Suç örgütü lideri olduğu gerekçesiyle 66 yıl hapis cezasına çarptırılan Kürşat Yılmaz’ın Yargıtay’dan dönen davasının görülmesine devam edildi. İstanbul 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya başka suçtan tutuklu bulunan Erdal Çetin, Yakup Kürşat Yılmaz, Yılmaz Katmerci cezaevlerinden getirilirken, başka suçtan tutuklu sanıklar Önder Cengiz Kart ve Ehat Akyol, tutuklu bulundukları cezaevinden görüntülü sistemle bağlandı. Tutuksuz sanıklar Murat Savaş ve Mehmet Akyıldız ve taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu. Kürşat Yılmaz’ın avukatları yargılamanın durdurulması ve infazın ertelenmesi talebinde bulunarak heyete dilekçe sundu.
Mahkeme heyeti, ifadelerin tamamlanmasının ardından ara karar oluşturmak için salonu boşalttı. Kısa aranın ardından duruşma salonuna yalnızca avukatlar ve sanıklar alındı. Ara kararda yargılanmanın yenilenmesi talebi, dosyada uygun şartların henüz oluşmaması sebebiyle reddedildi. Duruşma Mart ayına ertelendi. Bu sırada sanık bölümünde hazır bulunan Kürşat Yılmaz heyetten tekrar söz istedi. Heyet ara karar oluşturduğunu, söz hakkı verilemeyeceğini söyledi ancak Yılmaz’ın konuşmada ısrar etmesi üzerine söz verdi.
"1 MİLYON VERSİN İŞİNİ HALLEDELİM DEMİŞLER"
Yaklaşık 12 yıldır cezaevinde tutulduğunu belirten Yılmaz, "Bu suçların hepsini ben mi işledim? Benim suçum ne? Dosyam Özel Yetkili Mahkeme’deydi, oralar kapsamında başka mahkemelere gitti. Bozulan dosyam size geldi. Fatih’te Meşale Çay Bahçesi vardır, buraya hukukçular gider. Bir gün buradan bana haber gönderildi, Kürşat Yılmaz 1 milyon versin işini halledeceğiz demişler. 1 gün dahi cezaevinde yatacak suçum yokken 12 yıldır içerdeyim" şeklinde konuştu.
"12 SENE DAHA YATSAM UMURUMDA OLMAZ"
"FETÖ heyeti tarafından tutsak edildim" diyen Yılmaz, "’1 milyonum yok, olsa da vermem. Beni 10 sene yatırdınız bir de para mı vereyim’ dedim. Bu saatten sonra 12 sene daha yatsam umurumda olmaz. Daha önceki yıllarda dilekçeler yazdım. FETÖ’nün benimle bir sürü insanı tanıştırdığını, cinayetler işlememi istediklerini ancak benim bunları yapmayacağımı söylediğimi yazdım dilekçelerde" ifadelerini kullandı.
"HEYETTEKİ ÜYELERİ BİLMEM AMA SEN FETÖ ÜYESİSİN"
Yılmaz konuşmasının devamında, "Siz Fetullah Gülen cemaatinin üyesisiniz. 15 Temmuz’da benim ölüm kararım çıktı. Ben şu an ölü olarak karşınızdayım. Siz de benim katilimsiniz. Siz cemaatçisiniz, sizi reddediyorum. Seninle hukuken savaşımı vereceğim. Benim katilim sensin. Benim ne suçum var beni içerde tutuyorsunuz? Heyetteki üyeleri bilmem ama sen FETÖ üyesisin. Sayın başkan, ‘sayın’ı saygıdan demiyorum, burada Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ettiğiniz için söylüyorum. İnşallah bir gün sizi tutuklatacağım. FETÖ’cülerin başı sensin. Ben saygısızlık yapmak istemiyorum, benim üslubumda saygısızlık yok zaten" dedi.
"ÖRGÜT ÜYESİ OLMANIZ ÇOK GÜZEL"
Mahkeme Başkanı, Yılmaz’ın sözlerini tutanağa geçirttikten sonra duruşmanın bittiğini hatırlatıp, Jandarma görevlilerine Yılmaz’ı götürmelerini söyledi. Salondan götürüldüğü sırada konuşmaya devam eden Yılmaz, "Örgüt üyesi olmanız çok güzel. Hala devam ediyor mu bu örgüt? Bunların gücü hala devam ediyor bu ülkede" diye konuştu.
HSYK’YA YAZI YAZACAKLAR
Yeniden ara karar oluşturan mahkeme heyeti, Kürşat Yılmaz’ın mahkeme başkanı hakkındaki ifadeleri hususunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna (HSYK) yazı yazılmasına hükmetti. Mahkeme heyeti, celse arasında başkan Karayıldız olmadan bir araya gelerek, reddi hakim talebinin değerlendirilmesine karar verdi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Kürşat Yılmaz, şarkıcılar İbrahim Tatlıses ve Alişan ile manken Tuğba Özay, iş adamı Korkmaz Yiğit, gibi ünlü isimlerin yargılandığı çete davası 19 Ocak 2010’da karara bağlanmıştı. İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Kürşat Yılmaz’ı "Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek", "Nitelikli yağma", "Tehdit", "Kasten adam yaralama" , "Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" suçlarından toplam 66 yıl 3 ay 15 gün hapis cezasına çarptırmıştı. Şarkıcı İbrahim Tatlıses ve Alişan ise "Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmış, ancak cezaları ertelenmişti. Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2011 yılında yerel mahkemenin verdiği kararı kısmen onamış, kısmen de bozmuştu.
(İHA)