuş, TBMM Filizi Köşk Sosyal Tesisi'nde, Türk Parlamenterler Birliği üyeleriyle bir araya geldiği programda yaptığı konuşmada, dünyada her alanda büyük alt üst oluşların, yeni birtakım dengesizliklerin ortaya çıktığı bir dönemden geçildiğini, bugün dünyada yaşanılan en temel sorunun bir denge ya da dengesizlik meselesi olduğunu söyledi.
Böyle bir dönemde, dünya sisteminin varlığından dahi söz edilemeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, "Tam manasıyla bir sistemsizlik, tam manasıyla bir dağınıklık, dünyanın siyasal ve ekonomik küresel kurumlarının tamamının müflis bir vaziyete geldiği bir düzensizlikten bahsediyoruz. Bizatihi başka hiçbir sorun olmasa dahi, bu dengesizlik durumunun, tek başına dünyada birçok sorunun kaynağı olduğu aşikardır.'' diye konuştu.
Kurtulmuş, şu anda dünyanın birçok yerinde farklı güç merkezlerinin büyük bir mücadele içerisinde olduğunu, bu kadar çok çatışmanın, gerilimin, haksızlıkların olduğu bir sürecin, insanlık için hayra alamet olmadığının herkes tarafından görüldüğünü kaydetti.
Dünyanın bugünkü halinin hem siyasal gerilimler hem askeri çatışmalar hem ekonomik olarak bölgeler ve ülkeler arasındaki farklılıkların İkinci Dünya Savaşı öncesindeki döneme benzediğine dikkati çeken Kurtulmuş, dünyanın içinde bulunduğu bu durumu endişe ve dikkatle takip ettiklerini belirtti.
"Avrupa kıtasında aşırı sağcı akımların güçlenmesi, demokrasi dışı eğilimlerin olağan hale geldiği bir dönemi ortaya çıkarıyor”
Avrupa kıtası başta olmak üzere dünyanın hemen her tarafında demokrasi dışı anlayışların etkin bir hale geldiğini ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle Avrupa kıtasında aşırı sağcı, antidemokratik akımların güçlenmesi, aslında Avrupa'nın temel değerlerinden uzaklaşmayı sağlamakta ve bu anlamda da demokrasi dışı eğilimlerin olağan hale geldiği bir dönemi ortaya çıkarıyor. Herhalde şu tahminde bulunmak çok erken bir tahmin değildir. Önümüzdeki dönemde dünyada siyasal olarak en önemli iki farklı akım ne olacak derseniz, bir tarafta demokrasi ve demokratik teamüller, diğer tarafta otokrasi ve otokratik teamüller arasında bir gerilimin, çatışmanın olacağı aşikardır.
Bugün İsrail'de Netanyahu ve çetesinin ortaya koyduğu bu baskıların, bu saldırıların arkasındaki temel nedenlerden birisinin de demokrasiye tamamıyla inanmayan, rafa kaldıran, otokratik bir anlayışla hem kendi ülkelerinde bir yönetim ortaya koymak hem de bunun üzerinden otokratik, baskıcı bir anlayışla Orta Doğu'da hükümran olmak gibi bir anlayışın olduğu görülüyor.''
Kurtulmuş, gelecek dönemde ''demokrasi'' ve ''otokrasi'' arasındaki çelişkinin dünya siyasetinde ciddi bir şekilde konuşulacağını da vurguladı.
''İsrail'in katliamları hiçbir kurumun inisiyatif alarak çözebileceği bir noktaya getirilememiştir''
Yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslamofobi’nin dünyada yaşanılan bir diğer temel sorun olduğunu dile getiren Kurtulmuş, bu sorunların sonuçları yerine nedenleriyle ilgilenmek gerektiğine işaret ederek, "Önümüzdeki dönemde yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve özellikle İslam düşmanlığının bir kanser uru gibi bütün ülkeleri, özellikle Batı ülkelerini saracağının aşikar olduğu görülüyor.'' dedi.
Kurtulmuş, dünyanın küresel olarak çözüm bulmak zorunda kaldığı sorunların ortak bir perspektifle çözülebilmesinin mümkün olmadığı bir zemine doğru ilerlendiğine dikkati çekerek, ''En ürkütücü olan taraf budur. İşte en son İsrail'in neredeyse soykırım boyutlarına varan, Gazze halkı üzerindeki, Filistin halkı üzerindeki katliamları neredeyse Birleşmiş Milletler başta olmak üzere hiçbir kurumun inisiyatif alarak çözebileceği, sonuç üretebileceği bir noktaya getirilememiştir.'' değerlendirmesinde bulundu.
TBMM Başkanı olarak katıldığı uluslararası toplantılardaki ortak bildirilerde yer alması istenen, ''acil ateşkes'' ve ''Gazze halkına insani yardımın sağlanabilmesi için uluslararası camia harekete geçmelidir.'' ifadelerinin İsrail'den daha çok İsrailci olan bazı ülkelerce engellendiğini bildiren Kurtulmuş, bu yaklaşımın, dünya sistemi açısından önemli bir hastalık olduğunu belirtti.
''Ümidimiz, bunun kalıcı bir ateşkese döndürülmesi''
Kurtulmuş, dünya halklarının İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına karşı büyük bir insanlık cephesi oluşturduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
''Zaten son kabul etmek durumunda kaldıkları ateşkes de birtakım odalardaki, böyle ikili-üçlü kulisler sonucunda ortaya çıkan sonuçlar değil, dünya halklarının koymuş olduğu bu net duruş sayesindedir. İnsanlık cephesinin ortaya koymuş olduğu, 'Biz insanlığın yanındayız.' çığlıklarının bir şekilde karşılık bulmasıdır. Ümidimiz, bunun kalıcı bir ateşkese döndürülmesi ve Filistin davasında kalıcı bir şekilde çözüme varılabilmesi için adımların atılmasıdır.”
Gazze’ye yönelik saldırılar karşısında Türkiye olarak ilk günden itibaren gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın gerek kendilerinin her platformda Türkiye'nin tezlerini gündeme getirdiklerini anlatan Kurtulmuş, her platformda, yeri geldiğinde en sert tartışmaları yaparak bu anlamda insanlık cephesinin ayaklarının üzerinde daha sağlıklı durabilmesi için büyük bir destek, büyük bir gayret ortaya koyduklarını vurguladı.
Kurtulmuş, konuşmasının ardından Türk Parlamenterler Birliği üyelerinin sorularını yanıtladı.